7 - KALP KIRIKLIKLARI

622 85 262
                                    

7 - KALP KIRIKLIKLARI

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


7 - KALP KIRIKLIKLARI

Cem Adrian & Şebnem Ferah - İnce Buz Üstünde Yürüyorum

6 Aralık 2017 / Çarşamba

Sağanak yağmur üzerimizdeki büyük şemsiyeye çarparken öğrencilerin uğultuları yağmur seslerine karışıyordu. Kasvetli hava sanki içimdeki öfkeyi daha da harlarken tırnak kenarımdaki etleri dişlemekten alıkoyamıyordum kendimi. Muhammet sessizce aksiyonlarımı izliyor, sigarasından nefesler çekiyordu. ''Ben bizim arkadaşlara bir sorayım, belki elektrik elektronik mühendisliği okuyan birilerini tanıyorlardır.'' Masaya dalmış gözlerim, beyaz masa yüzeyinden başka bir sürü şey görüyordu. Kolayca dolan öfke kotamın aşılmasına sebep olan şey, uzun bir zamandan sonra ilk kez Ferit değildi. ''Ama ödeme yapman gerekebilir.'' dedi akabinde.

Derin bir nefes alarak başımı kaldırdım ve gözlerimi solumda oturan Muhammet'e çevirdim. Sol kaşındaki bant kadrajıma girmediği için şanslıydım. ''Sıkıntı yok, öderim. Yeter ki şu finalden kazasız belasız geçeyim.'' Muhammet'in sesi bir anda yükseldi. ''Hayır, anlamıyorum. Eğitimini vermedikleri şeyi nasıl isteyebiliyorlar ki?!'' Sıkıntılı bir nefes vererek sigara paketimden bir dal sigara aldım. ''Biz öğrenci değil, müşteriyiz.''

Normal şartlarda bu kurduğum cümle ile hiddetlenmesi ve üzerine bir dünya söz söylemesi gereken Muhammet sessiz kaldığında ela harelerim sarışın yüzünü buldu. Gözleri karşısındaki noktada sabit, yüzü ise düzdü. Gözlerinin hedefine döndüğümde Ferit'in telefonla konuşarak bize doğru adımladığını gördüm. Siyah bir kot pantolon, siyah bir boğazlı kazak ve siyah şişme mont giymişti. Birkaç adım sonra yanımıza vardı. ''Bilmiyorum,'' dedi sıkıntıyla. Derin bir nefes aldı. ''Bilmiyorum baba,'' Sandalyeyi çekip otururken kaşları çatıldı. ''İstemiyorum. Hayır.'' Gözlerini sıkıca kapatarak bıkkınlık dolu bir nefes daha alıp geri bıraktı. ''Baba! İstemiyorum! Üzerime gelme!'' dedi her harfi bastırarak. Sesi yüksek perdeden dökülüyordu ancak daha da yükselmemesi için çabaladığı belliydi. Bir süre karşı tarafı dinleyip tek kelime etmeden telefonu kapattı.

''Selam,'' dediğinde sesi yine de keyifliydi. Biz de mırıldanarak karşılık verdik. Mırıldandığımızdan olsa gerek gözleri ansızın yüzlerimiz arasında git gel yapmaya başladı. Üç tur sonra benim yüzümde durdular. ''Neyin var senin?'' diye sordu. Gözlerimi masadan kaldırdığımda karşımdaki kantin camlarındaki aksimle karşılaştım. Kaşlarım çatık, yüzüm asıktı.

''Derslerle alakalı ya,'' diyerek geçiştirdim. ''Ne oldu?'' diye sorarken muhatabı Muhammet'ti. Muhammet'in gözleri bana dokundu. ''Mobil araç diye bir dersleri varmış. Firuze'nin final projesinin konusu sürat teknesiymiş; tekne maketi yapacak yani. Proje hocası da, tekneyi juri sunumunda yüzdür, demiş.'' Muhammet'in açıklamasından sonra gözlerim Ferit'e döndü. Kaşlarını kaldırmış şaşkınlıkla bakıyordu. Yüzüne konuşlanan yaraları ile karşılaşmam, yeniden gözlerimi masaya çevirmeme sebep oldu. ''İyi de sizin alanınızda var mı bu?'' diye sordu merakla.

SİYAH ÜZÜM BUĞUSUWhere stories live. Discover now