nous sommes amoureux partie 1

403 58 9
                                    

Oy ve yorum yapmayı unutmayın<3

Minho

Başımı sert göğüse biraz sürtüp yerimde biraz hareket ettirdim. Ne kadar içmiş olsa bile buram buram kahve kokuyordu.O akşam ben uyurken başımı bacaklarına koyduğumda aldığım koku ile aynıydı kokusu yine. Sigara ve içki içmesine rağmen sert bir kahve kokusuna sahipti. İkimiz için açtığı şarkıyı mırıldanıyor ve kulaklarımı kutsuyordu.

Sigara içemezdim nefesim kesilirdi. O ise günde nerdeyse bir paket bitiyor. İçki ise eğlence amaçlı bir kaç bardak içerdim sonra geride kalan koku miğdemi bulandırırdı . Kahve belki soğuk kahve. Ama kokusu çok ağır olan kahveleri içemezdim. Kokulara takıntılıydım. Ama onun kokusu beni kendine çekiyordu. Orda onun yanında o kokuyu solumam gerekiyormuş gibi hissetiriyordu ve derin nefeslerle onu soluyordum.

Saçlarımdaki parmaklar beni mayıştırsada artık üşümeye başlamıştım. Anılarımı anlatığım için ağlamıştım ve uykum da gelmeye başlamıştı ancak kendimi hafiflemiş hissediyordum felix ve seungmin olaylarla yakından ilgilensede kimseye bu kadarını anlatamamıştım.

Jisung da üşüdüğümü fark etmiş gibi saçlarımdaki elini sırtıma koyup okşamaya başladı. Kendine biraz daha yaklaştırmış ve sarmalamıştı.

Geldiğimde saat dokuza geliyordu iki saatir burdaydık.
Geçen gün sarhoş olduğumda dudağından öpmüştüm onu ama hatırlamıyordum. Az önce konuştuğumuz esnada ki yakınlığımdan dolayı ilk önce kimin hamle yaptığını bilmiyorum ancak öpüşmeye başlamıştık.
Dudaklarının dudaklarımın arasında kaymasına izin verdim. Kalbimi titretecek kadar güçlüydü. Pembe , küçük dudaklarının sadece dudaklarının arasında olması.

İlk öpüşmem değildi kızlarla öpüşmüştüm ama bu tarif edilemez bir duyguydu. Kalbim atmayı kesecek , ruhum bedenimi terk edecek sanmıştım. Düşündüm acaba biz tekrar öpüştüğümüzde az öncekinden daha güzel hissettirir miydi ?

İkimizde ayrıldığımızda ben başımı tekrar onun göğüsüne indirdip kanlı elini ellerimin arasına aldım. Yavaş yavaş okşuyordum. Canının yanmasından korkuyordum.

Ocak ayının ikinci haftasıydı ve gerçekten üşüyordum ancak yanımdaki beden nasıl bedenime değdiği yeri sıcacık yapıyordu bilmiyorum.
Sırtımdaki okşama yavaşlayıp tamamen durunca konuştu.

"Hadi gidelim. Üşüteceksin."

"Geçen akşamda uçurumun kenarında seninle uyudum ve sen böyle bişey söylemedin.
Neden birden beni önemsediğini merak ettim."

Ondan ne istiyordum.
Sevgilimin üşütmeni istemiyorum.
Söylemeyeceğini bile bile bunu söylemesini umuyordum.

"O akşam felix için gelmiştin. Benimle bir bağlantın yoktu. Şimdi ise benim için burdasın ve akllımdaki kişinin ve eğer az önce verdiği sözü tutarsa kalbimdeki kişinin üşütmesini istemem."

Gülümsedim.
"Ben verdiğim sözleri tutarım."
Oda gülümsedi.
"Bilmem mi."

Göğüsünden doğruldum ve oturdum.
Oda aynısı yapıp bir anda ayaklandı. Telefonu cebine attı ve elini uzatıp kalkmama yardımcı oldu.

Kalkarken kavradığım eli bırakmadım, oda çekmedi. . Ben şuan nerdeyse yüz metre bir uçurumun kenarında duruyordum ve aklımda sadece yanımdaki bedenin nasıl hissetiği dönüyordu. Yükseklik korkumun o varken yok olması şimdiden kaderim olduğunu gösterirdi değilmi?

Ne düşüşünüyorsun minho kendine gel. Sen onbeş yaşında ergen bir kız değilsin.

Yol boyunca sessizdik. Evine çıkmak için bindiğimiz asanördeyken zayıf bedenini bana yaslıydı bu seferde ben onun sırtını okşuyordum.
Onuncu kata durana kadar elimiz birleşikti ama asansör durunca hem bedenini bedenimden hem elini elimden ayırdı. Bende bozuntuya vermedim. Yakında yeniden tutardı belki hım.

nepenthe MinsungWhere stories live. Discover now