11 - ISSIZ ORMAN KUYTUSU

487 69 316
                                    

Oy ve yorumlarınızı esirgemeyin 🙏🏻

Sosyal medyada alıntı ve yorumlarla kitaba destek olabilir, alıntılarınızı ve yorumlarınızı #SiyahÜzümBuğusu ve #SÜB hashtagleriyle paylaşabilirsiniz. 💙

Keyifli okumalar 💙

11 - ISSIZ ORMAN KUYTUSU

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

11 - ISSIZ ORMAN KUYTUSU

Şebnem Ferah - Yağmurlar

17 Aralık 2017 / Pazar

Camlara vuran yağmur damlalarının sesi öfkemi daha da harlıyordu. Oysa yağmur sesi bana hep huzur verir, beni hep sakinleştirirdi. Şoför koltuğunda oturmuş, karın ağrımın dinmesini bekliyordum, dinmeyeceğini bile bile. Alnımı direksiyona yaslamış yağmurun durmasını bekliyordum, durmayacağını bile bile. Kulağım telefondaydı; Hafta sonu boyunca hiç konuşmadığım Ferit'in mesaj atmasını bekliyordum, atmayacağını bile bile. Uzunca nefes verdim. Başımı direksiyondan kaldırıp ön cama öfkeyle vuran yağmur damlalarına göz gezdirdim.

Kendimi zorlukla ikna edip araçtan indim. Arka koltuktan maket malzemelerimi alıp koşar adımlarla okula ilerlemeye başladım. Saat gecenin on birinde ana kantinde oturan tek tük öğrenciler vardı. Sağanak yağmurun vurduğu büyük şemsiyenin altına sığınmış, sigara içen dört erkek öğrencinin yanından geçerken başımdan geri düşen şapkamı yeniden başıma çekiyordum. Ancak şiddetli Aralık rüzgarı, saçlarımı ıslatmak için ant içmiş gibiydi. Kendimi fakülte binasına attım. Islak saçlarımı öfkeyle yüzümden çektim. Yağmurda ıslanmaktan nefret ediyordum. Oysa kar yağdığında itirazım olmaz, şapkamı kendim geri iterdim. Kara imtiyazım sonsuzdu.

Dolabımdan proje çantamı alıp atölyelere indim. Beş atölyeden üçü boştu. Birine girip eşyalarımı masalardan birine rastgele savurdum ve önüme gelen ilk sandalyeye çöktüm. Kollarımı bağlamış, karnıma bastırıyordum. Zaman zaman daha da şiddetlenen karın ağrım beni bağırtacak bir noktaya getiriyordu. Ağrının hafiflemesi için bir süre öylece bekledim. Biraz daha azaldığını hissettiğimde ise ayaklandım ve öfkeli nefesler vererek maket malzemelerimi çıkarmaya başladım.

Reglimin ilk günüydü ve evden çıkarken ağrı kesici kalmadığını fark etmiştim. Nöbetçi eczane aramak için ise zamanım yoktu. Bu sebeple öfkem en çok kendimeydi. Saat gece iki olana kadar hiç durmadan, mola vermeden müzik dinleyerek maket yaptım. Sigara yaktığımda bile mola vermiyor, bir yandan zımpara yaparken bir yandan sigara içiyordum. Çünkü durduğumda odağım dağılıyordu. Biraz bile durduğumda karın ağrım sanki şiddetleniyordu, üstelik Ferit'i arama isteğimin baş göstermesi de cabasıydı.

İki gün, bizim için, benim için, oldukça uzundu. Ferit'le konuşmadan iki saatim bile geçmezken bu iki gün bana yıllar gibi hissettiriyordu.

SİYAH ÜZÜM BUĞUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin