---DEPO---

122 36 19
                                    

Pencerenin hızla açılıp duvara çarpan sesi, Ceren'in uykudan sıçramasına sebep olmuştu. Rüzgar hiç olmayacak kadar sert esiyor, rüzgardan çıkan  vulama sesleri acı çekip çığlık atan insan seslerini andırıyordu. Ortalık henüz aydınlanmamış, üstelik işe gitmesine de daha iki saat vardı. Ceren, gece kapattığından emin olduğu pencereyi kontrol etmiş ve pencerenin hiç sıkıntısız kapandığını görünce kendinden şüpheye düşmüştü. Bu durumun üzerinde çok durmadan güzel bir kahvaltı yapıp öyle işe gitmeye karar verdikten sonra kendine çok güzel bir kahvaltı hazırlamış ve balkonuna çiçeklerin hemen yanına küçük bir yer sofrası kurmuştu. Daha işe gitmesine çok vakit olduğundan kahvaltısını ağır ağır yaptığı sırada tavanda sarkan  sukulent çiçeğinin  üzerine konan güvercinin ağırlığından saksının çürüyen ipi kopmuş ve çiçek  saksısıyla yere düşüp parçalanmıştı. Ceren güvercini fark etmesiyle oturduğu yerden sağa doğru eğilmiş ve saksının başına düşmesinden son anda kurtulmuştu. Ama saksının ayağına düşmesine engel olamamıştı. Sol ayağının üst kısmında derin bir kesik oluşmuş ve  saksının bir parçası da hala içindeydi. Hemen çareyi arkadaşlarından birini aramakta buldu. İlk aradığı isim Berk'ti.  Sanki telefonun başında Ceren'in aramasını bekliyormuş gibi daha ilk çalışında açmıştı telefonunu.  Berk olanları duyduğu gibi vakit kaybetmeden Ceren'in evine gelip onu hızla doktara götürmüş ve yarasına dikiş atılıp pansuman yapılmasını sağlamıştı. Berk, Ceren'e işe gelmemesi ve evde kalıp dinlenmesi konusunda ne kadar ısrar etse de Ceren işe gitmekte kararlıydı. Hatta bu durumu patrona söylememesi konusunda Berk'i de tembihlemişti.

Berk, bir şartla deyip Cerene işe gelmesini kabul edeceğini söyleyip Ceren'e birlikte kahvaltı etmeyi  teklif etmişti. Ceren düşen saksı yüzünden güzelim kahvaltıyı yapamadığını hatırlayınca Berkin teklifini 'gülümseyerek' kabul etti. Bunu kabul etmesi bile yüzünün kızarmasına yetmişti, çünkü daha önce hiç kimseyle oturup dışarda kahvaltı etmemişti. Sol ayağının acısını bile o anlık unutmuş, tüm dikkatini Berkle yapacağı kahvaltıya vermişti. Kahvaltı edecekleri yere vardıklarında Denizle, Sinan'ın onlardan önce mekanda en güzel manzaraya karşı oturduklarını ve  hemen önlerinde de üzerinde birçok çeşit kahvaltılığın olduğu masayı görünce çok şaşırdı. Bu şaşkınlıkla yerinde durmuş onları ve manzarayı, masayı izliyor şaşkınlığını bir türlü gizleyemiyordu. Berk, Cerenin durup kıpırdamadan Denizle, Sinan'a kitlendigini görünce hafifçe öksürür gibi yapmış ve cerenin yüzünü kaplayan şaşkınlığını dağıtmak istemişti. Sonra "onlara da haber verdim ki bugün hep birlikte kahvaltı edelim istedim " diyerek Ceren'e bakmış ama cerenin hala tepkisiz olduğunu görünce onu birden kucaklayıp masaya kadar öyle götürmüştü.  Ceren her ne kadar "ne yapıyorsun bırak beni herkes bize bakıyor" dese de Berk onu duymazdan gelmişti. Masaya geldiklerinde Ceren'i, Berkin kucağında gören Denizle Sinan birbirlerine bakıp kıkırdıyor, ne olduğunu çözmeye çalışıyorlardı. Berk, Ceren'i yavaşça sandalyeye oturtup yerine geçmiş ve arkadaşlarına Ceren'in ufak bir kaza geçirdiğini anlatıp o yüzden kucağına aldığını açıklamıştı. Ceren vücudunu saran anlamsız titremeyi bir yandan bastırmaya çalışıyor bir yandan da kendisine yöneltilen sorulara cevap vermeye çalışıyordu. Berk'in hafiften ona doğru eğilip elini tutarak "daha iyi misin" demesi Ceren'i azda olsa sakinleştirmişti. Berk, Ceren'in elini tutmasıyla, onu vücudunu saran o anlamsız titremeden kurtarmış, ona elinin sıcaklığıyla büyük bir cesaret vermiş gibiydi. 

Ceren, arkadaşlarının birbirleriyle ettiği güzel sohbete katılmak için kendini zorlasada üstüne yapışan ve onu körelten utangaçlığından dolayı sessiz kalıyor, sadece onları izliyordu. Bir ara arkadaşlarının sohbetine gülümseyerek daldığı sırada Berk'in, Ceren'e  baktığını fark eden Sinan  masanın altından Berkin ayağına hafifçe vurmuş ne olduğunu soran meraklı bakışlarla kafa sallamıştı. Berk, ona yöneltilen soruya cevap vermeden hesabı ödemek için kalktı. Sinan arkadaşının bu durumunu bir şeylere bağlamak istese de onun geçmişinde yaşadıklarından dolayı bunu imkansız buluyor, soru sorup arkadaşını üzmek de istemiyordu.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Nov 06, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Gizemli Göz Where stories live. Discover now