11.Bölüm

545 19 0
                                    

Mirza ve Levent avluda oturmuş konuşuyorlardı. Elimde kahvelerle yanlarına gidiyordum konuşmada adım geçtiğinde durdum. Levent Mirza'ya beni sevip sevmediğini sordu. Mirza'nın ne diyeceğini merak etmiştim. Duyabilmek için biraz daha yaklaştım.

"Sevmiyorum."dedi. "Bu sadece zorunda kaldığım bir evlilik."

Haklıydı bu zorunda kaldığımız bir evlilik. Beni sevmediğini bildiğim halde bunu onun ağzından duymak üzmüştü beni.

Dicle omuzuma dokundu. Ona döndüğümde üzgün gözlerle bana bakıyordu. O da duymuştu sanırım. Ona tebessüm edip devam ettim.

Dicle elindekileri masaya bırakıp Levent'in yanına oturdu. Bende kahveleri ikram edip Mirza'nın yanına oturdum.

Sonra Mirza elini Levent'e doğru uzatıp "Ver" dedi. Levent elindeki telefonu Mirza'ya verdi. Mirza bir şeyler yapıp telefonu geri verdi. Dicle ve ben bir şey anlamadığımız için birbirimize baktık.

Gözlerimi Dicle'den çekip karşımda oturan Levent'e döndüm. Oda bana bakıp güldü. Ona karşılık bende güldüm.

Mirza bir anda elimi tuttu. Bende aynı hızla geri çektim. Bana dokunmasını istemiyordum.

Levent ve Dicle bize bakıyorlardı. Ama umurumda değildi ikiside herşeyi çok iyi biliyorlardı. Rol yapmasına gerek yoktu.

Levet bir iki kez öksürüp boğazını temizledi ve konuştu.

"Herkez buradayken şunu söyliyim."deyip bana döndü. "Biz Reha ile daha önce karşılaştık."dedi. Dicle şaşırmış Mirza ise sinirlenmişti.

"Kars'a daha yeni geldin. Nasıl karşılaştın Reha'yla?"Mirza'nın sorusuyla ona döndüm "Beni dağın ba" cümlemi tamamlayamadan Levent araya girdi.

"Reha yolda kalmıştı.Yürümekten ayakları ağrımış, ağlamaktan gözleri şişmiş bir şekilde yolun kenarında oturuyordu."dedi. Ve devam etti "Oraya tek başına gitmediğine göre, biri onu orda bırakmış."

Dicle meraklı ve endişeli bir şekilde Sen mi bıraktın abi?" Dedi.

Mirza yumruk yaptığı elini sıktı. Dicle'ye cevap vermeden Levent'te döndü. "O gün iyiki seni bulamadım."dedi.

Ne demek oluyordu bu? O gün Mirza yanımda durmayıp geçip gittiğinde. Arabanın peşine mi düşmüştü? Bunun başka bir açıklaması yoktu.

Ayağa kalkıp "Tamam lütfen yeter." Dedim. Daha fazla uzamasını istemiyordum.

"Beni o halde bırakmadığın için tekrar teşekkür ederim."dedim Levent'e oda tebessüm etti.

"Benim biraz başım ağrıyor. İçeri gitsem iyi olur "deyip ayrıldım ordan. Yukarı odaya geçtim. Çok geçmeden kapı sert bir şekilde açıldı. Mirza hala sinirliydi ve öfke saçan gözleriyle bana bakıyordu.

"Levent daha önce karşılaştığınızı söylemese sen bana söylemeyecekmiydin."dedi. Bunun neyine sinirlenmişti? Ne hakla bana hesap sorabiliyordu hala?

"Nerden çıktı şimdi bu?" Dedim." Neden söylemiyim sana?"

"Bende sana onu soruyorum ya. Neden hemen söylemedin."

"Söyleyecektim ama fırsat olmadı. Baban vardı yanlış anlaşılmasından korktum."dedim.

Parmağıyla kendini gösterip "Bana söyleyecektin Reha. Başkasına değil bana." Dedi.

"Neden sana hesap veriyorum? Yanlış bir şey mi yaptım? Ne yaptım söylesene?" Dedim sesim yükselmişti.

Dişlerini sıkarak "Bağırma bana." Dedi.

REHAWhere stories live. Discover now