- 11 -

277 48 18
                                    

miyasself x rkkyan (dm)
____________________

rkkyan: Langa'ya ulaşabiliyor musun?

miyasself: Hayır.

rkkyan: Miya ne yapacağız? Ona ulaşamıyoruz.

miyasself: Reki onun yanına gitmeni istiyorum.
Eğer bir şeyleri hatırladıysa onun yanında ol ve ona her şeyi açıkla.

rkkyan: Tamam, öyle yapayım. Hemen üstümü giyinip çıkacağım.

miyasself: Tamam. Gidince haber et.

rkkyan: Ederim. Görüşürüz.

miyasself: Görüşürüz.

xxx

Reki üstünü giyindikten sonra apar topar montunu aldı ve ayakkabılarını giyinip evden çıktı. Daha önceden Langa'nın evine gitmek aklından geçmişti aslında ama hemen sonrasında vaz geçmişti. Langa bundan rahatsız olduğu için onu daha fazla zorlamak istememişti. Fakat şu an ne ondan haber alabilmişti ne de onunla ilgili tek bir iyi haber duymuştu. Duyduğu endişeden dolayı Langa'nın rahatsız olup olmamasını hesaba katabilecek bir durumda değildi. Reki oraya gidip Langa'dan bir ton azar işitip dönse bile yine de tüm endişesinden kurtulup derin bir nefes alabileceğini biliyordu. Buna razıydı.

Yağmur açıkta olan her şeyi ıslatmaya devam ederken bulutlar sanki yok oluyor, gökyüzü siyaha bürünüyordu gittikçe. Reki bomboş olan cadde hızlı adımlarla yürümeye devam ederken yağmur daha çok bastırdı. Yanına aldığı montu üzerine giyindi ve gökyüzüne baktı. Ay yavaştan yerini almaya başlamıştı.

Reki aya her baktığında Langa'nın ona çocukken hediye etmiş olduğu kolye geliyordu aklına. Ucunda ayın şekline benzeyen bir taş asılıydı. Bu taş oldukça küçük olduğundan ne ağırdı ne de rahatsız ediciydi, üstelik yüzeyi de yumuşaktı. Reki yürümeye devam ederken göğsüne çarpan taşı sol tarafında hissetti. Langa sanki ayı kalbine sığdırabilmiş gibi hissetti. Fakat Reki kalbine Langa'dan başka hiç bir şeyin, hiç bir kişinin sığmayacağını çok iyi biliyordu. Tebessüm etti.

Sonunda Langa'nın evine vardığında kapının şifresini girmek için ellerini üzerinde sayılar yazılı olan tuşlara uzattı ama sonra aklına Langa'nın şifresini değişeceğini söylediği geldi. Yine de bildiği şifreyi girdi. Kapı açılmıştı.

"Evine girmeme izin veriyorsun..."

Eve girdiğinde usulca kapıyı kapattı ve hızlı ve bir o kadar sessiz adımlarla Langa'nın odasına çıktı. Kapıyı yavaşça araladı, sonuna kadar açtı. Oda buz gibiydi. Pencereler açıktı. Yerler açık pencerelerden içeriye doğruya yağan yağmur yüzünden ıslaktı ve pencerenin tam dibinde oturmuş mavi saçlı çocuk, hayır... Langa?

"Langa!" Reki hızla Langa'nın yanına gitti ve tam yanına oturdu. Reki, Langa'nın soğuktan buz kesmiş olan yüzünü elleri arasına aldı ve kapalı olan gözlerini açmasını bekledi. Neden kendisine bunu yapıyordu? Ne oldu? Neden bu durumda?

Langa, Reki'nin ellerinin verdiği sıcaklığı hissederek kıpırdattı gözlerini, hafifçe araladı. Gözleri Reki'nin kahverengileriyle buluşurken olduğu yerden sırtını dikleştirmeye çalıştı yerden destek alarak.

Üzerinde ince bir tişört ve aynı şekilde bir eşofman vardı. Reki hızla olduğu yerden doğruldu ellerini yavaşça Langa'nın yanaklarından çekerken. Pencereyi kapattı ve hızla Langa'nın dolabına yöneldi. Kapağı açtığında eline gelen ilk hırkayı aldı ve Langa'nın yanına geri dönüp giyinmesine yardım etti. Ardından onu kucağına aldı ve yatağına yatırıp üstünü battaniye ile örttü.

"Ne yaptığını sanıyorsun?" dedi Langa'nın elini sıkıca tutarken başını ellerine yaslayarak. Soğuktan titreyen ellerine bir kaç öpücük kondurdu. Ardından kendi elini çekti ve yorganın altına doğru itti.

"Ben sıcak bir şeyler hazırlayacağım sana." Reki ayağa kalkıp kapıya yöneldi. Tam çıkacakken Langa, "Seni özledim, kar tanen sen yokken çok üşüyordu." dedi -soğuktan titriyor olmasına rağmen- iç ısıtan bir sesle. Reki hızla başını ona çevirdi. Nutku tutulmuştu, öylece bakakaldı ona. Ne hareket edebiliyordu ne de onun yanına gidip ona sarılabiliyordu.

O hatırlıyor.

Beni...

Beni tanıyor.

Tekrar...

Reki göğsünde hissettiği derin sızıyla birlikte ağlamaya başladı. Önce gözlerinden birer damla yaş düştü ve sonra ardı kesilmedi. Biraz olsun kendine gelebildiğinde hızla yanına yaklaştı ve yatağın kenarına oturup onun soğuktan titreyen bedenini kollarıyla sardı. Göz yaşları ılıktı, Langa'nın boynuna her düştüğünde onu iyi hissettiriyordu.

"Isınsın o zaman kar tanem..."

xxx

Oha lan ben böyle şeyler yazabilir miydim? Sevdim.

Umarım hoşunuza gider<3

Seviyom sizi<333

Who Are You? - Renga ✔Where stories live. Discover now