bölüm yirmi dört

7.4K 826 104
                                    

Genç kadın, uzun topuklarının üzerinde etrafındaki kimseye bakmadan saçlarını savurarak şirkete girdi.

Suratı her zamanki duygusuzluğunda olsa da, içi alev alev yanıyordu. Her magazini açtığında, sosyal medyaya her girdiğinde 'yüzyılın çifti' ile ilgili bir habere denk gelmekten nefret ediyordu. Suratlarındaki mutluluktan, birbirlerine attıkları aşk dolu bakışlardan nefret ediyordu.

Kabul ediyordu; kör kütük aşık değildi Agah Ali'ye. Hiçbir zaman olmamıştı. Kimseye aşık olmamıştı. Filiz gibi bir kadın için, aşk denen şey saçmalıktan, zayıflıktan başka bir şey değildi. Onun için önemli olan şey güçtü. Agah Ali ile her zaman sahip olabileceklerini düşündüğü şey de buydu işte. Mutlak güç. Mantıklı olan birlikte olmalarıydı. Aynı yaştalardı. Aynı çevrede büyümüş, birbirine eş, zengin ailelerden gelmişlerdi. O lanet sarışın gibi, Filiz sonradan olma zenginlerden değildi. Küçüklüğünden beri, sonunda Agah Ali ile birlikte olacaklarına inandırmıştı kendisini. Agah Ali de onun gibiydi çünkü. Gençken birlikte oldukları zamanları hatırlıyordu da, o zamanlar Agah Ali de Filiz gibi düşünürdü. Aşk, sevgi... Böyle duygulara yer yoktu kitabında. Sadece soyadı vardı. O soyadına, o aileye layık olabilmek.

Sonra o küçük kaltak gelmişti... Filiz küçükken ona acırdı bile! Genç kadın ne zaman Erdemli evine, Agah Ali ile el ele yemeğe gelse, o küçük kurbağa saklamaya çalıştığı gözyaşları eşliğinde seyrederdi genç çifti. Filiz birkaç defa Agah Ali'ye de kızın bu zavallı platonikliğinden bahsetmiş, dalga geçmek istemişti ama her defasında Agah Ali saçmalama, o daha çocuk, diyerek sertçe susturmuştu Filiz'i. Küçük yılan... meğer o masum gözyaşlarının ardında ne planlar gizliyordu. Kimin kızı olduğu göz önüne alınırsa, aslında Filiz'in buna şaşırması saçmaydı. Annesinin taktikleriyle ilk önce Agah Ali'nin yatağına, sonra da kalbine girmeyi başarmış, en sonunda ondan bir piç peydahlayarak Erdemli soyadını almaya hak kazanmış olmalıydı.

Asansöre binip en üst kata basarken öfkeyle iç çekti. Bunu Erdemliler de dahil çevrelerindeki kimse bilmiyordu ama iflasın eşiğindelerdi. Babası son yıllarda birçok yanlış karar vermiş, sonucunda ellerindeki her şeyi kaybetme riskiyle karşı karşıya gelmişlerdi. Asım Erdemli babasının eski dostuydu, ayrıca son zamanlarda iş konusunda oğlundan daha dikkatsizdi. Bu yüzden bir ortaklık başlatırken ortaklarının mal varlıklarının bir çoğuna haciz konulduğunun farkında olmamıştı ama Agah Ali bunu öğrenirse, ki öğrenecekti, Filiz'i ve şirketlerini anında bırakırdı. Amerika'dan apar topar dönmesinin de, Erdemlilerle iş yapmasının da asıl sebebi de buydu. Agah Ali'yi kafalayıp onunla evlenirse tüm dertleri çözülecekti. Erdemliler karun kadar zenginlerdi, ayrıca Agah Ali eşinin ailesine yardım eli uzatmayacak bir adam da değildi. Tüm problemleri çözülecekti... Işık'a kadar.

Bir de şimdi ortada bir bebek vardı! Bebek haberinden sonra, Agah Ali'den nefret eden ve onu kızından uzaklaştırmak isteyen Asude de yumuşamıştı. Filiz'e Işık'tan uzak durmasını, aralarındaki anlaşmanın sona erdiğini, torununa zarar verecek bir şey asla yapmayacağını söylemişti. Aptal kadın. Filiz de onu zeki zannederdi! Agah Ali ve Işık mutlu, birlikte oldukları sürece o ailede kendisine yer olacağını mı sanıyordu? Agah Ali, Asude'den nefret ediyordu ve Işık'a olan bakışlarını görmüştü. Görmek istemese de. Büyük bir tutkuyla, büyük bir hakimiyetle ve aşkla bakıyordu Işık'a. Agah Ali gibi bir adam ne bebeğini, ne de karısını Asude'yle paylaşmak istemeyecekti.

Bu düşünceler eşliğinde üst kata çıktı ve koridorun sonunda, Agah Ali'nin ofisinin bulunduğu büyük kanata doğru ilerledi. İlk önce Agah Ali'nin asistanının bulunduğu odadan geçmesi gerekiyordu.

BAY VE BAYAN MÜKEMMEL (erdemli serisi#1)Where stories live. Discover now