5

83 11 13
                                    

***

Seungmin'in perspektifinden

Az önce sınıfta olanlar ile şok olmuştum ve dürüst olmak gerekirse üzülmüştüm. Önyargı iyi bir şey değildi fakat istemeden sürekli yapıyordum. Hyunjin mutlu birine hiç benzemiyordu. Normal bir hayat yaşamış bir kişinin vereceği türden tepkiler değildi bunlar.

Hyunjin çantasını alıp sınıfı terk ettikten sonra ortama sessizlik hakim olmuştu. Bu öğretmen hiç birimizin favorisi değildi zaten, az önceki davranışlarıyla da sebebini gayet iyi belli etmişti.

Günün geri kalanı da sıkıcı, klasik geçmişti. Günün bitişinin habercisi zili duyduğumuzda eşyalarımızı toparlayıp, üçümüz eve doğru yola koyulduk.

"Şu yemi gelen Hyunjin hakkında ne düşünüyorsunuz? Ben çok üzüldüm bugünkü haline."

Temiz kalpli Felix'im hemen empati yapıp üzülmüştü, sesi ağlayacak gibi çıkmıştı. Tatlılığına dayanamayıp kolumu omzuna atarak kendime yaklaştırdım. Jisung bize göz devirip Felix'i yanıtladı.

"Evet hiç mutlu durmuyor, arkadaşı mı olsak? Benim kadar olmasa da bir yakışıklı arkadaşımız daha olsa çok havalı olurduk bence."

Jisung'un kendini beğenmiş tavrıyla şakayla karışık söylediklerinden sonra boştaki elimle yavaşça ensesine geçirdim.

Yolun devamı da gülüşerek geçmişti.

~

Hyunjin'in perspektifinden

Sınıfta olanlardan sonra aklıma gelen tek çıkış yoluyla, kaçarak o ortamdan ayrılmıştım. Betim benzim atmış olacak ki okuldan erken çıkmak için izin istediğimde hemen kabul etmişlerdi.

Erkenden eve gidersem annem endişelenirdi, bu nedenle okulun çıkış saatine kadar tek başıma dolanmaya karar verdim. Kulaklıklarımı taktım ve dümdüz yürüdüm.

Bir süre sonra etraftaki şeyler tanıdık gelmeye başladı. Soluma döndüğümde küçükken hep geldiğim parkı gördüm, gözlerim dolmaya başladı. Eski evimin olduğu yere gelmiştim. Parka doğru ilerleyip boş banklardan birine oturdum. Sulu gözlerimle oyun oynayan, mutlu çocukları ve aileleri tarafından getirilmiş daha küçük çocukları izledim. Bir zamanlar benim de onlar gibi neşeli olduğum gerçeği kalbimi acıtmıştı. Ama kendime de üzülemiyordum. Çünkü her şeyin suçlusu bendim. O gün aptal gibi mızmızlanmasaydım belki her şey çok daha farklı olacaktı. Bunları düşünmek göğüs kafesime bir şey baskı uyguluyor gibi hissettirmişti. Nefes alışlarım hızlandığında çocukları korkutmamak için hemen oradan ayrıldım. Sakinleşmeye çalışarak yürümeye devam ettim. Yürüdükçe gözümde anılar canlanıyordu. Her park dönüşünde uğradığımız küçük bakkal hala oradaydı. İçeri girdiğimde o amcanın bile değişmediğini fark ettim, ama tabii ki beni tanımamıştı. Favorim olan şekerlerden birkaç tane alıp parasını ödedikten sonra saate baktığımda, artık eve gidebileceğimi fark ettim.

~

Seungmin'in perspektifinden

Üçümüz evlere dağıldıktan sonra üstümüzü değişip telefonlarımızı elimize almıştık. Üçümüzün ayrı bir grubu olsa da şu an sınıf grubunda konuşuluyordu.

Hug Me | HyunminDove le storie prendono vita. Scoprilo ora