11.Bölüm: KEHANETİN KUKLASI

Start from the beginning
                                    

Bir şeyler konuşulmaya devam etti ve ben kadehlerimizi tokuşturduğumuz andan itibaren zihnimin kuytularına çekildim. Orada beni bekleyen yığınla soru vardı. Onların arasında kendimi kaybetmiştim.

Kraliçenin ışıltılı kahkahası, aklımın küf kokan koridorlarında koşturan sinsi düşüncelerden beni kurtardı.

"Işık Baharı yarın itibariyle başlayacak. Işık ve Gün Sarayı son birkaç yılını barış içinde geçirdi ama diyarın kalbi eski günlerdeki gibi atıyor. Işıklı günler yeniden topraklarımıza yüzünü dönüyor, güneş eskisi gibi sıcak ve hayat dolu doğuyor. Köylerimizde hasatlarımız had safhada... Halkımın inancı yerinde, kraliçelerinden eski günleri geri döndürmesini bekliyorlar. Bahar şenlikleriyle birlikte güzel günlere dönüşü sağlayacağım."

Tüm saray ahalisi ve farklı bölgelerden gelen soylu periler için ana salonun diğer taraflarında hazırlanan masalar da oldukça hareketli ve uğultuluydu. Bu bir şölenin başlangıç yemeğiydi. Kraliçenin gür ve inançlı sesiyle söyledikleri salonda bulunan herkesi yüreklendirmeyi başarmıştı.

Maysa, gururla dikleştirdiği duruşunu taçlandıran vakur gülüşü yüzünde vuku bulunca Simav kadehiyle birlikte ayaklandı.

"Diyarın kraliçesi, Gökkuşağı Sarayı'nın ışığı..." Salonda bulunan herkesle göz teması kurduğundan emin olmak ister gibi kendi etrafında dönerek konuştu. "Kraliçe Maysa çok yaşa!"

Kadehler şahlandı.

Sesler yükseldi.

Hep bir ağızdan naralar atıldı.

"Kraliçe Maysa çok yaşa!"

"Kraliçe Maysa çok yaşa!"

"Kraliçe Maysa çok yaşa!"

Yine Ayas'ın derin mavi gözlerine yakalanmış ve emrettiği üzere kadehimle birlikte herkes gibi ayağa kalkmıştım. Onlar gibi çok yaşa naraları atmasam da ortama uyum sağlıyor gibi görünüp kadehimle birlikte kutlamalara eşlik ettim.

Sabırla ziyafetin sona ermesini, gecenin tamamlanmasını ve büyükbabamla yüzleşeceğim anı bekledim. Kraliçenin umut vadeden konuşmasının ardından herkes kendi hâlinde ziyafete devam etti. Kimisi gruplara ayrılarak salonun farklı köşelerinde sohbet ederken bazıları yemek masalarında sohbetlerini sürdürdüler.

Ziyafetin başından beri kraliçenin bir açığını bulmak üzere pusuya yatmıştım fakat bu zamana kadar her şey olması gerektiği gibi ilerliyordu. Bir gariplik olmamıştı.

Ziyafet biter bitmez yapacağım ilk şey büyükbabamla yüzleşmekti. İkincisi ise kesinlikle Erin'i görmek... Eğer onu bana göstermeyi reddederlerse başlarına yıkmam gerekecek bir sarayları olduklarını bilseler iyi ederlerdi.

Uçuşan minik periler yemek masasındaki hengameden çabucak kurtulurken başka bir peri tarafından tazelenen ışıltılı şarabımın bulunduğu kadehimle birlikte kendimi salonun en sakin ve sessiz köşesine attım.

Pencerelerden dolan bahar esintisiyle alevler dans ederken bir aydınlanıp bir gölgelere teslim olan sfenksin önünde düşüncelere daldım.

Herkese arkam dönüktü ve aklım hâlâ Aryen'deydi. Kahrolası Kâbus Gözcüsü hangi cehennemdeyse çıkıp gelmesine ihtiyacım vardı. Lanet herifin kalbini sökmek isterken derinlerimde hâlâ güvenebileceğim tek kişinin o olduğunu haykıran bir ses vardı. Büyükbabam on adım ötemdeydi ama ben onun yerine bir yabancıya güvenmek istiyordum.

YOZLAŞMIŞ HARABELERWhere stories live. Discover now