1-Başka Bir Karanlık, İstemem Ki Artık; Rüyadan Güzelse Ah Bu Aşk Bu Aşktır...

427 30 130
                                    

"Allah'ım çok şükür!" dedi Neji, işyerindeki masasından doğrulup ayağa kalkarken. Yorucu bir iş gününün ardından mesai nihayet sona ermişti. Bugün birkaç saat erken bitirmişti üstelik! İşini severek yapıyordu elbette de, hadi ama; ne kadar severek yaparsak yapalım her insan o işin hemen bitmesini bekler, çoğunlukla.

İş yerindeki arkadaşlarına birkaç iyi akşamlar sözü mırıldandı. Her zamanki rutin hayat; sabah uyan, işe git, çalış, arkadaşlarına iyi akşamlar de eve dön, arada bir şey atıştır canın isterse yemek yap ve uyu... Sürekli aynı şeyler, tekrar tekrar tekrarlanıyordu. Robot gibi ama robottan daha gelişmiş ya da ilkel, kişiye göre değişir.

Nereden bilebilirdi ki bu rutin hayatın birkaç saate tuzla buz olacağını?

*****************************************************************

Yaşadığı apartmandaki asansörü çağırırken kendini sorguladı, 2. katta oturuyordu neden asansör kullanma gereksinimi duyuyordu ki?

"Çünkü yoruldum." dedi iç sesi, haklı olarak.

Asansör gelip  içeri girdiği ve asansörün kapısı kapandığı sırada girişten koşarak gelen kadının ona seslendiğini duydu.

"NEJİ! LÜTFEN ASANSÖRÜ TUTUVERİR MİSİN?!"

Bir yandan tel tokalarını gelişigüzel taktığından topuzlarının düşmemesi için uğraşan Tenten, çocukluk arkadaşına(?) seslendi. Merdiven çıkacak dermanı yoktu, doğruyu söylemesi gerekirse. İşten sonra tekvandoya gidince bacaklar iptal oluyordu doğal olarak.

O koşmaya devam ederken asansörün kapısının kapanması, zaten halihazırda maçtaki mağlubiyetten kaynaklanan sinirinin katlanmasına neden olmuştu. Orta hızlı bir şekilde asansör kapısına yumruk attı.

"Ya... OF NEJİ, GICIK!" dedi, arkasına hışımla döndüğü sırada asansör kapısının açılma sesiyle yeniden önüne döndü ve kahverengi gözleri, beyazlarla buluştu. İlk önce sanki orada değilmiş gibi davranmak istese de öyle böyle binecekti o asansöre, bu yüzden tek kelime etmeden bindi.

"Az önce bana... gıcık mı dedin?" Neji, sorgular gözlerle baktı.

"Yooo, yanlış d-duymuşsundur." dedi Tenten, gayet soğukkanlı bir şekilde.

"Hmm, anladım." dedi Neji önüne dönerek. Fakat sonrasında yine içindeki dürtüyü bastıramayarak sordu: "Nasılsın?" Nasıl da yaratıcı bir soruydu ama değil mi?(!)

"İyi." dedi Tenten. Sonrasında kaba olmamak için ekledi: "Sen?"

"İyi."

"İyi." dedi Tenten de, mübarek komedi filminde oynuyorlardı sanki diyecekti de komik de değildi hani...

Neji, yanındaki kadına baktı. Aynı zamanda çocukluk arkadaşı ve hatta yan karşı komşusuna. Saçının iki tarafından yapılmış ve yüzüne tam oturan topuzları, keskin ve güzel yüz hatları, dünyanın en güzel renkli kahvesinin renginin dahi yanında sönük kalacağı renkte eşsiz kahverengi gözleri... Kusurları kusursuz bir insandı Tenten, Neji'ye göre. Büyüleyici bir kadındı, yanındaki şahsiyet.

Birbirlerine konum olarak bu kadar yakın olmalarına rağmen sosyal olarak da bir o kadar uzaklardı aslında. Daha doğrusu uzaklaşmışlardı. Büyüdükçe ve hayatları yoğunlaştıkça bu ikilinin arasındaki etkileşim azalmış, neredeyse yok olmuştu; yukarıdaki diyalogtan da anlaşıldığı üzere.

Dürüst olmak gerekirse bu durum Neji'nin hiç hoşuna gitmiyordu. Kim sevdiği kadınla ruhen uzak olmayı severdi ki?

"İyi akşamlar..." dedi, Tenten anahtarı çevirirken yan komşusuna. Tüm yorgunluğuna rağmen bir gülümseme sunarak. İster istemez Neji'nin de yüzünde hafif bir gülümseme oluştu, yorgunluğu mu azalmıştı ne?

"İyi akşamlar..." diye karşılık verdi ve içeri girdi. Bugün amcasıgili ziyarete gidecekti, o yüzden 1 saat kadar bir dinlenme mühleti vardı, bunu da bir şeyler yiyerek harcamak gayet mantıklı bir fikirdi.

1 saat sonra "1 dakikaya oradayım." mesajını yolladı ve giyinmeye gitti. Yoldayken mesaj atıp insanları bekletmesene mi? Bu kelime Neji'nin lugatında yer almıyordu. Neredeyse ışık hızında giyindi ve telefonunu eline aldı. Tam o sırada ise bir sarsıntı başladı.

Deprem, dedi. Ama sakince durdu. Burası Japonya'ydı ve ada ülkesinde olmasından kaynaklı böyle depremler çok sıktı, bunun gibi arada sırada gelen sarsıntılar da. Normaldi yani endişelenecek bir şey değildi.

Ancak sarsıntı biraz daha arttığında kendini koruma altına aldı. 

Bu sıradan bir sarsıntı değildi sanki, ha?

Bu sıradan bir sarsıntı değildi sanki, ha?

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Deprem ~NejiTen~Where stories live. Discover now