7.BÖLÜM

80 44 25
                                    

MAHZENDEKİ KAN

7.BÖLÜM

"Atlas! Yağız!" diye bağırmaya devam ettim.

Hiçbir ses yoktu. Sadece mekandakilerin beni yiyen bakışları ve garip bakışları vardı.

En sonunda dayanamayıp, "Ne bakıyorsunuz!?" diye bağırdım.

"Sana," dedi biri pişkince sırıtarak.

"Pis sapıklar!" diyerek mekanda yürümeye devam ettim.

Mekan, oldukça büyüktü. Kokudan dolayı olsa gerek midem bulanmıştı.

İlk günden bu kadar aksiyon çok fazlaydı!

Telefonumu çıkararak bu sefer de Yağız'ı aradım. Bir süre çaldıktan sonra telefon otomatik kapandı. Harika!

"Kafayi yiyeceğim artık," diyerek ellerimi saçlarıma geçirdim.

"Yardımcı olabilir miyim?" diye sordu biri.

Kafamı oraya çevirdiğimde mekandakilerin aksine oldukça genç bir adam olduğunu gördüm.

"Ah, evet. Biraz yardımcı olabilirsiniz. İki kişiyi arıyorum. Daha doğrusu üç kişiyi. Kaan, Atlas ve Yağız. Kaan'ın kaybolduğunu söylediler ve aramaya çıktık. Çoğunlukla bu mekana geliyormuş. Atlas ve Yağız bakmaya geldiler. Bende peşlerinden geldim ama yoklar."

"Onları tanıyorum. Ben Yalçın."

"Ah, Yalçın Bey. Siz Hunting Şirketi'nin ortağı değil misiniz?"

"Evet," dedi gülümseyerek.

"Yurt dışındaymışsınız. Geri dönmenize sevindim."

"Uzun bir süre burada olamayacağım maalesef. Bir süreliğine geldim."

"Her neyse, bunları sonra konuşuruz. Siz gördünüz mü onları?"

"Biz buraya Kaan'la beraber geldik. Sonra Kaan'ın telefonu çaldı. Konuşmak için dışarı çıktı. Sonra geri geldiğinde birazdan geleceğim diyerek gitti. Nereye gittiğini sordum ama sadece birazdan geleceğim dedi. Ortalama yarım saattir ortalıkta yok. Sonra Atlas ve Yağız geldi. Ayak üstü sohbet ettik sonra hiçbir şey olmamış gibi gittiler. Ama arka kapıdan gittiler büyük ihtimalle. Çünkü o tarafa doğru gittiler."

"Çok sağ olun Yalçın Bey. Arka kapı nerede?"

"Sol taraftan gidersen orada bir yerlerde. Ben hiç gitmedim arka kapıdan. O yüzden tam olarak nerede bilmiyorum."

"Tamam, teşekkürler," diyerek sol tarafa yöneldim.

Kapıyı aramaya başladım. Dört, beş kişinin yuvarlak oluşturarak durdukları yerin tam arkasındaydı kapı. Kapının ordakilere baktığımda pek tekin tipler olmadığına kanaat getirdim.

Cesaretimi toplayarak yaklaştım.

"Pardon, geçebilir miyim?" diye nazikçe sormaya çalıştım.

"Nereye?" dedi elinde sigara olan biri.

"Kapıdan... Geçebilir miyim?"

"Neden? Nereye gideceksin?" diye sordu sarı saçlı bir kadın.

Kadını gözümle süzdüğümde onun da pek tekin bir tip olmadığını anladım.

Kumral saçlı, bir doksan boylarında biri bana tersine kapıya yaslandı ve kollarını göğüs hizasında birleştirdi.

"Acelem var. Birilerini bulmam gerek. Lütfen artık geçebilir miyim?" dedim sabrımın son damlalarıyla.

MAHZENDEKİ KANWhere stories live. Discover now