Onu ilk kez böyle görüyordu o kadar şaşırmıştı ki kendisini dışarıdaki seslere kapatmış ona seslenen onca insanı anlamıyormuş gibi olduğu yerde kalakalmıştı. Gördüklerini sindirmeye çalışıyordu.

"Hakan, kızı alın çabuk"

Polislerin seslenmesiyle kendisine gelen Mihra korkuyla, yanına yaklaşan az evvel kendisini camların arasından çıkartan adama doğru gidecekti ki abisinin sertçe saçlarından kavramasıyla tiz bir çığlık atmış ne olduğunu anlamadan o keskin bıçağı boynunda bulmuştu.

"Evimden defolun hiçbir yere gelmeyeceğim duydunuz mu lan defolun!!"

Mihra'nın çığlığına karışan bağırış sesleriyle ortalık iyice karışmış sabahtan beri çocuklarını zapt etmeye çalışan Leyla Hanım'ın çığlık çığlığa Mihra'nın yanına koşuşu az evvel yeni gelen polis aracından inen kadın memur tarafından durdurulmuştu.

Beyler çoktan genç kızın boynuna bıçak dayamış adamın etrafını tıpkı bir duvar gibi sarmış aralarında ki polis engelini aşmaya çalışıyorlardı.

"Ulan it senin o bıçağı tutan elini sikerim lan." Vuslat kardeşinin kuş gibi titreyen bedenini gördükçe çıldıracak gibi oluyordu.

"Defolup gidin dedim lan yemin ederim gebertirim."
Kızı sardığı kolunu biraz daha sıkılaştırıp acıyla inlemesine sebep olan Ömer resmen kendisini kaybetmiş gibiydi.

"B-bırak, bırak beni acıyor" Kolunun altında titreyen kızın dediklerini umursamadan bağıran adam "Kes sesini lan." diyerek elindeki bıçağı boynuna iyice yaslamıştı.

"Sana yardım edeceğim ceza bile almadan kutulacaksın söz veriyorum ama kızımı bırak. Ömer kızı bırak hadi aslanım."Söylediklerinin aksine sıktığı yumrukları ile Mirzat Bey, karşısındaki çocuğun boğazına yapışmamak için kendisini zor tutuyordu.

Eğer orada o bıçağın altında kızı olmasaydı çoktan düşündüğü şeyi yapardı. Ancak şu an kızının zarar görebileceği en basit olasılık bile elini kolunu bağlıyordu. En iyisi suyuna gitmek biraz da olsa dikkatini dağıtmaktı. Zira etrafını saran ve gittikçe artan polisler geri kalanını halledecekti.

"Niye güveneyim lan sana anam mısın babam mısın?"

Ağlamaktan gözleri kıpkırmızı olan Mihra ne kadar yalvarsa da elinden kurtulmaya çalışsa da başaramıyordu. Tıpkı bir mengene gibi boynunu sarmış elindeki bıçağı son gücüyle boynuna yaslamıştı. En ufak hamlede keskin bıçak tenini yarıp geçecek gibiydi.

"Başlarım ulan senin güvenmene o kızın saçının teline zarar gelsin bitiririm oğlum seni." Mihra'nın hemen arkasından evden çıkan Yiğit'in sinirden gözleri dönmüştü.

"Mirzat kızımı kurtar kızımı kurtarın lütfen." Leyla Hanım ne yapacağını bilmez halde kocasının koluna yapışmış adeta sinir krizi geçiriyordu.

"Leyla, sakin güzelim."

Gençler kardeşlerinin boynuna sarılmış adamı ikna etmek için dil dökerken daha doğrusu dikkatini dağıtmaya çalışırken araçlarından inen polislerin etrafı sardığının farkındalardı.

Arkadan dolaşan polisin Ömer ve Mihra'nın tam karşısında duran Kartal'a verdiği işaret ile ne demek istediğini anlayan Kartal elinden geldiğince onu oyalamaya çalışıyordu.

"Bak, bana bak Ömer ben avukatım, Mihra'yı bırak gel konuşalım arkanda olurum duydun mu beni senin avukatın olurum ceza bile almazsın." Ömer adeta kimseyi duymuyor gibiydi. Mihra'nın boynundaki elini biraz olsun gevşetmeden etrafını çevreleyen polisleri fark etmişti.

MİHRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin