2||Arkadaşça sohbet ediyoruz||

635 61 85
                                    

Ders biter bitmez Hyunjin eşyalarını toplayıp çantasına koymuş, sınıftan hızlı adımlarla kaçmaya çalışmıştı. Sınıftan çıkamadan Felix önünü kesti. İç çekerek yana kaydı fakat bu sefer de karşısında Minho duruyordu.

Minho"Bu yaptığın hiç doğru değil Hyunjin. Bize hiçbir açıklama yapmadan sınıfı terk ediyorsun."

Sarışın tekrardan iç çekti. Minho'ya söylemek istediği o kadar çok şey vardı ki... ama yapamıyordu. Bir bebek gibi aniden doluveriyordu gözleri, konuşmak istemiyordu onunla. Hyunjin böyleydi. Kimseyle gerekli değilse konuşmaz, her zaman kendi işine bakardı. Dış görünüşü dışlanmasına sebep olsa da o seviyordu böyle görünmeyi. Kendine yakıştırıyordu, feminen görünmek istiyordu. Giydiği giysilerde kendini rahat hissediyordu ve dört aptal sinirlerini bozuyor diye görünüşünden taviz verecek değildi.

Felix"Dün gördük sizi... profesörle."

Jisung"Hyunjin, takılıyoruz sana biliyorsun değil mi? Kötü bir niyetimiz yok."

Minho"Şaka yapıyoruz sadece ama tabii profesör gay ise ve çıkıyorsanız bilemeyiz."

Felix ve Jisung'un yüksek sesli kahkahaları amfide yankılanırken Changbin daha fazla izleyemeyeceğine karar vererek hızlı adımlarla amfiden ayrılmıştı. Jeongin'in ardından seslenişlerini duysa da tepki vermeden uzaklaştı.

Jeongin"Hey! Ekstazi!"

Felix"Jeongin tamam abartma."

Jeongin"Ne var ya? Ben de istiyorum o haplardan belki."

Changbin'in kullandığı uyuşturucu ismine kadar biliyorlardı. Dörtlünün işi gücü insanlarla uğraşmaktı zaten, hobi gibi yapıyorlardı bunu.

Hyunjin nasıl kurtulacağını düşünürken profesör yoklamayı unuttuğu için sınıfa geri dönünce onun kendisini kurtarmasını beklemişti.

Minho"Hocam söyleseydiniz biz getirirdik, zahmet oldu."

Seungmin"Ne oluyor yine burada? Hyunjin'le konuşmayın mı demem gerekiyor illa? Kaç defa uyaracağım ben sizi?"

Felix"Hocam kötü bir şey yapmıyoruz ki. Arkadaşça sohbet ediyoruz."

Hyunjin sınıftan sıvışmayı başardı. Profesör her zaman kurtarıcısı gibiydi Hyunjin'in. Dün kampüste yalnız başına otururken yanına gelmiş ve uzun uzun konuşmuştu sarışınla. Ev hayatı, okul hayatı hakkında derken saatlerce konuşmuşlardı. Hyunjin konuşmayı pek sevmezdi, dışlanmasının tek nedeni dış görünüşü değildi. İçine kapanık, utangaç biriydi. Bu da toplum içinde dışlanmasına ya da kendini toplumdan dışlamasına sebep oluyordu. Profesör ileyken öyle değildi. Konuşuyordu, içini dökebiliyordu ona. Onunlayken rahattı. Dörtlü arkadaş grubu dün görmüştü ikisini. Hemen bir malzeme çıkarmışlardı, zaten ikilinin haddinden fazla yakın olduklarını düşünüyorlardı.

Okul binasından çıkarken profesörün seslenişini duymasıyla duraksadı. Arkasını dönerek profesöre gülümsedi.

Seungmin"İyi misin?"

Hyunjin"İyiyim sayenizde. Teşekkür ederim yine yetiştiniz."

Seungmin"Seni çok rahatsız ediyorlar değil mi?"

Hyunjin"Alıştım artık. İlk yıllar ergenler, gelip geçer diye düşündüm ama üçüncü yıldayız ve hala aynılar... Umursamıyorum... ya da deniyorum işte."

Profesör elini Hyunjin'in omzuna koyarak patpatladı.

Seungmin"İleri gidecek bir şey yaparlarsa-"

Hyunjin"Sizi çağıracağım biliyorum. Yine de... bu fazla çocukça olmaz mı?"

Seungmin"Asıl onların yaptığı çocukluk, hatta daha beter. Kimse seni yargılayamaz, unutma bunu."

Hyunjin eve yürüyerek giderken hep profesörü düşündü ve yüzündeki gülümsemeye engel olamadı. Hoşlanmıyordu ondan... sadece hayranlıktı onunkisi. Seungmin'i kahramanı olarak görüyordu.

Eve girince tüm gülümsemesi kayboldu. Salonun ortasında dikilen abisini görmek onu germişti. Chan sinirli görünüyordu. Odasına kaçmak istemişti, abisinin sinirinin nedeni genelde kendisi oluyordu çünkü, ama Chan çoktan ismini seslenmişti.

Chan"Hyunjin. Gel şuraya otur, konuşalım."

Yavaş adımlarla geldi ve koltuğa oturdu.

Chan"Bak... gerçekten çok sıkıldım sana aynı şeyleri söylemekten-"

Hyunjin"Söyleme o zaman. Duymak istemiyorum çünkü."

Chan"Ya sen... bu kaçıncı Hyunjin!? Ne yapacaksın lan gidip bir erkekle mi evleneceksin!? Rezil ediyorsun bizi millete! Ben kardeşi gay dedirtmem kendime tamam mı!? Kendine bir an önce çeki düzen ver ve Ryujin'i tekrardan ara."

Hyunjin"Asla. O kızdan hoşlanmıyorum. Hem kimseyle evlenmeyeceğim ben."

Chan sinirle ellerini saçlarına geçirdi. Odada volta atmaya başlamıştı. Kendince Hyunjin'i düşündüğü için yapıyordu, söylüyordu bunları. Tek düşüncesi itibarı gibi görünse de kardeşinin ilerde düzgün bir yuva kurmasını istiyordu.

Chan"Bu abuk subuk kıyafetlerine rağmen kız senden hoşlanmış... aramayacağım diyorsun öyle mi?"

Hyunjin kollarını çaprazladı.

Chan"İyi... güzel. Babama anlatırsın Ryujin'i nasıl reddettiğini. Ben karışmıyorum, hyung diye ağlama sonra."

Chan salonu terk edecekken Hyunjin hızlı adımlarla ona yetişmiş ve abisinin bileğini kavramıştı.

Hyunjin"Hyung lütfen babama bir şey söyleme. Ryujin'le görüşüyorum sansın lütfen."

Chan'ın soğuk bakışları Hyunjin'in şirin bakışları eşliğinde yumuşadı. Her ne kadar kardeşini bu şekilde kabullenmese de onu seviyordu.

Chan"Bakalım."

the others||changjinWo Geschichten leben. Entdecke jetzt