5

82 7 10
                                    

Uzun bir aradan sonra bölüm atayım dedim. Pek içime sinen bir bölüm olmadı ama umarım beğenirsiniz.  Yorumlar ve fikirlere her zaman açığım. Soojin'in olmadığı bu dönemde Sooshu kurgusu yazmak ne yazık ki zor geliyor ama unutulsunlar da istemiyorum...🖤 Sooshu🖤

Gözlerimi açtığımda tamamen bana dolanmış bir Soojin unnie görmek. Dün yaşadıklarımızın rüya olmadığını kanıtlamıştı. Bu sayede salak salak sırıttıktan sonra, kucağımda uyuyan meleğimi yani unnie'mi izlemeyi sürdürdüm.

"Çok sevimli uyuyor ya, yicem simdi..."

Kıkırdadım ve yanağına bir öpücük kondurdum. Tabi hemen ardından kendi kendime sırıtmaya başlamıştım. Huzurla Soojin unnie'yi daha çok göğsüme çektim. Tabi öpücüğüm yüzünden uykusundan uyanmadığı için de mutluydum, çünkü bu daha çok böyle kalabileceğimiz anlamına geliyordu.

Bir anda odada yankılanan telefon sesi bakışlarımı başka yöne çevirmişti. Gözlerimi hemen unnie'min telefonuna iliştirmiştim ancak mesafe uzak oldugundan tam anlamıyla kim olduğunu göremedim. Bu nedenle ekranda yazana bakmak için telefona uzandım.

Hui: Buluşmuyor muyuz güzelim?

Unnie'm uyanıp bana baktığı sırada kaçan mutluluğuma nazaran gülümseyerek telefonundan uzaklaştım ve ona baktım.

"Günaydın unnie."

"Günaydın Shu... Benden önce mi uyandın?"

Merakla sorusunu sorduğunda onu cevapladım.

"Yok. Şimdi uyandım bende, merak etme çok izlemedim seni uyurken..." onunla uğraşıp kıkırdadığımda kızarmış ve yalandan vurmuştu bana.

"Telefonumu uzatır mısın rica etsem?"

Konuyu telefona çekmesiyle ona kafa salladım ve kenarda olan telefonu ekranına hiç bakmadan uzattım. Zaten görmemem gereken mesajı çoktan okumuştum bile.

Mesaja bakıp bir şeyler yazdıktan sonra ekranı kilitledi ve bana baktı.

"Shuhua... Dün ben..."

Konuşmaya çalışmasıyla gerginlikle ona baktım.

"B-bir şey söylemene gerek yok unnie..."

"Hayır ama ben..."

"Sus unnie..."

Elimi yanağına ve baş parmağımı dudaklarına koyduğumda sesini tamamen kesmiş ve sadece bana odaklanmıştı. Üstelik öyle tatlı bakıyordu ki, kendisini dünki gibi öpesim geliyordu. Oysaki ben dün geceyle ilgili kötü şeyler söyler diye, içten içe korkuyordum.

Derin bir nefes aldım ve sakin bir ses tonuyla konuşmaya başladım.

"Unnie bana söylemen gereken bir şeyler var mı? Biliyorsun uzun süredir konuşmuyoruz. Doğru düzgün iletişim bile kurmadık ve birbirimizi de görmezden geldik falan, yani hayatımızda olan çoğu şeyi birbirimizle paylaşmadık bu süreçte. Oysaki aramızdan su sızmazdı bizim..."

Ağzını yoklarken huiden bahsedip bahsetmeyeceği konusunda düşünceliydim...

Yutkundu zorlukla ve yatakta bana arkasını döndü.

"...."

biraz düşünceli ve suskun bir hal aldığında konuştum.

"Söyle hadi..."

"Y-yok..."

İstemsizce sinirlenmiştim ve suratım asılmıştı.

Ardından üzerine gelip kendisini bana çevirdim. Ciddi şekilde yüzüne yanaşmış ve aramızda doğru düzgün mesafe bırakmamıştım.

𝐄𝐕𝐄𝐑𝐘𝐓𝐇𝐈𝐍𝐆 𝐈𝐒 𝐂𝐇𝐀𝐍𝐆𝐄𝐃 【𝔰𝔬𝔬𝔰𝔥𝔲 𝔣𝔞𝔫𝔣𝔦𝔠】Where stories live. Discover now