İki Gözüm +18 / Texting

32. Bölüm (part 1)

Yanına yaklaşıp masanın üzerine tepsiyi bırakıp ona öpücük atıp kola ile bardakları kaptığım gibi tekrar girdim içeri.

"Eee," dedim. "Ne izliyoruz?"

"Labirent?" Dediğinde başımı hayır anlamında salladım.

"Gece gece altıma işemek istemiyorum."

Kıkırdadı.

"Alacakaranlık serisi?"

"I-ıh, artık ezberledim."

Biraz daha karıştırdı filimleri. "Hızlı ve öfkeli?"

Kolayı doldururken elinde olan filmlere baktım. "Kore dizisi izleyelim mi?" Diye sordum.

Kaşlarını kaldırarak baktı yüzüme. "Sen istiyorsan izleyelim." Gülümsedim. Kumandayı alıp kendisini yanıma bıraktı. "Ben seni izleyeceğim için hiç sorun olmaz."

"Ya Melih!" Diye nazlandığımda beni göğüsüne çekip saçlarımın tepesine üst üste öpücükler kondurdu.

Gülerek kollarının arsından döneyim derken inanın kucağına nasıl oturdum hiçbir fikrim yoktu. Gözleri gözlerime değdiğinde başını sola doğru yatırdı. "Öyle güzelsin ki..."

"Böyle konuşmaya devam edersen filim izlemeyecek, çekeceğiz." Dediğimde gözleri şaşkınlıkla büyüdü ve dudaklarından bir melodi misali döküldü kahkahası.

Yanaklarım kızardığını hissetiğim an göğüsüne sığınarak saklandım. "Gülme ama!"

"Benim güzel nazlı kızım." Boynuna dudaklarımı bastırdım.

Yana geçip The K2 açtım. Allah'ım aşıktım bu diziye... Sandviçlerden birini ona uzatıp kendimde alarak geriye onun göğüsüne doğru yaslandım.

Dizi başladığında ağzımdaki sandviçle heyecanla yerimde kıpırdandım. Başımı kaldırıp Melih'e baktığımda onun gözlerinin üzerimde olduğuyla karşılaştım dediği gibi diziyi izlemek yerine beni izliyordu.

Bakışları düşünceliydi.

"Ne düşünüyorsun?" Diye sordum ağzımdaki son lokmayı yutarak.

Yanağımdan öptü. "Hiç," dedi. "Hiçbir şey."

Yüzüm düştü. "Yalan söylüyorsun."

Uzun ince parmakları dudağımın üzerine bir iki kez hafifçe dokundu. "Sevgiliye yalan söylüyorsun denmez."

Omuz silktim. "O zaman ekleme yapıyorsun?"

Güldü bir kez daha. Nazlı nazlı gülümsedim ben de.

Elimdekini alıp kendi sandviçini tabağa bırakıp elini yüzüme yasladı. Saçlarımı okşadı uzun uzun. "Evlenelim güzelim. Hemen yarın veya diğer gün."

Şaşkınlık dediklerine sonra da ona baktım. "Melih..."

"Bak," dedi derin bir iç çekerek. "Benim her zaman yanında olmaya ihtiyacım var senin gibi." Anlıyordum onu beni kendince korumak istiyordu

"Melih," dedim. "Ben seninle evlenirim ama..."

Tek kaşı kalktı. "Ama ne?"

"Ama önce bizi tehdit eden bu adamı bulmalıyız."

Yüzü düştü. Elini çekeceği an sıkıca tuttum. "Melih," dedim ısrarla. "Beni anla lütfen."

Başını salladı fakat gözlerine düşen kırgınlığı görüyordum. Ellerinin üzerini öpüp ona güldüğümde dudakları kıvrıldı fakat bunun öylesine yapılmış bir eylem olduğu apaçık ortadaydı.

Ona bir şey olmasından korkuyordum. Benimle evli olduğunda ona zarar gelecek düşüncesi beni yiyip bitirirken onunla evlenemezdim. Evlenmek istiyorum. Çok istiyorum ama... Hep bir ama işte.

Melih yanımdan kalkınca içime sinen hüzünle kollarımı birbine bağlayıp suskunca durdum.

"Su alıp geliyorum," dediğinde başımla onayladım.

Biraz önce ne güzel giderken şuan böyle olmak... Her güzel anımızda ağzımıza edecek birşeyler oluyordu.

Elinde su şişesiyle geri geldiğinde ayağa kalkıp beline sıkıca sarıldım. "Melih yapma böyle ya!"

"Bir şey yapmıyorum."

"Trip arıyorsun!"

Reddetti hemencecik. "Öyle bir şey yapmıyorum."

Başımı kaldırıp dudaklarına uzandım. Buna izin verdiğinde sulu bir şekilde dudağını, yanağını öpüp geri çekildim. "Evlenelim," dedim emin bir sesle. "Tamam mı? Evlenelim."

Gözleri emin olmak adına yüzümde dolandı. "Şaka mı yapıyorsun?"

Başımı iki yana salladım mutlulukla. "Hayır! Hiç olmadığım kadar ciddiyim. Evlenelim."

Ensemden kavradığı gibi eğilip dudaklarıma kapanmasıyla sıkıca sarıldım boynuna.

Herşeye rağmen büyük korkuma rağmen onunla evlenecektim. Eni sonunda onunla evleneceğim kesindi ama bu kadar erken olmasını beklemiyordum.

İçimdeki kötü sesleri susturdum ve kendimi kollarına bıraktım.

Bölüm sonu 🍂

Bölüm nasıldı?

Bir kalp alabilir miyimmm?

Sizleri seviyorum yarın akşam görüşürüz ❤️