yorgunum ağrılar...

1.2K 74 122
                                    

"yorgunum ağrılar"

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

"yorgunum ağrılar"

Bölüm1

Ağrılar... Genç kızın yorgun ruhunu canlı hissettiren tek şeydi şu son zamanlarda. Her bayılmadan sonra beynine "Hayır daha ızdırabın bitmedi." diye fısıldayan ağrılar. Okula hızla kestirme olsun diye izbe sokaklardan geçerken hızlı olmaya çalışsa da astımı ve vücudu koşarken ona pek yardım sağlamıyordu. 

Çantasından telefonunu çıkardığında çoktan dersin başladığını gördü. Adımlarını yavaşlatarak gördüğü ilk duvara sırtını yasladı. Başını yukarı kaldırdı ve iç çekerek içi gibi kasvetli gökyüzüne baktı. Bulutlu bile olsa gökyüzüne bakmak; kasvetten nefes alamadığını düşündüğü zamanlarda onu, dünyada onun gibi birine bile yetecek kadar oksijen olduğuna inanmasına ikna ediyordu. Yandaki varilin tepesine siyah bir kedi siyah kediyle irkildi. Kedi göremese de ona bir gülümseme bahşetti kediye. Pembe saçları kediyle uyuşmasa da gözleri onunla aynıydı, sarı.  

Yıllardır yüzünde bir yük gibi taşıdığı maskeler artık nefes almasına engel bir pranga gibi hissettiriyordu. Doğayla iç içe bir yerde maske olmadan derince bir nefes almak isterdi. Kimse görür mü kaygısı olmadan, babamın kulağına giderse kızar mı korkusu olmadan... Merhem sürüp bandajladığı bileği kediyi severken sızısı hala üzerindeydi. Umursamadı... sadece canlı hissediyorum diye düşündü. 

"Hey, pembe panter!" Başını 40'lı yaşlarının ortalarındaki göbekli dayıya çevirdi. "Günaydın." Genç kız sadece kısa bir baş selamı vermekle yetindi. Onu tanıyıp tanımayan herkes onun konuşmaktan hoşlanmadığını bilirdi ama bu nedense etrafındaki insanlarda ters etki yaratmıştı. Cevap gelmeyeceğini bilyorsan ne diye zorlarsın ki? 

İlk başta görenler onun dilsiz olduğunu düşünürdü. İlgi çekmekten nefret etse de sadece konuşmaktan hoşlanmıyor olması bile yeterince ilgilerini çekmişti insanların, okulda da serseriler arasında da... Gerekmediği zaman pek konuşmayan bir torbacıydı sadece. Fakat sadece kız olması ve gizemli olması bile ünvan kazanmasına yetmişti. 

Pembe panter... Boktan ve erotikti.

Yaslandığı duvardan sırtını ayırdı. Burada da rahat yoktu. Kedinin başına iki pat pat yaptı ve yoluna devam etti. Arkasından "Geçen ki mallar çok iyiydi." diye böğüren ses de cabasıydı. Gerçekten kim umursuyordu ki de bağırıyorsun?

İnsanlarla iletişim kurmakta sorunları olsa da bunun büyük bir kısmı insanlardan kaynaklanıyordu ona göre. O boktan lakabı almasının nedeni getirdiği malı alan kişi onu taciz ettiğinden çocuğu dövmesiydi. Dövüş yeteneği yoktu pek. Uyuşturucu kullanmaktan bitap düşmüş, bir deri bir kemik kalmıştı çocuk. Hatta az kalsın kendisinin getirdiği uyuşturucular yüzünden bu halde olduğu için üzülüyordu, ta ki taciz edene kadar. Onun gibi pislikler bu dünyadan çürüyerek gitmeyi hakediyordu.

yozlaşmış ceset | sanzu x readerDonde viven las historias. Descúbrelo ahora