Bölüm 1- "Bir Hap Bir Su Bir Hayat"

11 0 0
                                    


*önsöz*

"Sevgili Okurum...

"Bu kitabı sana bir ders çıkarman için değil, sadece senin kendi hayatını nasıl bir bakış açısından gördüğünü kendin öğrenmen için yazdım...Bilirsin sürprizler sırdır ama bilmem kim bilir senin hayata olan bakış açını..."

............

Hayat, uçsuz bucaksız dünyada evrende her yerde geçerli olan bir kural, içinde herşeyi barındıran manevi maddi nitel nicel ne olursa olsun karmaşık bir bulmaca. Kimileri işe gider, kimileri oyun oynar, kimileri itişir kakışır, kimileri haber çeker, kimileri sinirlenir,üzülür,mutlu olur pek çok şey ve biz hayat'ta yaşadığımız anda itibaren pek çok şeye tanık oluyoruz Mesela etrafınıza bakın;

İşe gitmekte olan bir insan,oyun oynayan çocuklar,ötüşen kuşlar, havlayan köpekler, miyavlayan kediler...

Ve bunların hepsinin bir "amacı" var.

Herşeyin bir amacı vardır. Amaçsız hayat olamaz veya düşünülemez. İnsanların da bu amaç için başardıkları,kendilerini yedikleri,kavga ettikleri,mutlu oldukları zamanda oluyor.

İnsan, amacını kendisinin yolunu ona asfalt dökerek amacına ulaşır ama bazen önümüze kırılmaz taştan yapılan duvarlar koyarlar.

Duvar der ki: "Hey! Dur bakalım. Nereye öyle haldır haldır?" tam o sırada hayat bizden o duvarı kırmamızı ister ama bizim o duvarı kırmamız için bir "umut", bir "inanç", bir "potansiyel" gerekiyor.

İşte tam o sırada size bir su, bir hap ve yaşam sunuluyor. O hapı ağzınıza atıyorsunuz fakat yutamıyorsunuz boğazdan geçmiyor suda işe yaramıyor ve burda imtihan başlıyor...

O hap boğaza takıldığı an itibaren hayat yeni doğan bebek gibi başlar, yuttuğunuzda ölürsünüz ve biz bu hapı yutmamız için "sindirmemiz" gerekiyor. Ama izin vermiyor. Sindirilmiyor, peki nasıl sinecek bu ilaç diye sorucaksınız söylüyorum:

Tabii ki de hayatı yaşayarak...

Evet siz hayatınızda yaşadığınız şeyleri kendi zevkinize göre seçersiniz. Sınıflandırır, kategorize edersiniz yaptığınız herşey kaydedilir ve ölüme kadar bu hep devam eder. İnsanlar da aynen böyledir. Hapı ağzına attıklarında kendi tarzlarını belirler ve bu tarza göre hayatı yaşarlar. İşte buna da "Hayatın İlacı" denir.

Tamam doğduk eee sonra ne olacak? Yaşayıp bekliyecek miyim hapı yutana kadar? Hayır, hapı yutmanız için gereken rivayet hayatı mutlak yaşamanızdır. Hapı bir inatçı keçi gibi düşünün. Hap'a diyorsunuz boğazımdan geç, ama o inat eder geçmez çünkü inatçı bir kişilik gibi sadece hayatı yaşarsan geçerim düşüncesi ile orda boğaza takılı kalır.

"bir hap vardır ya ağzına attın mı yutamazsın..."

İnsan kendi hayat tarzını benimsediğin de bunları uygular. Yaşar, doğar ve ölür bir canlı gibi. Peki ben yaşadım,doğdum çok yedim içtim eee neden hala bu hap geçmiyor boğazımdan? Mesele şu; Sizin bu hapı yutmanız için diğer mutlak rivayet: "Bu yaşadığın "hayat'tan" ne anladın?" Diye sorar hap. Cevap yoksa gene inatlaşır kişi kendi hayatının anlamını bulana kadar inatlaşırda inatlaşır. Cevap varsa hap yutulur ve bu şekilde insan gerçekten bir "hayat" yaşamış olur.

İnsan'a sorulan diğer sual:

"Hayat sana göre nasıl bir cümle"

Yani kişi yaşadığı hayatı, kendi bakış açısına göre "Hayat" sözcüğüne bir öznel anlam verir. Hayat'ın çalışmasını sağlayansa bulur. Kişi hayata bir temel atar, kolonları döşer, sonra o hayat'ı "kendi mimarisiyle" kurduğu biçime göre yaşar. Hayat'a bir temel atanmazsa, kişi dengede duramaz ve hemen yıkılır. Yani hayata "hazırlıklı" başlamalıyız.

"ben gördüm...ben duydum...ben tattım....ben yaşadım"

İnsan büyüdükçe değişir, değiştikçe değişir. Tıpkı filizlenen bir çiçek gibi ama bazen hayat bu çiçeğin yapraklarını koparır ve yaprak kendi "besinini" (yaşam tarzını) üretemez. Lakin hayat bize verdiği imtihanda sorduğu sorulardan biridir. Kişi kendi besinini (yaşam dengesini ve biçimini) yapması için çok çalışmalı ve kendine güvenmelidir. Hayat başka bir şekilde benzetme yapıcak olursak Hayat'ı:

"Dar bir sokakta 8 milyar insanın üstüne serilmiş beyaz (iyilik) ve siyah (kötülük) çarşaflar altında insanların itişip kakışması..."

Şeklinde tasvirleyebiliriz.

Hayat'ı sadece bir amaç için değil hem onu yaşamak hem de ondan zevk almayı öğrenmeliyiz. Kişi hayattan zevk almazsa hap gene inatlaşır gene sindirilmez. Bu hapın yutulması için hayatta yapabildiğimiz kadar "doğru" yapmalı yapamadığımız yerleri boş bırakmalıyız....

1. bölüm sonu....

Biraz kısa-

Yeni bölümler gelmeye devam edecek

Fazla anlamlı oldu (ğağalağşa)

Hatalar olabilir daha başlangıç hehe :)

Kitap hakkında neler düşünüyorsunuz?

Lütfen iyi kötü ne olursa olsun paylaşabilirsiniz.

Yorumlarınız benim için önemlidir.

Sağlıcakla kalın ve hapınızı yutmaya çalışın...✨

......

Hayatın İlacı 💊Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon