15

8.4K 693 222
                                    

*İyi okumalar 🖤

Konağa diğerlerinden yaklaşık on beş dakika geç gelmiştim. Arabayı park ettikten sonra, dışarıda bekleyen Baver'i gördüm. Arabadan inmemle sıcak nefesini üflediği ellerini cebine sokarken dikleşmişti.

Yola çıkmadan önce evde konuşacağız dediğinden geldiğinden beridir beni beklediğini anladım. Yanına doğru ilerlerken kızarmış burnunu gördüm.

Eskiden dağ soğuğunda gizli gizli bira içerdik. O zamanlar her titrediğinde onunla dalga geçerdim. Rezidansta doğalgazı fullediğinden soğuk havalarla arasını açmıştı. Artık dağ soğuğunu geç köyün soğuğuna bile yabancılaşmıştı. Belki de bu yere en başından beri yabancı olmaya müsaitti.

"İçerde bekleseydin."

Yanına vardığımda cebimden sigara paketini çıkarıp onun gibi arabaya yaslandım. Dudaklarım arasına sigaradan bir dal koyduğumda elleri cebinde bana doğru dönerek dudaklarını uzattı.

"Bana da versene."

Uzattığı dudaklarına bakarken, dudağım kıvrıldı. Bir dal da onun dudaklarına koyarken gözlerimi gözlerine çevirdim.

Yüzüne fazla yakın olduğunu fark edince geri çekilirken "Ellerin cebinde içebilecek misin?" diye sordum.

Önce kendimin, sonra onun sigarasını yaktım. Dumanı çekip ağzının kenarından salarken gülüşüm genişledi. Onun tam bir keş olduğunu unutmuştum. Bir de gerzek gibi içebilecek misin diyordum.

Ben de derin bir nefes çekip dumanı havaya üfledim. Arabaya yaslı şekilde yan yana dumanlarken bir süre sessizce göğü izledik.

Sigaradan bir nefes daha çekip "Yıldızlara çok şiir yazmışlar, artık ne gördülerse." diye mırıldandım.

Karanlık gökyüzünde tek bir bulut yokken yıldızlar hakimiyetini göstermek için parlıyordu.

Baver dudakları arasında tüten sigarayla konuşamayınca bir elini cebinden çıkarmak zorunda kaldı. Sigarayı dudaklarından uzaklaştırdıktan sonra kafasını gökyüzüne çevirdi.

"Şiir yazdıkları yıldızlar değil de yıldızlara bakınca gördükleridir."

"Edebi yanım zayıf olduğundan herhalde sadece yıldızları görüyorum."

Baver gülerken "Lisede şiir yazıyordun." dedi. Ben de istemsizce güldüm.

"Hatırlatma."

Köyde lise olmadığından, okul için İlçe'ye giderdik. İlçe'deki lisede şehir dışından gelen az sayıda hoca vardı. Onlardan biri de İstanbul'dan gelen edebiyat hocasıydı. O zamanlar türkü söylediğimden şiir de okutmaya kalkmıştı. Ardından duyguyu veremeyince 'Okuyamıyorsan yaz; duyguyu anla ki gösterebilirsin.' demişti. Adam beni çok etkilememişti ama dediklerini harfiyen hatırlıyordum.

Türkçe'ye dilim fazla dönmüyordu. Köyde hep Kürtçe konuştuğumuzdan bana kalırsa okuyamama nedenim de buydu. Yine de hoca dersten geçiririm deyince şiir yazmaya başlamıştım. Benim unuttuğum bir aylık süreci Baver hatırlıyordu.

"Bir tanesi baya iyiydi şu kıvırcık saçlı sarı kıza yazdığın."

Anılar zihnimden gelip geçerken "Köydeki öküzdü o." diye itiraf ettim.

Baver kahkaha atarken "Biliyorum." dedi.

O zaman sınıftaki erkekler 'yenge kim?' diye peşimde az taşak muhabbeti çevirmemişti. Çocukların eğlenmesine izin vermek için bu konuda hiçbir şey söylememiştim. Yolunu gözlediğim sarı kızın dağdan insin diye beklediğim inek olduğunu söylesem daha çok taşak geçerlerdi.

İki Dağ Arasında Ev (bxb)Where stories live. Discover now