39. BÖLÜM: "Uçan Balonlar"

En başından başla
                                    

Birkaç dakika önce gözlerimi açtığımda, gün akşam üzerine ulaşmak üzereydi. Yatağımda dönüp dururken, aklımdan geçenler ne mahkemede ne Mentro eyaletinde olanlardı. Tek düşündüğüm onunla arabada yaşadığımız o kısacak andı. Akşama sadece birkaç saat kalmıştı ve ne yapacağımız hakkında hiçbir fikrim yoktu. 

Uyanmış mıydı?

Hala benimle yemek yemek istiyor muydu? Başbaşa.

Yataktan çıkıp hazırlanmaya başlamalı mıyım?

Kararsızlığın getirdiği sıkıntıyla solurken, bebeğin aklıma gelmesiyle hızla yataktan çıktım. Önce onu görmeye gitmeliydim. Pijamalarımı çıkarıp iç çamaşırlarımla kaldığım an odanın kapısı aniden açıldı. 

Gelen Mirel’di. Başını aceleyle farklı bir yöne çevirirken, elindeki siyah elbiseyi yüzüne tuttu. “Merak etme, bakmıyorum. Henüz uyanmazsın sanıyordum.”

Çarşafı bedenime sardıktan sonra “Bakabilirsin.” dedim. “O elbise ne?”

Askıdaki elbiseyi havaya kaldırdı ve beğenen gözlerle baktı. “Çok hoş, değil mi?”

Eteği yere uzanan elbisenin ölçülü bir yırtmacı vardı. Kalp şeklindeki göğüs kupuna, tamamı gri, parlak taşlardan oluşan askıları eşlik ediyordu. Sade ve gerçekten hoş bir elbiseydi.

“Güzelmiş. Nerede giyeceksin?”

Hafifçe gülümsedi. “Ben değil, sen giyeceksin.”

“Anlamadım.”

İmalı bir şekilde mavi gözlerini devirdi. “Bilmezlikten mi geliyorsun? Duyduğuma göre bu akşam randevun varmış. Bu elbiseyi Biran senin için gönderdi.”

“Benim için mi gönderdi? O evde değil mi?”

“Geleli yaklaşık iki saat oluyor. Ne zaman çıktığını bilmiyorum.”

Üzerimde bir çarşafla odanın ortasında öylece kalakalmıştım. Bu halim Mirel’i gülümsetti. “Hadi, seni hazırlayalım.” 

Kendimi ona bıraktım. Bir saat sonra siyah elbisenin içinde, tamamen düzleştirilmiş saçlarıma ayak uyduran dumanlı göz makyajım ile hazırdım. Siyah pabuçların topuğunun kalın ve kısa olması sevindiriciydi. Kimin seçimi olduğunu biliyordum. 

“Sence Biran, lord ile anlaşacak mı?”

Yemek masasında sıcak bir şeyler içerken sormuştum bunu Mirel’e. 

“Bilmiyorum. Aslında asıl şaşırtıcı olan baştan reddetmemiş olmasıydı.”

“Sen ne düşünüyorsun?”

Çenesini buruşturdu. “Nedense Hualp’tan kötü bir enerji almıyorum. Kimpras’ rahatça girip çıkabilmek için küçük bir toprak karşılığında tüm bölgeyi korumak; isteği makul, teklifi de öyle. Ya sen? Sence lider kabul etmeli mi?”

KIZIL GECE +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin