23. BÖLÜM

26.8K 1.7K 281
                                    

Çok şükür sonunda gelebildim. Sizi çok özledim ama elimde değildi. Umarım bir daha bu kadar uzamaz ara. İyi okumalar :)

———

Ömer Çağan uyandığında hazırlanıp aşağıya inmiştik. Kahvaltı hazırlamak için yardım etmek istesem de elinden sebep izin vermemişler Mert Alilerin yanına göndermişlerdi.

Hava güzel diye bugün avludaki masaya kurulacaktı masa. Mert Ali de kucağında Ömer'le koltuklarda oturuyordu.

Yanlarına gidip oturdum. Ömer Çağan elindeki oyuncaktan kafasını kaldırıp beni gördüğünde ilk defa gördüğüm bir yüz ifadesiyle gülmüştü.

Yaptığının şaşkınlığıyla biz de güldüğümüzde tekrar yaptı aynı hareketi.

Burnunu kırıştırıp olmayan dişlerini gösterir gibi gülmüştü ve bu hali bizi daha çok güldürdü.

Mert Ali'nin yanına oturup kucağındaki Ömer Çağan'ın kolunu tutup kocaman bir öpücük bıraktım.

"Çirkinlik mi yapıyorsun sen?" dedim.

"Hiç babasına çekmemiş." diyen Mert Ali'ye baktım.

"Öyle mi? Bir aralar aynı sana benzediğini söylemiştin diye hatırlıyorum."

"Vazgeçtim, aynı senmiş." dedi muzip bir tavırla.

"Ben çirkin miyim?" dedim tek kaşımı kaldırmaya çalışarak.

"O zaman konuşma çirkinsem." deyip Ömer Çağan'ın bana uzattığı kollarını görüp kucağıma aldım.

Bu tribime sesli bir şekilde gülmüştü.

"Duydun mu? Baban bize çirkin dedi."

Ömer Çağan'ın yanağına bir öpücük konduracakken diğer yanağında da Mert Ali'nin dudaklarını görmüştüm.

Aynı anda aynı hareketi yapmamız bizi şaşırtırken küçük beyimizi güldürmüştü.

Bir birimize bakakalırken Ömer Çağan'ın gülmesiyle biz de gülmüştük. Daha sonra Mert Ali'ye trip attığımı kendime hatırlatıp önüme döndüm.

"Demek ki amcasıyla, dedesine benziyormuş!" dediğimde ilk önce ne dediğimi anlamamış daha sonra merdivenlerden inen Ferman baba ve Yusuf Sami abiyle kaşları çatılmıştı.

"Tabi ki bana benziyor!" dediğinde yandan bir gülüşle bakıp cevap vermedim.

"Günaydın." diyen Ferman babayla ayağa kalkmıştık.

"Günaydın baba." derken Yusuf abiye de karşılık verip tekrar oturduk.

Ferman baba Ömer Çağan'ı kucağına istediğinde ona verip mutfağa bakacağımı söyleyip ayrıldım yanlarından.

Mutfağa adımlarken bu sefer merdivenlerden Elif anne, Zeynep Sena ve Senem iniyordu.

Onlara da günaydın deyip birlikte mutfağa yürüdük.

"Yenge." diyen Senem'e döndüm.

"Efendim canım?" dediğimde elimden tutmuş diğerlerinin arkasında kalmamız için kenara doğru çekmişti.

Elif anneler mutfağa girerken bir şey söyleyeceğini düşündüğüm Senem'in boyuna eğildim.

"Kahvaltıdan sonra, benimle odama gelir misin?" diye sordu.

"Gelirim tabi, ama neden?"

"Sana kumbaramı vereceğim." dediğinde şaşırdım.

"Ne için canım?"

KÜÇÜK BİR CAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin