BÖLÜM~38 🎊 Davet

220 21 122
                                    

Kerem arabaya bindiğinden beri derin bir sessizlik içerisinde önüne bakarak yol aldı. Ayşe Kerem'deki değişimi fark etmişti, ne olduğunu sormak istedi ancak şuan sessizlik işine geliyordu. Çünkü daha önce hiç girmediği bir ortama girecekti, üstelik orada tanıdığı tek bir kişi bile yok. Bu yüzden de Kerem'e yapışık durmak zorundaydı.

Öte yandan kendisine yöneltilecek sorulara ne cevap vermesi gerektiğini de bilmiyordu. Daha şimdiden kendisini onca doktorun ve personelin arasında oldukça basit, özgüvensiz ve sıradan biri gibi hissediyordu. Kendisini neyin beklediğini bilmeden bir an önce bu akşamı atlatmak istiyordu.

Gergin bir şekilde yolculuk boyunca bacaklarını sallayıp durdu. Arabayı kalabalık otoparka park eden Kerem de kendisini kalabalığa girmeye hazır hissetmedi. Ayşe arabadan inmesi için bir adım bekliyor Kerem dosdoğru ileriye doğru bakıyor ama kıpırdamıyordu. Pes eden Ayşe

"Ormancının evinden çıktığından beri bir tuhafsın. Yolunda gitmeyen şey nedir?"
"Yok bir şey!"
"Var gibi duruyor?"

Kerem kendisinin dahi tam adını koyamadığı bu soruya sessiz kaldı. Artık sıkılan Ayşe
"İnmeyeceksek eve dönelim?"
"Tüm hevesim kaçtı, eve dönmek şuan çok cazip gelse de sanırım yapamayız."

"Hevesini kaçıran ben miyim?"
Gözünü boşluktan alıp Ayşe'ye çeviren Kerem Ayşe'nin bu gece ne kadar güzel göründüğünü hatırlayıp, etkileyici bakışları arasında hafifçe gülümsedi.
"Elbette hayır, sen şuan yeniden heveslenmeme sebep olan tek şeysin."

"Benimle alay edecek olmaları seni heycanlandırıyor değil mi?"

"Daha önce hiç bir partiye gittin mi?"
"Düğünler ve kına geceleri sayılır mı?"
"Sanırım hayır."
"O zaman gitmedim."
"Hah işte beni heyecanlandıran şey de bu, bir ilki benimle yaşayacak olman. Ayrıcaa yanında ben varken kimse seninle alay edemez."
"E tabi benimle alay etme keyfini kimseye kaptırmak istemiyorsun."

Tüm iç sıkıntısına rağmen kahkaha atan Kerem
"Merak etme bu gece alay konusu olamayacak kadar güzelsin."
"Desene sabah balkabağına döndüğümde kaldığın yerden devam edeceksin."

"Balkabağı şuan ikimiziz Ayşe. Bal sensin, kabak da ben. Yanyana anlamlı bir bütünüz. İçeride tatlı olalım da, eve gidince yeniden çorbaya döneriz."

Ayşe Kerem'in yoğunlaşmış bakışları altında duyduğu iltifatla utanarak gülümsedi. Kerem hızla araban inip Ayşe'nin kapısını açtı, elini uzatarak inmesine yardımcı olmak istedi. Ayşe kontrolünü zor sağladığı siyah mini elbisenin üzerine bir elini koydu diğeriyle uzatılan eli tuttu. Kerem tuttuğu eli biranda kendisine doğru çekti. Kerem'in üzerine düşer gibi olan Ayşe mecburen ellerini Kerem'in bedenine dayadı. Korkuyla büyüttüğü gözleriyle baktı

"Ne yapıyorsun?"
"Seni kendime çekiyorum."
"Çekme! Beni kendi alanımda bırak."
"O ne demek şimdi?"
"Böyle samimi pozlara girme demek."
"Biz evliyiz Ayşe, içeride de böyle asi olma."
"Burası içerisi değil."
"Prova diyelim."
"Hiçbir şey demeyelim bir an önce gidelim ve bu akşamı bitirelim."

Ayşe gitmek için bir hamle yaptı. Kerem bileğinden kavradığı gibi Ayşe'yi yeniden kendine çekti, diğer koluyla gitmesine engel olmak için sarılır gibi sırtını sardı. Kulağına fısıldar gibi eğildi
"Bu kadar acele etme, sonuçta eş olarak katıldığımız ilk davet, tadını çıkar..."

Ayşe, nefesin boynuna vuran sıcaklığıyla, kokusunu en derinde duyumsadığı adamın içinde oluşturduğu tatlı telaş şeklindeki heyecana kapıldı. Midesi kasılırlen bacakları kendisini tutamayacak gibiydi. Ne söylediğini anlamakta zorlanırken derin nefes almaya çalıştı.

ORMANCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin