İki İstek Birden 4

55 9 60
                                    

Ford diğerlerinin yanına geçerken platforma Ters Ford çıktı. O kaskı başına geçirirken diğerleri iki Ford' dan da uzak duruyordu.

Ford arkasını dönüp ona şüpheyle bakan gözleri gördü. Onun yanında sadece şeytanlar, Fiddleford' lar ve Stan' ler vardı. Çocuklar birkaç adım uzaktaydı ama diğerleri tamamen uzaklaşmışlardı.

Ford onlara dönünce bir şey olmamış gibi davranmaya çalıştılar ama oldukça açık veriyorlardı. "Burayı yakacağımı falan mı düşünüyorsunuz?"

Birkaç saniyelik sessizliğin ardından onaylama sesler çıktığında Ford eliyle alnına vurdu. "Ciddi misiniz siz? Bunu yapabilecek en fazla Bill var. Ters Ford benim tersim ve Bill' in paraleli."

"Bunu kesinlikle yapabilirim!" dedi Bill neşeyle gülümserken.

"Deneyimlisin." diye mırıldandı Will, çıkan sesler arasında mırıldanması duyulmamıştı

*

Ters Ford kaskı başına taktıktan sonra el ve ayak bileklerinde keskin bir acı hissetmişti. Mavi zincirler onu sımsıkı bir şekilde sarmıştı, kıpırdamasını imkansız kılıyorlardı, sadece başını oynatabiliyordu. Havada zincirler gergin bir şekilde duruyordu, tüm vücudunu saran korkunç bir acı da hissediyordu, canlı canlı yanıyor gibiydi. Biraz ilerideki ona keyifle bakan tuhafdaşları görebiliyordu. Yoldaşlarını yeniden görmekten mutlu olabilirdi ama ona acınası bir varlıkmış gibi olan bakışları onu sadece kızdırıyordu. 

"Konuşmaya hazır mısın?"

Tuhafdaşlarla arasına kocaman ve oldukça alaycı bakışlı bir göz girmişti, Bill Cipher.

"Kahrolası iblis." dedi Ters Ford dişlerinin arasından.

"Ne dersiniz çocuklar, 500 voltaj daha vereyim mi?" dedi Bill arkasındaki Tuhafdaşlarına dönerek.

Kendi anılarından yola çıkarsa burada araya girmeleri gerekirdi ama onun yerine keyifli onaylama sesleri ve ardından korkunç bir acı gelmişti.

"TAMAM! KONUŞACAĞIM!" diye bağırdı Ters Ford tüm gücüyle. 

Lanet makineye küfrediyordu, gerçekten elektrik yemiş gibi hissediyordu. Tarif etmesi mümkün değildi ama canlı canlı yanmaya benziyordu.

Bill elektrik vermeyi kestiğinde derin derin nefesler almaya başladı. "Konuşacağım..." dedi nefeslerinin arasında.

Elbette formülü vermeyecekti, kendisi bile bilmiyordu! Will ona hiç söylememişti.

"Sonunda akıllıca davranıyorsun Sixer." dedi Bill batonunun ucuyla Ters Ford' u kendisine çekerek. "Şimdi, söyle bakalım, formül ne?"

Ters Ford keyifli bir kahkaha attı, çok güzel bir planı vardı. Bill şaşkınca ona baktığında simülasyonda gözükmese de normalde boynunda olan tılsımın gücünü kullanarak onu saran demirleri kırdı ve zincirlerle Bill'in gözünü yerinden çıkardı.

Bill öfkeyle çığlık atarken yere indi, tılsımı artık simülasyonda gözükebiliyordu.

Hemen bir uyarı yazısı ile karşılaştı. "HEY, BU KURALLARA AYKIRI!"

Ters Ford eliyle ittirerek gözünün önündeki yazılardan kurtuldu. Sihir bir işe yaramazdı ama bilim çok işe yarardı. Tek yaptığı makine Ford ile uğraşırken kodlarını karıştırmaktı, bu sayede şimdi olayları değiştirebilirdi. Makine muhtemelen bunu yakında düzeltecekti ama o zamana kadar eğlenmeliydi.

Parmaklarını şıklattığında üstünde mavi takımı belirdi ve mavi tacını kafasına taktı.

"Bu da ne?" dedi Bill gözünü yeniden oluşturarak. "Sen Sixer olamazsın!"

"Ne oldu iblis, daha önce hiç gerçek bir iblis avcısı görmedin mi?" dedi Ford ve eski yerine Bill 'i koydu. 

Elektrik vermeye geçeceği sırada ekran karardı ve  yeniden açıldı. Etraf değişmişti, malikanenin altındaki portal odasında, portalın tam önündeydi karşısında da Stanley vardı, omzunu tutmuş ona bakıyordu.

"Ne kardeşmişsin ama!"

Bu anları biliyordu... Ama o ve kardeşi kavga etmemişlerdi, Stan onu dinlemiş ve açıklamasını mantıklı bulmuştu. Will' e tekrar ulaştığında onu geri getirmesi karşılığında anlaşmışlar ve portala atlamıştı.

"O sersem gizemlere ailenden fazla değer veriyorsun, al senin olsunlar!"

Stan onu iteceği sırada Ters Ford refleks olarak eğildi, Stan ona takıldı ve portala düşen o oldu. Onu kurtarması için bağırırken  Ters Ford sadece omuz silkti. "Gerçekten mi? O benim kardeşim bile değil ve olsa da umurumda olmazdı, Stanley oranın üstesinden gelebilir!"

Etraf yeniden değişti. Bir yangının içindeydi, etraf siliniyordu. O an fazla uzun sürmedi ve gözünün önünde Ford' un anıları oynamaya başladı. Makine kötü olanlar arasından seçmeye çalışıyordu.

Bir anıda Ford hayaletlerle uğraşıyordu, bir başkasında kabuslarla baş etmeye çalışıyordu. Ters Ford için bunların hiçbiri korkutucu değildi, Ford' un kabuslarını da o bozmuştu. Yine kesik kesik yangın anıları karşısına çıkıyordu. Bu sefer etraf silinmek yerine kırılıyor gibiydi, sanki iki boyutluydu.

"Bu anılar kimin?" dedi Ters Ford anıları şaşkınca bakarak.  "Ford' un değilse neden buradalar?"

"KuRAllarI Bo-BOZdun"

Kask ters Ford' un kafasında fırladı ve Ford yere düşerken makine kapandı.

Tüm gözler suçlayan bakışlarla ona döndüğünde Ters Ford gözlerini kaçırdı. "Kodlarla oynamış olabilirim."

----

Oy ve yorumlarınızı unutmayın!

Korku öneriniz varsa yazın.

Esrarengiz Kasaba WhatsAppNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ