"Sanırım diğer insanlardan korkuyorum Bay Kim." Dedim boğuk sesimle. Gülümsedim. "Sanırım kitaplar ve hayvanlar benim en iyi dostlarım."

Gülümsedi ve elini omzuma koyup hafifçe sıktı. "Sana inanıyorum Park." Dedi. Sana inanıyorum. Bu cümleyi duymak istediğim tek kişi babamdı. Ama bir kere bile onun ağzından duymadım. Ve bana bunu söylemeden defolup gitti dünyadan. Boğazıma yumru oturdu. Konuşmadım. Sadece susup tebessüm ettim Bay Namjoon'a. Keşke babam o olsaydı. Belki şimdi bu durumda olmazdım.

***

"Jimin-shi! Yemeğini yemelisin. Oynama o bezelyelerle."

Adımı doymamla irkildim ve yanımda oturan Jungkook'a baktım. Göz devirdim. "Canım istemiyor. Pek aç değilim."

"Yalan söyleme. Sabah ta bişey yemedin."

Göz devirdim ve tabağıma bakmaya devam ettim. "Ne yani illa ben mi sana yedireyim?"

Ben tam başını cevirip ona baktığım sırada hızla gelen biri önümdeki tepsiye çarptı ve tepsi hızla yere düştü. Zaten moralim yoktu ve şimdi o herif yemeğimi dökmüştü. "Önüne baksana aptal!"

Sesim tüm yemekhanede yankılanırken o bana döndü. Sanırım onu tanıyorum. Evet onu daha önce görmüştüm. Durmadan benimle uğraşan ucube, Chan. "Bana mı dedin?"

"Sana dedim. Gözlerin olmadan mi yürüyorsun?"

Bana tamamen dönüp birkaç adım attı ve "bana bak bücür." Dedi. Ayağa kalktım ve gözlerinin içine baktım. Benden birkaç cm kısaydı. Bu göz temasını kesmiyordu. "Haddini aşma yoksa..."

"Yoksa?"

Jungkook aramıza girip ona yukardan baktı. Gerçekten uzun boyluydu. "Naparsın? Saçlarını mı yolarsın yoksa?" Güldü. Jungkook gerçekten bu durumlarda beni koruyan biriydi. Boks yapmayı bildiğinden çok iyi dövüşürdü.

Chan sesli şekilde güldü. "Ay abisi nasıl da koruyo kardeşini yaa! Bak gözlerim doldu." Dedi gülerek.

"Haddini aşma" dedi Jungkook ve saniyeler sonra Jungkook'un sesi kesildi ve ben ne olduğunu bile anlamadan Jungkook yere yığıldı. Çatık kaşlarımla ona baktığımda karnına saplanmış bıçağı gördüm. Dehşetle bağırıp yardım istedim ve başına eğildim. "Jungkook? Jungkook iyi misin? Gözlerini kapatma lütfen bende kal." Gözyaşlarım dökülürken Chan beni yakamdan tutup ayağa kaldırdı. İttirmeye çalışıyordum ama çok güçlüydü. Jungkook kan kaybediyordu ama ben bişey yapamıyordum. Ve o sert yumruk yüzüme çarptığında kendimi yerde buldum.

Canım çıkacakmış gibi acırken sadece ağlıyordum. O güçsüz bedenim yine hiçbir işe yaramıyordu. Yine.

Chan bana doğru adımlar atarken birden, birinin onu kolundan tutup çevirdiğini ve suratına sert bir yumruk geçirdiğini gördüm. Dolu gözlerim şaşkınlıkla aralanırken Yoongi'yi gördüm. Chan'ı sırt üstü yatırmış yumruklarını ardı ardına vuruyordu. Chan çırpınıyordu ama kurtulmuyordu. Yoongi Chan'ın karinina oturup yerini rahatlaştırdıktan sonra daha sert yumruklar vurmaya başladı. Ağzından kanlar akarken yüzüne vurulan her yumruğu ben sebepsizce yüzümde hissediyordum.

Chan'ın çırpınan kolları yere serilince yoongi nefes nefese üzerinden kalktı ve boncuk boncuk terleri döküldü. Bana döndü ve hemen yanıma geldi.onumde çöktü ve yüzümü elleri arasına aldı. "Jimin" dedi. "Jimin iyi misin miniğim? Sana bisey yapmadı değil mi?"

Autumn | YoonminWhere stories live. Discover now