tell a 'friend'

265 38 4
                                    

james sabah uyanıp gece olanları hatırlayınca kendine öfkelenmeden edemedi. ne diye açık etmişti kendini? öğle molasında sirius'un onunla konuşmak istemesi de bununla ilgiliydi muhtemelen.

"james, dostum. ne söyleyeceğimi gerçekten bilemiyorum. dün gece banyoda yerde... bir şey buldum. sana aitti, değil mi?" james hatırlamaya çalışırken bir anda gözleri büyüdü, kalbinin sıkıştığını ve nefes alamadığını hissetmeye başladı. jiletini bulmuştu, biliyordu. sirius biliyordu. ya annesine ve babasına söylerse? ya profesörlere söylerse? ya biri yanlışlıkla bunu konuştuklarını duyup tüm hogwarts'a dedikodu çıkartırsa? ya profesörler onu okuldan atarlarsa? ya-

"dostum?" james başını iki yana sallayarak düşüncelerinden sıyrılmaya çalıştı. 

"james, sol kolunu gördüm." james şimdi bayılacak gibiydi. yara izlerini de görüştü demek, ne yapacaktı şimdi?

"neden yaptığını söyleyecek misin? şu an olmak zorunda değil, ama senin için çok endişeleniyoruz. ve ayrıca merak etme, bundan diğerlerine bahsetmedim ve sen izin vermediğin sürece bahsetmeyeceğim de." james başını onaylarcasına sağladı. tek bir söz söyleyemiyordu, ağzından tek bir kelime çıkmıyordu, yalnızca bakıyordu. boş bakıyordu.

james o gün derslerin kalanına girmedi, madam pomfrey'den bir şekilde izin aldı ve tüm öğleden sonrasını yatarak geçirdi, hatta öyle ki sabah çok az yemiş olmasına rağmen akşam yemeğine bile inmemişti. yalnız kalmak ona iyi mi geliyordu yoksa daha mı kötüye götürüyordu, işte bunun hakkında hiçbir fikri yoktu.

saatlerce yattıktan sonra yasak saate bir saat kalmışken biraz hava almaya karar verdi,ne olur ne olmaz diye görünmezlik pelerinini de yanına aldı ve astronomi kulesine gitmek için odadan çıktı.

uzun merdivenleri çıkmaktan nefes nefese kalsa da astronomi kulesine ulaştı ama birinin orada oturduğunu gördü.kim olduğunu karanlıktan seçememişti ve haritayı yanına almadığı için lanet etti. 

yaklaşmaya karar verip yürümeye başlayınca oturan kişinin regulus olduğunu gördü. 

regulus'u seviyordu, en yakın arkadaşının kardeşi onun da kardeşi sayılırdı. hem iyi anlaşıyorlardı, diğer slytherinler gibi değildi, her ne kadar dışarıdan öyle gibi gözükse de.

peki ama ne yapıyordu burada?

usulca yanına oturdu, cebinden sigara paketini çıkartıp bir dal yaktı ve regulus'a uzattı. regulus james'in yanına oturmasını garipsememiş, bir dal da o yakmıştı.

"ne işin var burada?" uzun dakikaların ardından mırıldanan james'ti.

"senin ne işin varsa ondan." yorgunluk akan sesiyle cevap vermişti regulus.

"umarım benim gibi bir enkaz değilsindir." burukça gülümsedi james, nedense bir anda yanındaki çocuğa içini açmak, söyleyemediği ne varsa söylemek istemişti.

"ne tür bir enkazdan bahsettiğimize göre değişir." 

iki genç de o geceden sonra birbirlerine bu kadar bağlanacaklarından bihaberlerdi.

plaster // jegulusWhere stories live. Discover now