05**********; Uyudun mu?

Hemen rehbere girdi ve kayıt etti numarasını. Gecenin sonunda Ayşe'ye vermişti numarasını ondan almış olmaydı. Zaten mesaj bekliyordu ama sabah gelir sanmıştı..

Gülhanım;
"Hayır"

Yazıp gönderdi heyecanla

Yusuf Mirza;
" Yâdem, nişanı bizim çiftlikte yapmak istiyor. Hem değişiklik olur diye, hemde alan geniş diye. Senin için uygun mudur?"

Yâde Zelal'e bugün tanışmıştı. Herkesin karışsın da titrediği kadın, ona öyle güzel yaklaşmıştı ki, anlından öpmüş, koluna da üç adet altın bilezik takıvermişti.

Gülhanım;
" Benim için uygundur. Ama yarın sabah birde bizimkilere sorayım. Ona göre ben cevap yazarım."

Fikrini sorması hoşuna gitmişti. Kibar adamdı Yusuf Mirza ve bunu bugün zaten herkese göstermiş ve kahve tepsisine gül bırakmıştı. Tepsiye gül bırakmak demek 'Benimde kızınız da gönlüm var.' Anlamına geliyordu. O gülleri hepsinin kurutup, güzel bir dekorasyon yapmak istiyordu Gülhanım. Yatak odasının en güzel köşesine koyacağı birşey yapmak istiyor ve ortasında Yusuf Mirza'dan ilk buluşmada aldığı çiçeği koymak istiyordu. Ama bunları yapmak için nişanı bekliyordu. Çünkü nişan günüde canlı çiçeği olacaktı. Nikah çiçeğini sahte alacaktı birtek. Yusuf Mirza'dan mesaj geleceğini anlayınca küskünce dudaklarını büzdu ve telefonunu komodinin üzerinde koydu. Daha sonra o yorgun bedenini mutlulukla uykuya teselim etti.

~~~

Her zaman olduğu gibi yine erkenden kalkmıştı Payedâr konağının halkı. Nişan ve düğün bahanesi ile eve birsürü çalışan gelmiş oradan oraya koşuşturuyorlardı. Tabiki bu durumdan en çok memnun olan kişi evin kızı Ayşe'ydi! Hiçbir işe yardım etmesine gerek yoktu. O yüzden bol bol telefonla oynayıp, sevdiği ile konuşuyordu. Zaten ev işi yapmaktan hoşlanmazdı. Anası ne kadar bir kaç iş öğretmek istese de o hep bir bahane bulmuş kaçmıştı. Sevmiyordu ! Zorlama yapacaktı ? Hayır. Hem ne demişti sevdiği ona elini, sıcak sudan soğuk suya sokturmam demişti. O yüzden rahatı sevdiği adama güveniyordu. Yüzündeki aptal gülüş ile önündeki meyve suyundan bir yudum aldı ve arkasına yaslandı. Konağın terasında oturmak ona terapi gibi geliyordu. Derken bağırma sesi duydu sonra yutkundu. Tüm neşesi kaçmıştı!

- Kim açtı lan Yâdem'e tiktok hesabı? Hangi aptal açtı?" Diye adeta bağırıyordu Şahan Ağabeyi. Korkuyla yutkundu, çünkü tiktok hesabını kendisi açmıştı ama Yâdesi demişti! Onun hiç bir suçu yoktu. Ama gelde bunu şimdi Ağabeyine anlat. Derken Ağabeyinin buraya doğru geldiğini gördü. Aha şimdi ölmüştü!

-Bendeki de soru! Tabiki Ayşe hanım açtı bu hesabı değil mi?" Diye burunundan soludu. Yetmiş beş yaşında idi bu kadın yetmiş beş! Oturup namaz kılması yaşlarda neler yapıyordu? Tesadüf eseri görmese o uygulamayı ulan! Tüm Mardin gülerdi Yâde'sine birdaha kimse ciddiye almazdı! Derken o ela gözleri korkuyla ona bakan bacısın buldu. Tıpkı yavru bir ceylan gibi olduğu yere sinmiş ve korku dolu gözlerle bakıyordu bu da demek oluyordu ki! Şahan düşündüklerin de haklıydı!

- Senin bacaklarını kıracağım Ayşe!" Dedi öfke ile bacısına doğru gidiyordu ki, duyduğu sesle olduğu yerde kaldı. Ağabeyi Yusuf'un o gür sesini duydu.

- Yavaş! Şahan ağa yavaş! Sen kimin bacaklarını kırıyorsun?" Ayşe hemen sindiği yerden kalkmış ve Yusuf ağabeyinin o güçlü kollarına sığınmıştı. Manevi Babasının kollarına her daim onun için Yusuf ağabeyi önce gelirdi. İkiz ağabeylerinide severdi ama Yusuf onun için bambaşka biridi. Babası yerine koymuştu onu, düştüğünde ilk o kaldırmış, ağlasa ilk o göz yaşlarını silmişti. Yusuf ağa kollarına sığınan bacısının başının üzerine öpücük kondurdu.

PAYEDÂR(TÖRE) /TAMAMLANDI\Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin