7.

95 9 2
                                    


Osman namaz için odamıza çıktıktan yarım saat sonra ben de odaya çıktım. Ondan daha fazla kaçmayıp güzel bir dille konuşma kararı almıştım. Salonda tek başıma oturup ağlamamın ikimize de bir faydası yoktu. Artık kaçmak yerine sorunları konuşup çözmeye çalışacaktım.

Osman duadan sonra seccadeyi katlayıp yerine koydu. Hareketlerini dikkatle izlediğim halde dönüp bana bakmadı. Bakışlarımı üstünde hissettiğinden emindim.

"Konuşalım mı?" Sözümü ikiletmeyip yanıma oturdu.

"Olur." Başını yere eğip eliyle oynadığında farkında olmadan Osman'ı kırdığımı fark ettim. Üzgün olduğu zamanlar da bu hareketi yapıyordu. Sabahtan beri peşimde pervane olup beni mutlu etmeye çalışıyordu. Benim için kahvaltı hazırlayıp yemek yapmıştı. Benimle iletişim kurmaya çalışıp, hakkımda bir şeyler öğrenmeye çalışmıştı. Bense mesafeli davranıp çabalarını yok saymıştım. Farkında olmadan ona nankörlük ettiğimi fark ettim. Eskiden yaptıklarını aklıma getirdikçe ileri gidemiyorduk. Aksine daha da geriye gidiyorduk. Geçmiş hataları bir süre unutma kararı alıp bugünkü hatalarımı telafi etmeye çalıştım.

"Gözlerime bakar mısın?" Annem hep hatalı olduğun zamanlar da karşındaki insanla göz teması kur derdi. Onun düşüncelerini anlarsın, o da senin pişmanlığını anlar, olayı çözmeniz kolay olur derdi. Osman başını kaldırdığında gözlerindeki durgunluk canımı yaktı. Aşık olduğum adamı nasıl da üzmüşüm böyle. Evlendiğimiz günden beri ilk kez onu böyle görüyordum.

"Ağladın mı sen?" Sorusuna cevap veremedim. Yüzüm her şeyi anlatıyordu zaten.

"Özür dilerim."

"Ne için?"

"Bugün yaptıklarım için. Benim için çabaladın. Aramızdaki sorunları çözmeye çalıştın. Bense hep kaçtım. Sana nankörlük ettim." Konuşmamı yarıda kesip o konuşmaya başladı.

"Nankörlük etmedin. Kalbin kırık olduğu için hiçbir şey olmamış gibi davranamıyorsun. Belki de gözüme her baktığın an da sana yaptığım haksızlıklar geliyordur aklına." Gözlerine baktığımda huzur buluyorum diyemedim. "Seni bunlar için suçlamaya hakkım yok. Ya da bu konuda sana kırılamam. Sen hep kaçsan da ben hep kovalamaya devam edeceğim. Ben vicdansız bir adam değilim Meryem. Sadece yaptıklarımın farkında değildim. Yanlış yaptığımı son günlerde fark ettim." Derin bir nefes aldı. Bir süre konuşmasına ara verdi. Bense ses etmeden konuşmaya devam etmesini bekledim. "Sana kırıldım ama bugün yaptıkların için değil."

"Neden kırıldın peki?"

"Yengenle abinin bebek beklediğini haber vermedin. Hala olmayı çok istediğini biliyordum. Sevincini benimle paylaşmadın. Evlendiğimiz ilk günden beri her şeyi benimle paylaşıyordun. Sana pek cevap veremesem de söylediğin her şeyi dikkatle dinledim. Böylesi güzel bir haberi bu şekilde öğrenmek istemezdim. Abine ne diyeceğimi bilemedim o an." Osman anlatana kadar hata yaptığımın farkında bile değildim. Kırılmakta haklı olduğu için açıklama yapma gereği duydum.

"Bebek haberini yakın zamanda aldım. Bilinçli olarak söylemezlik yapmadım. Haber vermeyi unutmuşum." Sırtımdaki saçlarımın tamamını sol tarafımda topladım. "Özür dilerim."

"Özür dileme. Özür dilemeyi de dilenmesini de sevmem. Çok büyük bir hata yapmadığın sürece özür dileme lütfen."

"Affettin mi beni?" Dudağımı büzdüğümde bakışları oraya kaydı. Alt dudağımı dişimin arasına aldığımda ise yutkunduğunu fark ettim. Koyulaşan gözlerini gördüğümde egom okşandı. Kocam en ufak hareketimden bile etkileniyordu. Bu zaafını kullanmamın önünde bir engel yoktu ve ben de seve seve bunu kullanacaktım. Elim omzumda topladığım saçlarıma gitti. Yavaşça okşadığımda saçlarım parmağımın arasından kaydı.

"Küsmemiştim ki. Affedecek bir şey yok ortada. Bundan sonra daha dikkatli olursan sevinirim."

"Dikkat ederim."

"Ben namaz kılarken ağlamışsın."

"Olur arada öyle şeyler." Diyip geçiştirmeye çalıştım.

"Olmasın öyle şeyler." Baş parmağı yanağıma değdiğinde gözlerimi kapattım. "Bu gözlerden yaş akmasın." Eli gözüme gittiğinde derin bir nefes aldım. Bir anda dünya durdu sanki. Aldığım nefesi tuttuğumda gözümü narin, yavaş hareketlerle okşadı. Böylesi güzel bir şeyi aylardır hissedemiyor oluşuma içerlemek istedim. Lakin öyle güzel dokunuyordu ki nefesimi tutup heyecanla sonraki hamlesini beklemekten başka bir şey yapamadım. Açıkça söylemek gerekirse kocam işini biliyordu. "Meryem."

"Hıı." Gibi saçma bir kelime döküldü dudaklarımdan. Konuşma yetimi kaybettim sanki.

"Seni öpebilir miyim?" Hiç beklemediğim yerden gelen soruya susma hakkımı kullandım. Aylardır bu anı beklerken nasıl hayır derdim ki? "Sessizliğini evet olarak algılıyorum." Başımı onaylarcasına salladım. Saniyeler sonra dudağı yanağımla buluştu. Yanağımı hafifçe öpüp yavaş hareketlerle aşağı indi. Dudağımın kenarına geldiğinde bir süre bekledi. Tam dudağıma gelmişken durması istediğim en son şeydi. Ensesinden tutup onu kendime çektiğimde benden cesaret almış olacak ki dudağı dudağımla buluştu. Uzun zaman sonra ilk kez bu kadar çok mutlu hissederken kendimi anın akışına bıraktım.

Вы достигли последнюю опубликованную часть.

⏰ Недавно обновлено: Apr 15 ⏰

Добавте эту историю в библиотеку и получите уведомление, когда следующия часть будет доступна!

ÇİRKİNİN GÜZELLE İMTİHANI Место, где живут истории. Откройте их для себя