Bölüm 8

38.6K 1.3K 184
                                    

Yüzbaşı Kuzey Akar,

Telefonu tamamen kapatıp, bir masanın üzerine koydum. Rahatlamam ve sakinleşmem gerekti.

Ona karşı her zaman ne kadar saygılı ve sevimli davransam da öyle bir insan değildim ben, beni öyle tanımasını istemiyordum. Ancak ben büyüye çoktan kapılmıştım. Kendi ruh halimde olmak istiyordum, ancak kendimi bozarsam benimle konuşmayacağından çok korkuyordum.

Ne yapmam gerekiyor? Diye düşünmekten artık beynim sadece onu düşünüyordu, hatta bir kaç kere rüyamde bile onu hatırlıyordum.

Onu ben Oğuz'un kardeşiyim diyine kadar gerçekten küçümsüyordum, daha sonra ise Albay Oğuz'a duyduğum rütbe hayranlığıyla onun da büyüsüne kapıldığımı asla anlayamadım.

İlk defa Albay Oğuz ile onların evine gittiğim de gerçekten onu tanıdım, bana karşı saygılıydı veya sadece aramızda ki mesafeyi korumak istiyordu. Bu nedense beni üzüyordu.

Açıkçası amacım çok kolay anlaşılıyordu bence, onu kendime aşık etmek istiyordum. Ancak o abisinin sözünden çıkmayan, arkadaşlıktan öte bir şey olamayacağını düşünen bir kızdı.

Onun masumluğu beni büyülerken, hala aklıma nasıl onu kendime aşık ederim? Diye düşünüyordum. Aklıma bir şeyler geliyordu ancak doğru seçenek hangisi olduğunu seçemiyordum.

İlk aklıma gelen onu gerçek kendimle tanıştırmaktı, ne kadar riskli olsa da mantıklı geliyordu. Ancak ya benim bu halimden hoşlanmazsa?

İkinci ve son aklıma gelen, yeni bir kişilik ile onun karşısına geçmek. Onunla tamamen konuşmayı kesecek, yeni bir hat ile onu gerçek kendimle konuşturacaktım. Ve en iyi bu fikir geliyordu.

Boş zamanım da bunları çok fazla düşündüm, en iyi gelen fikir ikinci fikir oldu. Vakit kaybetmeden bu işi uygulamak istiyordum.

Komutan bey: Merhaba Kiraz

Görüldü

Yazıyor...

Kiraz: Merhaba komutanım

Komutan bey: Kiraz sana bir şey sorucam

Kiraz: Evet?

Komutan bey: Biz neden tanıştık?

Kiraz: Şey

Kiraz: Yani ben sizi aradım ama

Kiraz: Yanlışıkla oldu biraz

Komutan bey: Senden hoşlanmıyorum

Kiraz: Ama

Kiraz: Neden

Komutan bey: Arkadaşın bile daha iyi

Komutan bey: Hani şu çok konuşan

Kiraz: Ben size ne yaptım?

Komutan bey: Beni rahatsız etme

Komutan bey, Kiraz kişisini engelledi

Kiraz Riya,

Beni gerçekten anlayan bir dost istemiştim hayatta. Evet Elif ve Ceyda'yı çok seviyordum ancak onlar her şeyi şakaya vurmayı çok seviyordu. Abime zaten anlatamıyordum, bunun için kimseye anlatıyordum içimde ki yaşadıklarımı.

Umutlanmıştım, ben gerçekten kendim gibi ağırbaşlı, beni gerçekten anlayıp dinleyebilcek olan bir dost istemiştim. Oysaki ne güzel davranıyordu bana onunla konuşmak iyi hissettiyordu.

Ben bugün tekrar anladım, insanlar ikiyüzlü hiç kimseye güvenemeyiz bu hayatta.

Belki asker değildi sadece beni düşürmek için yaptı istediklerini alamayınca geri vites yaptı. Olamaz mı?

Aklıma gelen iğrenç şeyler ile midem bulanıyordu gelen kusma hissini bastırmaya çalışıyordum, ağlamaktan gözlerimin şiştiğini hissediyordum.

Kapı tıklandığında abimin gelmis olabileceğini düşündüm, elimin tersiyle gözlerimi sildim. Arkamı döndüm, pencereden izlermis gibi yaptım. Sesimi düzeltip, "Gel" dedim.

Abim içeri geldiğinde onun yüzünü göremiyordum.

"Abicim" diye seslendi bana,

"Efendim abi" dedim sesimi normal tutmaya çalışarak

"Nasılsın?" Sorduğu soruyla şaşırdım, çünkü bana genelde gelip böyle şeyler sormazdı.

"İyi ne olsun" yutkunup devam ettim. "Sen nasılsın?"

"İyiyim bende" bana doğru geldiğini hissettim.

"Yüzüme bakmayacak mısın?" Dedi, evet başlıyoruz. Umarım bahane bulabilirim

"Pencereden bakıyorum" dedim bahane uydurarak

"Sana söylemem gereken bir şey var" dediğinde meraklandım ama dönmedim.

Bana doğru gelip omuzlarımdan tuttu. "Yav bana bir dönsen-" Yüzümdeki ağlamaktan şişmis yüzümü görünce konuşmasının devamını getiremedi.

"Noldu sana?" Dedi, sesi titredi,

"Olmadı bir şey" dedim ve gülümsemeye çalıştım, her ne kadar gülsem de gözlerimden bir kaç yaş aktı.

Abim o an bana öyle bir sarıldı ki içim gitti, saçlarımı okşadı. Kalbimi okşadı.

"Abi" hıçkırarak ağlamaya başlamıştım.

O hiçbir şey söylemedi, tanırdım onu. O sustuğu zamanlar da en ağır sözlerini söylememek içindi. Daha fazla dayanamadı konuşmaya başladı.

"Ben anneme söz verdim Kiraz" dedi gözlerime baktı, ben konuşamadım.

"Seni koruyacağım dedim, o benim bir tanem kimse onu kıramaz dedim" abimin gözleri doldu. Onu ilk kez bu kadar duygusal görmüştüm.

"Kim yapıyor Kiraz bunları sana, kim?" Dedi. Benim içim yandı, vicdanım kül oldu.

"Söyle" dedi yutkundu, "Söyle kim yapıyor? Sıçayım hepsinin ağızlarına" diye bağırdı.

"Kendim abi, kendim" diye fısıldadım. Utançla gözlerimi kaçırdım.

Daha fazla konuşmadı beni sıkı sıkı sardı. Kendimi en güvende hissettiğim andı o an.

O an kendime söz verdim; Ben bir daha ağlamayacaktım, üzmeyecektim abimi, kendimi. Bunu bana yapandan intikamımı çok güzel alacaktım.

Kimdiniz Komutanım? √ TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin