Bölüm 36

16K 1.3K 197
                                    

Keyifli okumalar!

Oy ve yorum yapmayı unutmayın ♡

Tam önlerine geldiğimde, birbirimize sakince gülümsedik.

"Selam." dedi Elif hanım heyecanla.

"Selam."

"Bugünü bize ayırırsın değil mi?" diye sordu Semih bey. Anlayışla bana bakıyordu. Hazır olmadığımı söylesem gidecek gibiydi.

Daha fazla uzatmak istemiyordum. Yeterince uzamıştı zaten. "Olur." dedim.

Arabanın arka koltuğunu açarak binmemi bekledi. Derin bir nefes alarak, bugünün olaysız bitmesini temenni ettim ve oturdum.
Elif hanım da yanıma oturmu gülümseyerek bana bakıyordu.

Açık kapıdan ikimize baktı Semih bey. "Şoför olarak kullanılıyormuş gibiyim."

"Şey o zaman ben öne geçeyim." Elif hanım hayal kırıklığıyla bana baktı. Semih beyin açtığı kapıdan çıktım.

Ön koltuğa oturdum. Yaptığım saçmalıktı.
Ama umursamamaya çalıştım.

Elime telefonumu alıp dayıma, nerede olduğuma dair bir mesaj attım. Ayrıca taktik verirse çok mutlu olacağımı ekledim.

Okul hakkında sordukları bir kaç soruya üstün körü cevaplar verdim.

Elimdeki telefonla cevap vermeyen dayıma tekrar mesaj atmaya başladım.

Siz: BİZ NE KONUŞACAĞIZ!!!!

Siz: Gerginimmm

Siz: Biraz önce arkaya oturmuştum arabada, Elif hanım arkaya oturunca tekrar öne oturdum.

Siz: Çok mu saçma sence?

"Burada oturalım mı?" diyen Semih beyle bakışlarımı telefonumdan çektim.

Sakin ve tatlı bir kafenin önündeydik. "Olur." dedim.

Aşağı indiğimde telefonumdan ard arda mesaj sesleri gelmeye başladı.

Göz ucuyla telefon ekranından mesajları okudum. Hepsi dayımdandı.

Saçma değil. Gayet mantıklı. Önde oturmak daha rahat hem.

Sakin ol. Sadece konuşacaksınız. Senin konuşmana bile gerek yok. Sadece dinleyebilirsin. Asıl gergin olması gereken onlar.

Ne zaman istersen beni ara. Gelip seni alırım.

Neredeysen konum at. Seni beklerim.

Seni seviyorumm

Attığı mesajları gülümseyerek okudum. Şimdi kendimi daha iyi hissediyordum.

Küçük bir bahçesi olan kafede, dışarda kimsenin oturmadığı masalara oturduk. Elif hanım tam karşımdaydı, onun yanında da Semih bey vardı.

Onlarında gergin olduklarını farketmek, özgüvenimi tazeledi. Dayım haklıydı.
Daha dik ve kendinden emin bir şekilde yüzlerine baktım.

"Bizden nefret mi ediyorsun?" diye sordu Elif hanım.

"Bunu neden soruyorsun?" diye hızla lafa girdi Semih bey.

"Aramızda ki en büyük sorunun iletişimsizlik olduğu aşikar. Her şeyi konuşmak istiyorum." Yüzüme sorgulayarak baktı.

Düşüncelerimi tartarak bir cevap aradım.

"Nefret etmiyorum." dedim. "Sizinle ilk tanışmamızda asıl nefret ettiğim şey yeniden hayal kırıklığına uğramaktı."

Karışan HayatımWhere stories live. Discover now