Rhosin diyarı sonsuz baharın eşlik ettiği büyünün canlılara miras kaldığı gerçek üstü bir dünyadır. On büyük şeytanın zulmünden kurtulduğundan beri diyara huzur ve barış hükmetmektedir.
22 yaşındaki Helia Farewell babasının yasını tutarken bir yand...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
------
Gwen korsenin iplerine asılırken ona daha sıkı olması için komut verdim.
"Hadi ama! Elini sakın korkak alıştırma, filmlerdeki gibi nefes alamadığım için sızlanmak istiyorum."
Bana hayret dolu bakışlar atarken ipleri tüm gücüyle nefesimi kesilene kadar çekti. Boğazımdan boğulur gibi bir ses yükseldiğinde Gwen anneminkini anımsatan büyüleyici zarif bir kahkaha atmıştı. Bir tık gevşetip ideal ayarda olduğundan emin olduktan sonra ipleri sıkıca bağladı. Ben de aynadaki görüntüme bakmak için uçarcasına sabırsızca aynanın karşısına koştum. Topuğu üç dört santim olan el işlemesi olduğu belli topuklu ayakkabılarım ışıl ışıl parkelerde takırdarken şımartılmış olmanın verdiği his eşsizdi. Ah... Kesinlikle şu ana dek gördüğüm en güzel rüya buydu, uyanmak istemiyordum. Gwen ile karşılıklı diyaloglarımızda belki de ellinci kez aynı cümle geçti.
"Neyden bahsediyorsun anlamasam da çok komiksin." Tanışalı bir saat olmuştu ama birbirimize sürekli bunu söylüyorduk. İlginç geliyorduk, tuhaf geliyorduk ve aynı bağlamlarla uyuşamıyorduk; bununla gerçekten çok eğleniyorduk. Bana deli gözüyle bakmıyordu, benim tamamen farklı bir evrende büyümüş olduğum fikrini heyecan verici buluyordu. Tıpkı benim onları büyüleyici bulmam gibi... Bu yüzden Kraliçe benim oldukça zor geçen yolculuğum için hazırlanmam adına emir verdiğinde Gwen şak diye düşünmeden gönüllü olmuştu. Bu Beira'nın koluna vuran diğerlerine nazaran daha genç ve yüzü yusyuvarlak olan kızdı. Yanaklarındaki kızarıklık ve ifadelerindeki bebeksilik yanaklarını sıkma isteği uyandırıyordu. Beira da gönüllü olmak istemiş ancak Gwen ile ikisinin annesi olan Sherana tarafından odadan sürüklenerek çıkarılmıştı.
Eflatun tişörtüm Gwen'e ilham vermiş olacak ki bana aynı tonlarda menekşe rengi kumaşı parmaklarımda satensi bir yumuşaklık bırakan bir elbise getirmişti. Omuzlarından bileklerine doğru inen zarif işlemelerine minik inciler dahil edilmişti. Üzerine de iri diyebileceğim göğüslerimi ve ince belimi ortaya çıkaracak yine inciler işlenmiş fazlasıyla şık koyu mor bir korse bulmuştu. Saçlarımı fırçalamış, ne olduğunu anlamasam da hoş kokan bir yağ ile kabarıklığı kontrol altına almıştı. Ön taraftaki saçlarımı örmek için eline aldığında içimden Daenerys Targaryen'in saçı gibi örülmesi için türlü dualar ve adaklarda bulunmuştum tabii ki, sonuç hayallerim kadar uçuk olmasa da zarif bir modelle sonuçlanmıştı. Yüzümü ortaya çıkaracak şekilde toplamış olsa da yumuşak bakır dalgalar hala omuzlarıma dökülüyordu. Fazlasıyla güzel göründüğümü düşünüyordum. Umarım Kraliçe de öyle düşünürdü.
Çünkü şu an kendimi sürekli fotoğraflarında gezindiğim nasıl uğraştıklarına inanamadığım o harika cosplayerlar gibi hissediyordum.
