dersten çıkış

780 41 9
                                    

"Sıkıştırın şu çocuğu, belki parası vardır hadi." kulaklığımı takmış okula doğru yürüyordum arkamdan biri beni çekip duvara atana kadar. Kulaklığımı çıkarıp beni iten çocuklara bakmaya başladım, her şey beni mi bulur. "Dökül bakalım." güldüğümde bana daha çok yaklaşmaya başladılar. "Sen kimsin ki sana paramı vereyim." en öndeki çocuk sınırlı bir şekilde elini havaya kaldırmış ve bana vurmaya kalkışmıştı daha sonra biri onun elini tuttu. "Kardeşimi salacak mısın yoksa ben seni geberteyim mi?" çocuklar hemen oradan koşarak gittiler.

"Yine mi Jeongin. Başına kaç kez böyle şeyler gelecek senin çocuğum." gülerek abime vurdum. Okula beraber yürümeye başladık. "Jungkook hyung ile sevgilisiniz değil mi?" bana dönüp baktı ve hafifçe güldü. Ben zaten başından beri abimin onu sevdiğini biliyordum sadece bazen bazı şeyleri içimde tutup kendime saklıyordum. "Evet sevgiliyiz. Ne oldu yakıştıramadın mı?" haha.

"Hayır yakışıyorsunuz sanki iki kayıp yapbozun parçaları gibisiniz. Onlara benzetiyorum sizi birbirinizi tamamlıyorsunuz." abim gülümsedi ve okula yürümeye devam ettik. Okula vardığımızda sınıfıma gittim ve çantamı sırama bıraktım. Daha sonra içeriye diğer öğrenciler gelmeye başladı ben tabii ki Jisung'u bekliyordum. "Günaydın Jeongin." Jisung'un sesini duyduğumda gülümsedim ve beraber dışarıya çıktık.

"Ya oglum sende sürekli başına iş alıyorsun bak Tae hyung olmasaydı seni orada dövmüşlerdi." umursamaz bir bakış attım ve banklardan birine oturdum. "Ah cidden bunun olması canımı sıkıyor." Jisung da yanıma oturdu ve bana baktı. "Neyin olması canını sıkıyor."
iç çektim. Gerçeği biliyordum abim olmasaydı orada cidden dayak yemiştim.

"Abim olmasa bir bok olamam ben biliyorsunuz zaten, sürekli de yüzüme vuruyorsunuz. Sıkılıyorum cidden benim de kendime bir şeyler yapmam gerek yoksa erkenden intihar ederim." jisung etrafa bakmaya devam etti. "Hayır jeongin biz sana abinsiz bir bok olamazsın demiyoruz ama başına her dakika bela alıyorsun oglum az dikkat et."

Haklıydı herkese karşı çok soğuk ve cevap verici bir tavır alıyordum. "Haklısın hadi sınıfa gidelim birazdan ders başlar." jisung ile sınıfa gittik ve sıramıza oturduk. İçeriye Hyunjin ve Minho girdi, onlar bize sataşan kişilerdi. Çoğunlukla da bana Hyunjin sataşıyordu çok sinir bozucu biri olsa da çok yakışıklıydı.

Öğretmen sınıfa girince hepimiz ayağa kalktık ama Hyunjin ayağa kalkmadı. Öğretmen ise ona bağırdı "Hwang Hyunjin kalk ayağa!" gözlerini devirerek ayağa kalktı ve biz oturduk. "Öğretmen gelince ayağa kalkmayı öğretmediler mi sana, terbiyesiz." Hyunjin soğuk bir şekilde öğretmene bakmaya devam ediyordu herkes onlara bakıyor ve aralarında konuşuyorlardı. "Hocam yoruldum ayağa kalkmak istemedi canım, hem her ders ayağa kalkmak zorunda mıyız? Ne biçim kural bu." hoca daha fazla sinirlenmeye başlayınca bağırmaya başladı sınıf ise sessizce olanları izliyordu.

"Terbiyesiz çabuk sınıfın dışına çık." Hyunjin ellerini cebine sokarak sınıftan çıktı. Herkes yine aralarında konuşmaya başlamıştı, daha sonra Minho ayağa kalktı. "Hocam bende Hyunjin'in yanına gidiyorum" hoca da sinirle Minho'ya bağırmaya başladı. "Siz ikiniz ne kadar da terbiyesizsiniz çık sınıftan, anneniz babanız sizi nasıl yetiştirdi." Minho da sınıftan çıkınca öğretmen camı açtı ve oradan nefes almaya başladı. Daha sonra bahçede bağıran iki kişinin sesini duyduk.

Bütün sınıf pencereye gelmişti Hyunjin ve Minho ise bahçede bağırıyorlardı. "Hadi herkes dışarıya!"  bizim sınıfın öğrencileri dersten çıkmaya başladılar Jisung da elimi tutup beni sınıftan çıkardı. "Abii onlara teşekkür edeceğim aklıma hiç gelmezdi biliyor musun Jeongin." jisung'a anlamsız bir şekilde baktım ve ne olduğunu sordum.

baş belası - hyunin [minsung]Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ