"Ben aldım cevabımı."

"Babam yok mu evde?" Gözlerimi ekrandan kaçırıp salonda gezdirdim. Her ne kadar evliliğim çok iyi gidiyormuş gibi göstermeye çalışsam da annem bir aksilik olduğunu hissediyordu bence.

"İşe gitti. Akşam onu da ara istersen. Seni özlüyor adamcağız."

"Tamam ararım merak etme."

"İyi bakalım. Osman işe mi gitti?"

"Evet. Sabah gönderdiğiniz parayı da çektim. Bugün Ayfer Teyzeye vereceğim inşallah."

"Tamam bebeğim. Verirken kadının kalbini kırmamaya dikkat et. Evine giderken kek falan bir şeyler yap öyle git. Normal bir şekilde oturmaya gelmiş gibi yap. Sonra da parayı uygun bir dille verirsin. Biz torunu için her ay burs göndereceğiz bir sorun çıkmazsa."

"Tamam anne öğle namazından sonra giderim. İyi ki varsınız."

"Sen de iyi ki varsın." Annemin gözleri dolduğunda ben de ağlayacak gibi oldum. "Osman'ın izin alma imkanı yok mu? En azından bir hafta gelseniz olmaz mı?"

"İzin işi zor ama konuşurum yine de."

"Konuş mutlaka. Çok özledik sizi."

"Ben de sizi özledim." Gözümden akan bir damla yaşı hızla sildim. Sözde enerji dolmak için annemi aramıştım. Onda da moralim istediğim gibi düzelmedi.

"Kız kocanın karşısına böyle pasaklı mı çıkıyorsun? O saçların hali ne öyle?" Dağınık saçlarıma laf ettiğinde gülmeye çalıştım. Üzülme anne. Damadın pasaklı halimi görmedi bile. Görse de zerre umrunda olmazdı. Saçlarıma güzelce şekil verip hoş giyindiğim halde dönüp bakmamıştı ki.

"Seven böyle sevsin." Diyip olayı şakaya vurmaya çalıştım.

"Osman zaten dış görünüşe önem veren biri değil. Ama sen dikkat et yine de. Daha üç aylık evlisin salma kendini." Bitmek bilmeyen öğütlerini vermeye başladığında kahvemden bir yudum aldım. Konuşmaya dalıp kahveyi unutmuşum. Soğuyan kahveyi tek dikişte bitirip sehpanın üstüne bıraktım. Topuz yaptığım saçlarımı açıp omzuma dökülmesini sağladım. Annem hâlâ evlilikle ilgili bir şeyler anlatırken birbirine giren saçlarımı parmaklarımla açmaya çalıştım.

"Anne amcamlar ne yapıyor?" Diyip konuyu annemin kanayan yarasına getirdiğimde öğüt vermeyi bırakıp dolandırıcı amcama saydırmaya başladı. Bin kez dinlediğim hikayeyi tekrar dinlemek sıkıcı olsa da konu evliliğimden uzaklaştığı için ses etmedim.

*******

Öğleden sonra kek yapıp soluğu Ayfer Teyzenin evinde aldım. Eşarbımın önünü düzeltip sağ elimle kapıyı tıklattım. Beş saniye kadar bekledim. Kapı açılmayınca tekrar tıklattım.

"Geldim." İçerden Ayfer Teyzenin sesi duyuldu. Sonrasında kapıyı açtı. "Hoşgeldin Meryem'im."

"Hoşbulduk Ayfer Teyze. Kek yapmıştım da sana da getireyim dedim."

"Allah razı olsun kızım. Sağ olasın."

"Amin cümlemizden."

"Yeni çay demledim ben de. İçeri gel hadi."

"Ben rahatsız etmeyeyim." Diyip kendimi naza çektim. Halbuki içeri geçmek için can atıyordum. Acilen üstümdeki paradan kurtulmam lazım. Altmış beş aylığıyla geçinmeye çalışan kadıncağıza birazcıkta olsa faydam dokunsun diye heyecanlıyım.

"Olur mu hiç öyle şey? Ayşe de okuldan dönmedi hâlâ. Sıkılıyordum ben de."

"İyi madem. Beş dakika oturayım." Terliğimi çıkarıp içeri geçtim. Ayfer Teyze de kapıyı örtüp peşimden geldi.

ÇİRKİNİN GÜZELLE İMTİHANI Où les histoires vivent. Découvrez maintenant