alıntı**

14K 821 110
                                    

Genç kız, ayağındaki topukluları çıkarıp gözünden akan yaşları silerken havuzun karşısındaki şezlonga oturdu ve kollarını kendine dolayıp hıçkırarak ağlamaya başladı. Bugün onun en mutlu günü olmalıydı, bugün 18. doğum günüydü. Aslında bugün bir kutlama yapmak istememişti bile, tek istediği evde oturmaktı ama annesinin zoruyla, sözde arkadaşlarıyla birlikte kutlama yapmaya zorlanmıştı.

Buraya taşındıklarından beri, Işık herkese karşı ne kadar kibar, ne kadar anlayışlı olsa da onun nereden geldiğini, annesinin kim olduğunu unutmasına asla izin vermemişlerdi. Her zaman kızı aşağılamış, asla onu aralarına almamışlardı ki bu Işık için problem değildi. O şımarık çocukların arkadaşlığına ihtiyacı yoktu, ama bugün yaptıkları.. Mini beyaz elbisesinin önündeki kırmızı ıslaklığa bakarken daha da ağladı.

Yalnızca bir günlüğüne onların aralarına ait olabileceğini düşünmüştü. Bir günlüğüne kara koyun olmayı bırakabilirim, zor değil, diye düşünmüştü. Işık için ne kolay olmuştu ki bu olacaktı? Sadece annesinin istediği o aptal ajansın fotoğraf çekimine gittiği için, bir grup aptal çocuk kızın iç çamaşırlı fotoğraflarını ortaya çıkarmış, onu herkesle yatan birisi olarak göstermişlerdi. Ona bakarak kahkaha atan o suratları unutamıyordu. Oradan kaçmayı planlarken bir çocuk, "Geceliğin ne kadar? Annen kadar pahalı mısın?" diye terbiyesizce bir soru yönelttiğinde, utançtan nereye saklanacağını bilememiş ve kaçarken üzerine dökülen şarap bu gece umutla giydiği beyaz elbisesini de mahvetmişti.

"Işık? Ne yapıyorsun burada?"

Korkuyla kafasını kaldırdığında, karşısında ona merakla bakan Agah Ali'yi gördü. İnleyerek kafasını indirdi ve gözyaşlarını hızlıca silmeye çalıştı, bir bu eksikti.. Zaten mahvolmuş moraliyle bir de Agah Ali'nin yersiz aşağılamalarıyla uğraşacaktı. "Yok bir şey."

Adamın gitmesini umarken ona yaklaşan adımları duydu, sonra çenesindeki el kafasını kaldırıp adamın koyu mavilerine bakmasını sağladı. "Ağlıyorsun sen." dedi Agah Ali, bir soru yöneltir gibi. "Bu halin ne? Partide olman gerekmiyor muydu senin?"

Morali bozukken bile adamla bu kadar yakın olmak onu heyecanlandırıyordu. Çenesini adamın elinden kurtardı, kısık bir sesle, "Ne parti ama.." diye mırıldanmaktan kendini alamadı.

"Işık konuşacak mısın artık? Ne bu halin? Biri... biri bir şey mi yaptı sana?" Öfkeyle yükselen bakışlarıyla sordu Agah Ali, Işık o an ağlamayı kesip tamamen başını kaldırdı ve adamın ilk defa suratını tamamen görmesine izin verdi. Bebek mavisi gözlerinin içi alev doluydu şimdi. Gül pembesi dudakları hırsla aralanmıştı, bu düşündüğü çok yanlış olsa da Agah Ali onun ne kadar seksi olduğunu fark etmeden edemedi.

"Sanane ki? Sanane birisi bir şey yaptıysa? Bu hoşuna gitmez miydi? Benim aşağılanmam, küçük düşmem.. Ne olduğunu mu merak ediyorsun? Bir kez daha küçük varoş kızının siz asillerin arasına uygun olmadığını anladım Agah Ali Erdemli! İşte bu oldu!" Nefes nefese, öfkeyle baktı genç kız, adama. Agah şaşkındı, onun tanıdığı Işık sessiz sakin, kendi halinde bir kızdı. Onu ilk defa böyle öfkeli, sesini yükseltirken görüyordu ve... bu adamın saçma bir şekilde hoşuna gitmişti.

Aklına kızın sözleri gelince kaşlarını çattı, "Neler oldu? Kim aşağılamış seni? Anlat!" dedi emir buyurur gibi. Aslında ilgilenmeyip gitmeliydi ama kızın küçük hıçkırıklarını duymak yüreğine oturmuştu, hele ki o güzel gözlerinden düşen yaşlar..

BAY VE BAYAN MÜKEMMEL (erdemli serisi#1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin