Bir ödül töreniydi, henüz çok genç olan Eftalya kariyerinin zirvesine doğru ilerliyor, şimdiden avukatlık konusunda nam salmaya devam ediyordu. Hükümetin ve gelecekte krallığa dönüşecek o örgütün ileri gelen milletvekillerinden birisini büyük bir davadan kurtarmıştı. Kurtardığı davada milletvekili tamamen suçluydu fakat bunu başarmıştı.

Bu gece Eftalya'ya ödül verilecekti, tam yedi dakika sonra ilk ödülünü alacaktı fakat onun gözleri çaprazında oturan masadaki adamdaydı. Sekiz parça et, üç yudum su, karşısındaki kadına kaba davranışlar, etrafa dikkat edişler, arkasındaki dört koruma.

"Kıskanmıyorum desem yalan olur," dedi hemen yan tarafında oturan Kerem Karaman. Eftalya'dan dokuz yaş daha büyüktü ve iyi bir savcıydı, iyi bir savcının yanında fazlasıyla kurnaz, bir o kadar da sinsiydi. Özellikle krallıkla oldukça içli dışlıydı, gerçek bir sevgi içindeydi. Eftalya'yı tanıdığından beri ise gözü sadece onun üzerindeydi. "Bu kadar genç yaşta ödül kazanmak çok kolay değil, seni gerçekten tebrik ederim. Herkes sana minnettar. Büyük bir lekeyi temizledin."

Bir eli Eftalya'nın sandalyesinin arkasındaydı, Eftalya ise bunun farkında olsa bile aldırış etmedi ve gülümseyerek ona karşılık verdi. İşi konusunda iyi olan bu adam, kadınlara yaklaşım konusunda oldukça kötüydü. Daha önce evlenip boşanmış, şiddete uğrayan kadın Kerem'e dava bile açamamıştı. Şimdi gözü sadece Eftalya'nın üzerindeydi. Başarı, hırs, güzellik, hepsi Kerem Karaman için çok önemliydi.

Eftalya karşısında ayakta duran, çocukluğundan beri beraber büyüdüğü ve zamanla korumasına dönüşen Sinan'ın yeşil gözleri Kerem Karaman'ın sandalyesine attığı elindeydi. Çocuklukları beraber geçmiş, zamanla aileleri dolasıyla ast üst ilişkisini öğrenmişlerdi. Eftalya deliler gibi ders çalışırken, Sinan askeri lisede okumuştu. Zamanla o askeri liseden atılmış, Eftalya'nın babasının isteğiyle onun korumasına dönüşmüştü.

Bu işi severek yapıyordu çünkü Eftalya'ya hayatında kimseye değer vermediği kadar çok değer veriyordu, öyle ki Sinan'ın tek ailesi Atalar ailesi olmuştu.

"Harika bir dava kazandı," dedi Turgay Polat. Başarılı ve krallığa yakın bir hakimdi, sadece onların emirlerine göre hareket ediyor, hukuka aykırı olan bütün davaları bile krallık istediği için onaylıyordu. "Bize harika bir milletvekili kazandırdı. Dışarıda Eftalya'ya karşı büyük bir nefret olsa bile bizim taraf ona fazlasıyla minnettar."

Minnettarlardı, teklif edilen paraların, hediyelerin ve yanında gelen üstü kapalı tehditlerin anlamları büyüktü.

"Evet," dedi Simge ve Eftalya soyadını hatırlayamadı. O da avukattı. "Senin de baban milletvekiliydi, değil mi Eftalya?" Kadın elindeki şampanya bardağından yudumlarken sesinde derin bir kinaye vardı çünkü Eftalya'nın babası, karşıt görüşte bir milletvekiliydi ve yargılama sürecindeydi. Krallığa karşıydı, buraya adım atamazdı, kızıyla yan yana gelmesi bile tartışmalara konu olurdu.

Dakikalardır dağınık olan algısı, babasının adını duyunca toparlandı ve kadına doğru dönüp baktı. Sinan'ın omuzları gerildi, başını sakinleştirmek istermiş gibi sağa doğru indirdi. "Evet," dedi Eftalya sakin bir sesle çünkü sinirlenmemişti artık alışmıştı. "Milletvekili." Masada sessizlik oluştu, herkes babasının yargılama sürecinde olduğunu biliyordu. "Milletvekiliydi. İşine son verdiler." Eftalya boğazını temizledi. "Ve bunu hak etti."

Eftalya babasına karşı gelen ve krallığın yanında duran o asi avukattı.

Ve elbette bu diğerlerine göre öyleydi.

Kerem Karaman konuyu dağıtıp "İlk ödülümü aldığımda heyecandan ölecek gibiydim," dedi. "Fakat Eftalya nasıl da rahat. Bu yaşta bu profesyonellik hayran olunası."

BEYAZ LEKEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin