Kısa kurgu , çerezlik olarak yazılmıştır.
ADİ: NE VAR NE?!
05***: Bana büyük harf kullanma o harflerde boğarım seni!
05***:Sen önce daha kaç kızı evlilik hayaliyle ortada bıraktın onu söyle!
ADİ: Aradığınız hiç bir bilgi maalesef bende mevcut değil...
''Daha ne kadar öyle boş boş kapalı televizyonu seyredecek?''
''Dünyadan Ece'ye beni duyuyor musun?''
''Boşuna yormayın kendinizi yok duymuyor''
''Madem aşk acısına düşecektin neden ayrıldın , neden gitmesine izin verdin adamın?''
''Bu kızda hiç kafa yok!''
''Bana bakın küçükken biz bunun maç yaparken kafaya top attık ya bu kaleciydi hani? O günden sonra toparlayamadı bu kız kendini''
''Yok be biz 15-16 yaşlarındayken girdiğimiz kavgalarda kafasına darbe aldı biz fark edemedik bence?''
''Ece hangi kavgada dayak yedi oğlum?!''
''O da doğru en son girmiş olduğu kavga da Edanın halini gördük''
''Saçmalamayı bırakın da dürttün şu kızı dönsün artık dünyaya!''
Kendime Cemilenin yanındaki yastıkları tek tek kafamı hedef alıp atmasıyla geldim. Bu kız benim kuzenim mi , düşmanım mı? İki dakika salında şurada rahatla depresyona gireyim.
Ona da izin yok ya sabır!
Kendime gelmişken size olanları anlatayım biz o gün Demir ile yüzükleri attık. Oda Edayı ve ailesini de alıp İstanbul'a döndü. O konuşmadan sonra bir kez bile bakmadı yüzüme , bir kaç defa acaba arasam mı dedim ama sonra yapamadım işte.
Öyle bir duygu karmaşasının içindeyim ki sanki yanında giderken neşemi , sevincimi ne bilim bana ait olan her şeyi de alıp gitti. En son Berlin'e gitmeden önce yaşamıştım bu duygu karmaşasını , Berlin demişken biletimin süresini ailemin ve arkadaşlarımın yoğun ısrarı üzerine uzattım.
''Ne yapıyorsunuz be!? Savaş çıktı da benim mi haberim yok acaba?!''
''Ne oluyor kızım sana kaç gündür ruh gibisin, kendine gel artık Ece!?''
''Hayır madem aşıktın böyle depresyonlara girecek , kendini dış dünyaya kapatacak kadar neden attın o zaman yüzüğü?''
''Aşık falan değilim ben Ali!''
''İyi ki değilsin bide olsan neler olacaktı acaba 2 saattir kapalı televizyonu seyredip , hiç birimizi takmıyorsun Ece!?''
''Ali haklı Ece boşa inat etme sevmişsin işte belli ki o dallamayı, hiçte senin sevebileceğin bir tipte değil ya neyse''
'' Çeto'da , Ali'de haklı kuzen , sen kendini oyundu diye kandırıyorsun ama işler hiç öyle değil!''
Çeto ve Ali aynı anda ''Ne oyunu!?'' diye tepki verince Cemile ne dediğini yeni fark edip eliyle sımsıkı kapattı ağzını , biraz geç kaldın sanki kuzen?!
Bense kızmadım Cemile'ye zaten onlara yalan söylemiş olmak ayrı bir vicdan azabı çektiriyordu bana. Cemile bunlara işin doğrusu en baştan anlatırken benim telefona da bir mesaj düştü. Biraz uzağımda olduğu için uzanıp mesaja baktım.
Cano:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
