- 5 -

307 57 29
                                    


"Kalbinde benim yokluğumu hissediyorsun benim kalbimin senin yokluğunu hissettiği gibi ama hatırlamıyorsun sevgilim. Tüm geçmişimizi, beni hatırlamıyorsun ve bir gün bana gelip "Sen kimsin?" diye soruyorsun, kalbim ve aklım senin yüzünden ne bir mantık ne de bir duygu belirtisi ararken.
Sadece yeniden sana sahip olmak istiyorum. Kalbinde asla unutamayacağın bir yere sahip olmak istiyorum.

Beni hatırlamadığında kalbin sana beni hatırlatsın istiyorum sevgilim."

Reki defterinin arka sayfasına yazdıklarını içinden bir kez daha okudu ve defteri, kitaplığındaki defterlerin olduğu yere koydu kapattıktan sonra. Masasında dağıtmış olduğu eşyalarını eski yerlerine yerleştirdi ve dolabına yöneldi. Langa her ne kadar ona gelmemesini söylemiş olsa da Reki gitmekte kararlıydı. Her ne kadar yanlış olsa da ona gayet normal geliyordu bu yaptığı. Dolabına bir süre ne giyeceğine karar vermek için baktı. Ardından bir kaç parça seçip giyindi.

Evden çıkmadan önce bir şey yememişti. Sabah uyanır uyanmaz çalışma masasında bir şeyler çizmiş, defterine içinden geçenleri yazmıştı; sonrasında Langa'nın evine gitmek için hazırlanıp çıkmıştı.

Uzun bir yürüyüşün ardından Langa'nın evine vardı. Önce kapısını çaldı fakat açan olmadı. Ardından bir kez daha çaldı. Yine açan olmadığında kapısı şifreli olduğu için rahatlıkla şifreyi girerek kapıyı açtı. İçeriye girdi ve ardından kapıyı kapattı.

"Sana içeriye izinsiz girebileceğimi söylemiştim Langa."

Ayakkabılarını çıkarmadan yavaş ve bir o kadarda sessiz adımlarla koridorda ilerledi. Oturma odasına baktı ilk önce. Kimsenin olmadığını görünce bu sefer merdivenlerden yukarıya çıkıp Langa'nın odasına gitti.

Kapıyı yavaşça araladığında dağınık bir oda ile karşılaşmıştı. Etraf buruşturulmuş kağıt çöpleri, yırtılmış fotoğraflar, teneke kutularda satılan kahvelerin kutuları ve bir sürü ambalaj ile doluydu. Daha fazla kapının eşiğinde beklemeyip odaya girdi Reki. Gözlerini Langa'nın yatağına çevirdiğinde onun uyuyor olduğunu gördü.

Bir kaç adımla yatakla arasındaki mesafeyi kapattı. Ardından Langa'nın yatağının yanına çömeldi; kafasını onun başının hemen yanına, yastığa, yasladı. Onu sadece izlemek istemedi, bir eliyle saçlarını okşamaya başladı. Onu eskisi gibi sık göremiyordu, bu yüzden sessizliğini koruyup onu uyurken izlemeyi ve ellerini buz mavisi saçlarında gezindirmeyi tercih etti. Fakat uzun bir sürenin sonunda uyuyakalmıştı. Kendini Langa'nın nefes alıp verişlerine kaptırmıştı ve bu ona bir ninni gibi gelmeye başladığında uyuyuvermişti.

Tam bir aptal... Çok aşık olan bir aptal...

xxx

Langa yavaş yavaş uyanmaya başlamış, gözlerini aralamıştı. Bir süre hiç bir şeyin farkına varmadan etrafına öylece bakındı. En sonunda bakışları Reki'yi bulduğunda ise hızla yatakta bedenini dikleştirmiş ve öylece bakmaya başlamıştı. Onu bir anda yanında görünce korkmuş, paniğe kapılmış olmalıydı.

"Ne işin var burada senin?" diye sordu Langa, yataktaki hareketlenme ile yavaşça gözlerini açan Reki'ye.

"Sana geleceğimi söylemiştim." dedi uykulu bir ses tonuyla.

"Gelme demiştim sana."

"Çok özledim ama..." Reki tekrardan başını yatağa gömdü ve bir süre öylece durdu. Langa ne diyeceğini bilememiş, derin bir iç çekmişti.

"Oturma odasına inip beni bekler misin?"

Reki afallamış bir ifade ile ona baktı ve "Tamam" demek yerine başını salladı, ayağa kalkıp odadan çıktı. Yavaş yavaş kendine gelmeye başlarken merdivenlerden inip oturma odasına gidiyordu fakat bir an afallayıp merdivenlerden düştü.

"Ah!"

Langa duyduğu sesle birlikte giymek için eline aldığı eşofmanını yatağa bırakıp hızla Reki'nin yanına koştu.

"Langa... Merdivenlerin neden bu kadar yüksek? Ayağıma bir şey oldu!" Reki kendi kendine söylenirken Langa merdivenin son basamağına oturmuş olan Reki'nin yanına gitti ve dizlerinin üstüne çöktü.

"Merdivenlerden düştün dimi?"

"Başka ne olmuş olabilir?"

"Tebrik ederim. Bu merdivenlerden düşmeyi ilk başaran kişisin." dedi Langa merdiveni işaret ederek.

Langa bakışlarını Reki'nin ovalamakta olduğu ayağına çevirdiğinde şişmiş olduğunu fark etti. Hızla ayağa kalktı ve ona elini uzattı.

"Kalk ayağa seni sakar davetsiz misafir."

"Bak ayıp oluyor davetsiz falan." dedi Langa'nın uzattığı elini tutup ayağa kalkarken.

"Yalan mı?" diye sordu Langa alaylı ve aynı zamanda bıkkın bir ifade ile.

"Sevgilimin evine davetsiz giremeyecek miyim ben?"

İkisi birlikte mutfağa doğru ilerlerken Langa, Reki'nin sorsuna cevap vermemiş, derin bir iç çekmişti. Bu durumdan bunalmış gibiydi. Bu Reki'yi her ne kadar üzüyor olsa da bunun farkına varabilecek son kişi bile değildi.

Mutfağa vardıklarında Langa buzluktan buz torbasını çıkarıp Reki'ye uzattı. Reki şişmiş ayağına buz torbasını yavaşça koydu. Çok soğuktu. Reki küçük bir inleme ile buz torbasını ayağından hızla çekti. Langa ona çocuk gibi olduğunu söyleyen bir ifade ile bakıyorken Reki'nin gözleri Langa'nın çıplak bacaklarındaydı. Sana aşık olan birinin karşısında böyle durman hiç hoş değil Langa, diye geçirdi içinden Reki.

"Sen neden bir şey giymedin altına?"

"Senin sesini duyunca panikleyip bir şey giymeden çıktım odamdan." dedi gözlerini Reki'den kaçırarak.

"E... Ne bekliyorsun?"

"Anlamadım?"

"Langa odana gidip üstünü giyinmek aklından geçiyor mu?"

"Doğru! Gidiyorum."

xxx

Hala kendimi geliştiremedim biraz bile olsun of.

Who Are You? - Renga ✔Where stories live. Discover now