40

4K 293 52
                                    

Çınar Mert;

Ben hâlâ bir daha bırakmayacakmış gibi Azra'ya sarılırken odamda yankılanan kırılma sesiyle Azra ayrılıp ayağa kalktı.

"Bu mektupta yazanlar ? nasıl yani ?"

Valeri elinden düşürdüğü su bardağını umursamadan dizleri kırık cam parçalarının üzerine düşerken titremeye de başlamıştı.

Kriz ? evet belki de.

Azra alelacele çıkardığı sakinleştirici hapı Valeri'ye zorla içirirken Alaz Valeri kendine zarar vermesin diye onu sarıyordu.

Şaşıracaksınız belki ama Okan köşeye oturmuş dümdüz yere bakıp ağlıyordu.

Varis mi ? Alaz'ın beraber büyüdüğü çocukluk arkadaşı...

Mektuba bakıp duruyordu Gazel ise elini tutuyordu sanki destek vermek istercesine.

"Ne olur biri açıklama yapsın kimse iyi değil ve ben korkuyorum"

Hepimizden daha soğukkanlı çıkan Dora belki de hayatının ilkini yapıyordu.

"Evet Alya'yı Azra daha beter olmasın diye rafa kaldırdık bir daha indirmemek üzere ama Alaz'a ne oluyor ? size ne oluyor ? Sen dil için gitmedin mi ? ne olur biri söylesin ben sizi böyle görmeye alışık değilim içim gidiyor"

Sonlara doğru sesi titrerken Azra ona sarıldı.

Valeri de yavaş yavaş ilacın etkisiyle başını Alaz'ın omuzuna koydu.

"Ben hastayım"

Alaz'ın fısıldar gibi çıkan sesiyle Valeri'nin ağzından küçük bir hıçkırık kaçmıştı.

"Ağır yaralıyım ama ölmem..."

Alaz, Valeri'ye bakarak konuşurken cümlesine devam etti.

"Çünkü yaşamak için bir nedenim var, ben ölsem ölsem bir çift mavilerde boğulurum"

Valeri'nin gözünden yaşlar düşerken Alaz'ın beline kollarını sarmayı ihmal etmedi.

"Sen neden gittin ?"

Gazel, Azra'ya konuştuğunda asıl açıklama yapması gereken de oydu aslında.

Azra benim yanıma gelip elimi tutarken kalbim hâlâ onu ilk gördüğüm zamanlarda ki gibi atmaya başlamıştı.

Ben onu özlemiştim evet bu doğru bir şey fakat en çok bana hissettirdiklerini özlemiştim.

O heyecanı.

O tutkuyu.

O korkuyu.

O mutluluğu.

Ben ona ait her şeyi özlemiştim.

"Alya'yı ben büyüttüm gibi bir şeydi, annem ve babam sürekli iş için şehir dışına bazen ise yurt dışına çıkıp duruyordu e kaldı ki geriye Alaz ve ben ama Alya bana düşkündü hep"

Azra'nın sesi çatallı çıkarken elini sıktım sanki tüm gücümü ona vermek istiyordum su an.

"Ben çocuktum o çocuktu, beraber büyüyorduk, beraber öğreniyorduk. Ben Çınar'ı da ilk ona anlatmıştım benle mezara kadar gidecek abla söz kimseye söylemem demişti dediğini yaptı"

Gözünden bir damla yaş düşerken ben de ağlamamak için zor duruyordum aslında çünkü ben de çok özlemiştim onu.

"O gitti arkasında enkaz bıraktı ben o enkazdan kurtulmaya çalıştıkça daha çok batıyordum, Alaz beni kurtarmak için elinden geleni yapıyordu ama sanki gücü yetmiyor gibiydi artık onun da, çünkü o da kardeşini kaybetmişti üstelik son zamanlarda Alya ilk def Alaz'a açmıştı kendini kaldırmıştı çekingenliğini..."

Azra yaşlı gözlerini bana çevirerek gülümserken eli yüzüme gitti.

"Sonra biri çıktı ama öyle sıradan biri de değil, o ölü birinin üstüne Bir çiçek ekip büyüttü, benim dokunmaktan korktuğum mezara o çiçek ekti, benim sulamaktan bıkmadığım mezarda o çiçek büyüttü başka bir tanımı yoktu anlayın işte"

Dudakları yana kıvrılırken gülümsedim, o zamanlar onu ilk gördüğümde çok kötüydü, nasıl desem size...

Sanki ailesini kaybetmiş bir kedi gibiydi bağırıyordu avaz avaz ama onu anlayan yoktu ben anlamıştım ama işte.

Ya da

yıkık dökük bir evde yürümeye çalışıyordu fakat her adımında o ev biraz daha dökülüyordu.

"Belki de onun sevgisi beni iyileştirdi biraz daha o benim bitmiş gücüme gücünü verdi o olmasaydı ben şu an burada bile olmayabilirdim ona ne kadar teşekkür etsem az o iyi ki var"

Kafasını göğsüme gömüp saçlarının aralarına öpücük kondurduğumda göğsümde konuşmasına devam etti.

"Ama hani bazen olur ya, tam dersiniz bitti her şey ama aslında kaldığınız yerden daha beter devam ettiğinizi fark edersiniz öyle oldu işte. Abim hastalandı ve üstüne üstlük yine aynı hastalık sanki sülük gibi yapışmış ve bırakmıyordu bana iyi gelen ne varsa benden almak istiyordu belki de."

Valeri Alaz'ın göğsünden başını kaldırıp Alaz'ın yüzüne bakıyordu ama öyle bir bakmak değildi sanki özür diliyordu daha önce farkına varamadığı için mi ? yoksa daha önceden ona kavuşamadığı için mi ? bilmiyorum.

"Ben gittim çünkü bu hastalıkta en önemli şey moral aslında her şeyde en önemli şey moral"

Azra sinir bozukluğu ile gülerken Dora'da Azra'nın yanına gelip dizine elini koymuştu.

"Ama ben yapmıyordum o morali veremiyordum çünkü abime her baktığımda Alya'yı görüyordum o küçük bedenin çırpınışlarını görüyordum ve gittim çünkü burada kalsaydım her şey için daha beterdi belki de ben bakırköy de olucaktım çünkü artık onun hayalini bile görür ve konuşur olmuştum, ben gittim çünkü korktum kendimden, ve burada kalıp size acımı yaşatmaktan korktum"

Azra göğsümden çıkıp Alaz'ın önüne çöktüğünde gülümsedi.

"Eğer o da gitseydi bu sefer beni Çınar bile toparlayamazdı bunu biliyordum"

Azra gözünden düşen yaşları silerken Alaz'ın saçlarını karıştırdı.

"Sonra yurt dışında eğitim gördüğüm bir hocadan öğrendim acıların üstüne gitmeyi korkmamayı ve onları sarıp sarmalamayı ben belki Alya için geç kalmıştım ama abim için geç değildi en azından yaşıyor bu hastalıktan kurtuluş yok sadece evreler var ve abim ilk evrede ilaç kullanıyor düzenli doktor kontrollerine gidiyor ve aramızda değil mi ? ve ne olur siz de üzülmeyin Alaz çok iyi bir oyuncu sizden sakladı çünkü sizi çok seviyor bence değerinizi bilin"

Alaz diğer kolunu da Azra'nın omuzuna atarken Valeri bitkin sesiyle yere bakarken konuştu.

"Bana o yüzden mi ilk zamanlarda mesajlarda "Eğer bir gün ölü bulursan bile beni seni içimde yaşatacağıma söz veriyorum" diye yazmıştın"

Alaz sadece tebessüm edip Valeri'nin yanağına buse kondurduğunda aniden kapıdan girenle hepimizin gözleri faltaşı gibi açılmıştı.

"Özledin mi beni Gazel ?"

...

LA DURUN BARİ İKİ DAKİKA NORMAL VAKİT GEÇİRİN.

YILDIZIMIZI UNUTMAYALİM ASKLARR

Senin |TextingWhere stories live. Discover now