Rekabet

64 12 19
                                    

"Her insanın hayatında geçirmiş olduğu bir çöküş ya da yorgunluk dönemi vardır. Artık her şeyden bıktığımız, herhangibir şey yapmadan yorulduğumuz, yataktan kalkmak istemediğimiz, yemek bile yiyemeyip sadece bütün gün üzerimizde olan ölü toprağıyla geçirdiğimiz günler....

Kimi insanın bu dönemde yanında arkadaşı olur kimi insanın ise ailesi fakat bazıları vardır ki yanında hiç kimse olmadan, tek başına, yapayalnız bu dönemi atlatmaya çalışırlar. Yaşayan bilir bunun da herkes altından kalkamaz. Kimisi içten içe kendini öldürerek atlatmaya çalışır kimisi ise sadece bekleyip o an ki durumunun bile tadını çıkararak ölümünü bekler.

Doğru hayat herkese zordur ama hayat en çokta yalnız olana zordur."

Şuan da parkın ortasında kucağıma bayılmış ve ateşler içinde yanan bir Yoongi'yle öylece duruyordum ve kahretsin ki ne yapacağımı bilmiyordum. Hava gittikçe daha çok soğuyordu ve eğer böyle kalmaya devam edersek Yoongi daha da kötü olacaktı.

Aklımdan bir anlık evine götürmek geçmişti ama evini bile bilmiyordum ki bilsem bile galiba evine götürmezdim çünkü bayılmadan bir kaç saniye önce bana "Ben gitmem o eve Taehyung, gidemem." gibi bir şeyler söylemişti ve ne olduğunu bilmesem bile gitmek istemiyorsa o eve gitmezdi. Ben de sonunda parkın ortasında böyle beklemek yerine kendi evime götürmeye karar verdim.

Yoongi'yi dikkatlice daha çok kucağıma çekip, ellerimi bacaklarının altından geçirerek kucağıma daha çok yerleşmesini sağlamıştım. Yavaşça oturduğum banktan kalkarak çokta uzakta olmayan parkın dışındaki arabama doğru yürümeye başladım.

Yoongi'nin nefesi tam boynuma doğru geliyordu sıcaktı, çok sıcaktı.... Sanki ağzından Alev çıkıyormuş gibi fazla sıcaktı ve ben biraz korkmaya başlamıştım.

Tamam, Yoongi benim düşmanım veya herneyse işte rakibim olabilirdi ayrıca gıcık, durmadan konuşan, beni her vakit bulduğunda tersleyen, ukala, biraz aptal ve çirkin bir şey olabilirdi ama sonuçta o da bir insandı... İnsandı yani ve bu kadar hasta olmasını istemezdim. Evet, böyle.

Kucağımdaki Yoongi'yi yavaşça yan koltuğa oturtmaya çalıştım sonunda oturttuğumda ben de sürücü koltuğuna geçerek eve doğru sürmeye başladım.

.

Geçirdiğimiz 15 dakikalık yolculuğun ardından sonunda eve gelmiştik yan koltu olan Yoongi'ye baktım ve elimi alnına koydum hâlâ ateşi çok fazlaydı ve hızlı hızlı nefes alıyordu. Daha fazla brklememeye karar verip arabadan inerek Yoongi'yi tekrar kucakladım. Cebimden zorlukla çıkardığım anahtar ile kapıyı açıp içeri geçmiştim. Önümdeki uzun hole bakarak bir an kararsız kalmıştım acaba odama mı götürmeliydim yoksa salona mı yatırmalıydım?

Odama götürmenin pek uygun olmadığını düşünerek salona doğru ilerledim. Salona vardığımda Yoongi'yi uzun yeşil tonlarında olan L koltuğuma yatırdım. Yatırdığım an tekrar ateşine bakıp bir an önce nie şeyler yapmam gerektiğini düşünerek banyoya doğru ilwlerdim. Öncelikle elime ateş ölçeri aldıma sonrasında başına biraz ıslak bez koymak için küçük bir kovaya biraz soğuk su koydum ve dolaptaki küçük havlulardan aldım.

Elimdeki malzemelerle içeriye vardığımda Yoongi bir şeyler sayıklıyordu elimdekileri bırakarak ne dediğimi anlamak için biraz daha yakınına yaklaştım. Nefesi gerçekten çok sıcaktı ve Baba diyerek bir şeyler söylüyordu. Acaba babası ile mi tartışmştı? Peki bu tartışma ne kadar büyüktü ki Yoongi o eve dönmek bile istememişti?

Yerden ateş ölçeri alarak yanağının iç tarafına doğru yerleştirerek ateşini ölçmüştüm 39 dereceydi cidden fazla. Elimdekini bırakıp yerdeki havluları soğuk suda ıslatarak alnına ve kollarına koymaya başladım.

Mozart'ın Son Bestesi:Requiem Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα