S.3 Eksik kalp

198 42 9
                                    

...Yaşadığı şeyle şok olurken fısıltıyla,

" Vampir." Dediğini duydum.

Damarından emdiğim kanını ağzımda biriktirip bir iki saniye sonra tekrar ittim damarına ve bıraktım.

Ağzımda kalan iğrenç tadı yere tükürerek dudaklarımı koluma sildim.

Alev alev yanan kanı damarlarını dolaşmaya başladığında bütün vücudu bu acıyla kıvranmaya başladı. En az bir hafta bu acıyı çekecekti.

Çünkü benim dişlerimin değdiği yere dilim değmezse bu acı geçmezdi.

Ben Melinda'yım.
Hem bir vampir hem bir cadıydım.

Avucumun içinde bir acı hissettim. Yine. Elimi kaldırıp avuç içime baktım. Bir kalp izi daha gördüm anlık. Ölen Melda'nın intikamı bana bir kalp mi kazandırmıştı. İşte buna memnun olmuştum. Artık 2 kalbim vardı.

Bu keyfin üzerine bir süre daha ayakta durup duvarın dibinde çektiği acı ile iki büklüm olmuş kıvranan adamı izlemeye devam etdim. Bunu yaparken acayip zevk aldım üstelik. Eminim çektiği acı Melda'nın da hoşuna gidiyordu.
Şuan canı o kadar yanıyordu ki kasılan bedenini ve boyun damarlarının kabardığını görebiliyordum. Ah! birde gözlerinin kızaran beyazları.

Bir dizimin üzerine çökerek elimi çeneme koydum.

" Nasıl?
Acı çekmek eğlenceli mi? "

" Bu acıyı ezberle Fikret.
Sık sık tadacaksın."

" FİKRET BEY!
NERDESİNİZ.! "

Duyduğum sese bakılırsa adamları bu iğrenç adamı arıyorlardı. Yavaşça ayağa kalktım.

" Seninle işim henüz bitmedi Fikret. Yine görüşeceğiz.
Seni öyle bir hâle getireceğim ki acıdan aklını kaçıracaksın."

Dedikten sonra ellerimi arkamda birleştirdim. Topuklarımı yere vura vura ve kırıta kırıta barın arka girişine doğru yürürken Melinda'yı geçtiğim koridorun karanlığında bırakıp Melda ile girdim mekana.

Ama kapıdan girer girmez o sinir bozan insanı gördüm. Yanında da Eda panikle bana bakıyordu.

Adam beni görür görmez hızla yanıma gelerek karşıma dikilip bağırmaya başladı.

" Melda hanım.
Nerdesiniz siz?
Çıkmak için kimden izin aldınız?
Bu! Ne! Saygısızlık!
Sizi işe alırken şartları söylemedik mi? Ortadan kaybolduğunuz için sizin yerinize servisi ben yapmak zorunda kaldım.
Müdürmüyüm, garsonmuyum!? "

Bütün söylediklerini gözlerimi devirerek dinledikten sonra bir anda,

" YETER! "

Diye bağırarak yakasına yapıştım.

" Melda."

Dedi Eda panikle kolumdan tutarak.

Ben aldırış etmeden devam ederken Eda'nın elleri kolumda, gözleri yüzümdeydi hâlâ.

Karşımdaki insan pisliğini silkeleyerek,

" Bana BAK! "

Dedim. Ama kahretsinki adını unutmuştum. Hiç beklemediği tavrım karşısında şaşırarak bakarken, yanımdaki Eda'ya çevirdim başımı,

" Adı neydi bunun."

Önce
" Be-Berk." Dedi kekeleyerek sonra,

"Melda yapma." Dedi çekinerek.

" Bana bak Fare." Dedim yinede.

Fare Berk'ten daha çok yakışıyordu bu surata.

" Geldiğimizden beri koca kıçının üzerinde gelenleri, gidenleri izliyor hiç bir şey yapmadan öylece oturuyor, birde başkalarını aşağılıyorsun.
Sen kendini bu dünyanın sahibi falan mı sanıyorsun?"

SÜRGÜN ( 1001 ) ( TAMAMLANDI✔️)Where stories live. Discover now