Bu işlere hiç bulaşmadan önce kaçıp gitmesini istiyordum. Yarınki mevzuya karışıp yüzünü göstermemeliydi. Ağanın büyük oğulları olarak en dikkat çekecek olanlar Şiyar ve oydu. Yıllardır olan olayların bazıları bana bile uzanırken ona ulaşmamıştı. Bu saatten sonra da uzanmasına gerek yoktu.

Baver seslice ofladığında çenem kasıldı. Ben de bıkkın hissediyordum.

Çatık kaşlarını düzeltirken "Dağra, çoktan babamla konuştum." dedi.

İçimden ağanın zaten bu saatten sonra onu asla salmayacağını bilen tarafım yüzünden öfkeyle konuştum.

"Bunu neden yaptın?"

Sesimin yükselmesini engel olamadım. Bakışlarım kapıya kayarken gözlerimi yumup açtım. Birde sinirimin diğerleri tarafından duyulmaması için uğraşıyordum.

"Seçim hakkım yoktu."

Ona kayan gözlerim dediği şeyle irileşirken, sinirle güldüm. Benim sözlerimi diline dolayıp bana karşı kullanıyordu.

"Bunu sırf bana inat olsun diye mi yapıyorsun?"

Dilimi dudağımda gezdirip 'hah' diye nefesimi verdim. Kanına dokunduğum konu ailesi değil buysa, Baver hiç büyümemişti. Yaptığı çocukluğun getireceği büyük sorunları görmüyordu.

Çarşafın üzerindeki elleri yumruk olurken "İnat eden sendin." dedi.

Kafamı iki yana sallayıp bunu duymamış olmayı diledim. Gerçekten yaptığı onun için bile büyük aptallıktı.

"Beni bu şekilde mi cezalandırıyorsun? Kendinle mi? Baver, sana sabrım kalmadı."

Yaptığı her çocukluğun limiti vardı ama bu sefer limiti aşmıştı. Ailesine yaptığı gibi benimle de inatlaşmamalıydı. Ya da en azından bana yaptığı inadı, kendisini tehlikeye atmamalıydı.

Dudağı kıvrılırken "Olmasın, benim de sana kalmadı." dedi.

Söylediği her söz canımı biraz daha sıkıyordu. Eğilip yakasını tuttum. Onu sertçe çektiğimde yataktan kalkmak zorunda kaldı.

Dişlerim arasından "Gideceksin." dedim.

Her zamanki gibi ağaya ters düşerse, bir yol açabilirdik. Elini, yakasını tutan bileğime sardı. Gözlerim eli ve gözleri arasında gidip geldi. İtmek yerine sadece tutuyordu.

Kıvrık dudaklarından alaylı tonda "Gitmemi istemiyordun." sözleri döküldü.

Yakasını biraz daha sıkarken kaşlarımı çattım.

"Bunu istiyor muyum sanıyorsun?"

Onun alayına zıt, ciddi tonda konuştum ama ifadesinde değişim olmadı.

Kafasını iki yana sallayıp kendinden emin şekilde "Benim isteklerim nasıl sikinde değilse, bundan sonra seninkiler de benim sikimde değil." dedi.

Kafamı tavana doğru kaldırıp Allah'tan bana sabır vermesini diledim. Yoksa Baver'le dönülmeyecek kavgalara girecektim.

"Bırak Dağra, yakama yapıştığını babam görmesin."

Başımı indirip onun sakin ifadesine bakarken ellerim sinirden titredi.

"Eğer bu mevzuya girersen seni korumak için uğraşmayacağım."

Gözlerindeki alaylı parıldamalar gölgelenirken "Korumanı istiyor muyum sanıyorsun?" diye sordu.

Yakasını sertçe bıraktığımda gergince gözlerini yumdu. Savrulan bedenini hızla toparlarken sakinliği kayboldu. Karşımda dikilip sertçe bana baktığında kafamı ağır ağır salladım.

İki Dağ Arasında Ev (bxb)Onde histórias criam vida. Descubra agora