DÖNME DOLAP

300 21 115
                                    

Doğum günü bitmiş gecenin ileri saatlerinde ay karanlık gecede kendince aydınlatmaya çalışırken ortalığı Davut da gökteki ay misali bir başına bir aya bir de elindeki çerçeveye bakıyordu. Karısının sarı saçlarını yılların özlemiyle narin narin okşarken kalbinden, zihninden çıkmayan o an eksik olmuyordu. '' Aydan hemen o arabadan uzaklaş bomba var.'' ''Bam!'' aracın alevleri yerde kıvranan ve karnını tutan Aydan... ''Aydan çok özür dilerim.'' ''Senin suçun değildi ikimiz de biliyoruz. Ah! Davut kızımız...'' ''Kızımız da sen de çok iyi olacaksınız kendini zorlama. Hemen ambulans çağırın!'' Bir yandan titrerken diğer yandan sımsıkı tutunan eller...

Davut'un gözünden bir yaş damladı aya doğru baktı.

-Koruyamadım seni ay yüzlüm Aydan'ım affet beni. Her gün daha da zor geliyor sensizlik. Bugün o elbiseyi tekrar görünce anladım.

Davut'un gözünün önüne 25 sene önceki o ilk buluşma gelmeye başladı.

Genç Davut elinde küçük birkaç çiçek ile gelmişti Aydan'ın yanına. Aydan pencereden Davut'u görür görmez koşarak inmişti. Davut daha kapıyı çalamadan açmıştı. Davut büyük bir heyecanla çiçekleri verince Aydan önce onları kokladı sonra saçının arkasındaki topuza süs niyetine yerleştirdi. Davut:

-Kurutmayacak mısın? Çiçekleri kurutuyorsun diye topladım bunları sana koleksiyonun tamamlansın diye.

-Çiçekler için teşekkür ederim ama kurutmayacağım. Bazı şeyler solup ölmemeli ya da kitapların içine sıkıştırılmamalı, baş tacı edilmeli. Sevmek gibi sevilmek gibi...

Davut ceketinin sol cebindeki mendili yerinden çıkardı içinden kurutulmuş bir çiçek çıkardı. Bir kere kokladı öptü.

Bahçede ise Leyla ve Suzi vardı. Buldukları bilgileri ne zaman paylaşmaları gerektiğini konuşuyorlardı. Leyla:

-İlk önce Ceylan Hanım'a bildirmem gerekiyor sonra diğerlerine söyleriz.

Suzi:

-Bana kalsa söylemesek de olur gidip alıp gelelim bu kadar kasmaya gerek var mı?

Ömür:

-Hayırdır kızlar ne oluyor? Yine niye rahatsın Suzan Suzi?

Suzi:

-Ben rahat olmayacaksam kim olacak öyle değil mi Leyla? Bence vereceğim haberden sonra İlyas'ı boşar benimle Amerika'ya kaçar evlenirsin o derece. İsimsizler'in kampını bulduk.

Heyecanlanan ve intikama susayan Ömür:

-Nerede ben de geleceğim?

-Valla önce Çakırbeyli soyadını bırakman lazım. Çakırbeyli olanlar ile evlenmem oğlum Çakırbeyli.

Ömür bezmiş bir şekilde Suzi'ye bakınca Leyla'nın gözleri Ceylan'ı aradı. Hızır Ali ve Ceylan beraber geldiğini görünce aynı gözler uzaktan Hızır Ali'yi izlemeye başladı. Sonra Ceylan ve durum aklına gelince hemen kendini toparladı. İşi munzurluğa vuran Hızır Ali:

-Karşıdaki manzara sana bir yerlerden tanıdık geldi mi Anne?

-Ne gibi oğlum?

-Ne bileyim sen de Meryem Annemi kaçıracaktın ya Amerika'ya. Ha Hızır ha İlyas isimler değişir vukuatlar değişmez.

CAN HAVLİWhere stories live. Discover now