Bölüm 1: SÖZCÜ

8.9K 252 102
                                    

Güzel okumalar! ✨️🖤

---🥂

Hayatın zelzelesinde; dünyanın zor arbedelerinde yaşamaya devam etmeye çalışmak aptallık mıydı? Her şeyin düzeleceğine inanmak?

'Belki,' diye geçirmek içinden. 'Belki bir gün tekrar mutlu olunabilir? Belki bir gün çocuklar tekrar özgürce oynayabilir? Belki korkusuz bir güne uyanırız?'

'Keşke,' diye umut etmek tüm yüreğinle. 'Keşke tüm ipler benim elimde olsa. Keşke zamanı geri alabilsek. Keşke heyecan, mutluluk dolu günlere kucak açabilsek.'

Belkiler, keşkeler ve daha fazlası... Artık bunlara inanma kabiliyetini bulmak bile imkansızı istemekti. Çünkü dünyanın geldiği bu hâlde, uyurken bile diken üstünde duruyordunuz.

Ya savaşırdınız, ya ölürdünüz. Başka bir seçenek yoktu. Gerçi, savaşma yolunu seçenlerin sonu genelde ölümdü. Dolaylı yoldan tek bir şansımız vardı.

Amerikada bir bardaydım. Öylece bar taburesinde oturuyor, kadehteki viskiyi yudumluyordum. Yakamı bırakmak bilmeyen düşünceler beynimi tırmalıyordu. Etrafta tek tük insanlar vardı. Saatin geç olduğundan mıdır bilinmez havada farklı bir kasvet hakimdi.

Arka planda çalan arabesk şarkı modumu daha da düşürdüğünde bir miktar parayı barmene uzatıp ayağa kalktım. Türklerin genel olarak geldiği bu barda çoğunlukla Türkçe şarkılar açılıyordu. Ağır adımlarla dışarı çıkarken üşümeye de başlamıştım.

Telefonumun çalmasıyla irkildiğimde çağrıyı yanıtladım. "Vina," diye mırıldandı Kutay.

"Efendim?" diye sordum usulca.

"Uçak kalkacak."

"Geleceğim." Başka bir çarem varmış gibi yanıt vermem de ayrı bit saçmalıktı. Her şey gibi.

Telefonu yüzüne kapattığımda arabaya bindim. Fazla hızlanmadan aracı kullanırken uçağın kalkacağı piste ilerliyordum.

Rusya'ya, Sözcüsü olduğum örgüte gidiyordum. Dünyanın her ülkesinde birçok örgüt oluşmuştu. Bu çetelerin yöneticileri söz hakkında bulunamazdı. Devletin buna izni yoktu. Onları her daim bir günah keçesi gibi görüyorlardı. Eh, haksız da sayılmazlardı. Her örgütün kendine ait bir Sözcüsü vardı; onları her yerde temsil eden. Genel olarak işim çetedekileri aklamaktan ibaretti. Bu işi isteyerek yaptığım söylenemezdi. Zorunlulukların doğurduğu sonuçlardı bunun sebebi.

Radyoyu açmaya karar verdikten sonra camı da hafifçe araladım.

Haberler hiçbir şekilde değişmezken kulaklarım farklı bir şey duymak için can atıyordu.

"Başkana yapılan başkaldırıyı desteklemek amacıyla kurulmuş olan, maddi ve manevi hasarlar bırakan T Örgütü de başarısız oldu. Bire bin savaşıyorsunuz; vazgeçin." Vazgeçin ve kölemiz olun. Vazgeçin ki biz istediğimiz her şeyi yaparken siz kukla gibi yaşayın. Spikerin söylediklerinin altında bu yatıyordu. Böyle haberler son zamanlarda oldukça çoğalmıştı.

Her ne kadar suç liderlerde ve kurucularda olarak görülse dahi bir örgütü yakan kişi her zaman Sözcü olurdu. Kullandığı kelimeler, yanlış tabirler ve bilgileri ele verme... Bunların üçü bir araya geldiğinde ister istemez örgüt etkisiz hâle geliyordu.

"T Örgütü'nün Sözcüsü Kily Cassandra da öldürülmüş, bedeni yakılmıştır. Fakat siz hâlâ düşünemeyip saçma kararlar veriyorsunuz..." İlgimi çeken hiçbir yenilik yoktu. Hep aynı şeylerdi.

Sevgili Lotus ÇiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin