30

2.6K 77 23
                                    

"Alo." dedi sert sesiyle.

Sonrasında ise karşıda ki adam ne söylediyse arabayı hızla durdurdu. Arabanın hızıyla bende öne doğru gitmiştim ve eğer ki emniyet kemeri olmasaydı eminim şuan o cama ya yapışmıştım ya da uçmuştum. Ulaşa baktığımda elleri yumruk halini almıştı. Kaşları sinirle çatılmış gözleri koyulaşmıştı. Her ne oluyorsa gerçekten çok kötüydü çünkü ilk defa onu böyle görüyordum. Gözlerinde ki yanan ateşi görüyordum...
.
.
.
Telefonu sıkan parmakları beyazlamıştı artık. Hiçbir şey söylemeden öylece telefonu sıkıyordu. Uzanıp elinden telefonu almak istesem de korkumdan kıpırdayamıyordum. Sessizce bişeyler söylemesini yada bişeyler yapmasını bekledim. Sonunda kendine gelmiş olmalı ki konuşmaya başladı.

"Bekle!"dedi sert sesiyle.

İlk önce bana baktı. Tam gözlerimin içine. Sonra ise bişey söylemeden hızla indi arabadan. Kapıyı çarptığında içeride bir ses duyuldu. Kilitlemişti kapıları. Hararetli bir şekilde konuşması kötü bişeyler olduğunun habercisiydi ama bu haberi tahmin etmek gerçekten çok zordu. Hiçbişey yokken bir anda telefonun çalması ve Ulaş'ın sinirlenmesi. Telefonda kimle konuşuyordu acaba? Kapıyı açmayı denediğim de boşa çaba olduğunu bilsemde denemek istedim. Ama tahmin ettiğim gibi açılmadı. Camları indirmeye çalıştığımda o da olmamıştı. Yapacak bişey kalmayınca arkama yaslanıp onu izlemeye başladım. Telefonda konuşmaya devam ederken etrafına bakınıyordu. Aklıma gelen birşey vardı ama bunun doğru olmasını kesinlikle istemiyordum. Etrafa dikkatle bakan Ulaş'tan aklıma gelenin doğru olduğunu anladım. Birisi yada birileri bizi izliyordu. Bu kişiler Ulaş' ın bana bahsettiği adamlar mıydı acaba? Neden takip ediyorlardı? Bir planları olmalıydı ki Ulaşı aramışlardı. Ulaşın arkasına dönmesi ve bana bakmasıyla kaşlarımı çattım. Ne oluyordu? Elimde duran telefonuma mesaj gelmesiyle telefonu elime alıp mesaja baktım.

Gönderen:Bilinmeyen numara

"Tam kalbinin üzerinde koca bir delik açmak güzel olacak."

Bu ne demekti şimdi!? Sol tarafıma baktığımda kırmızı yuvarlak bir ışığın olduğunu gördüm. Bitmiştim işte. Buraya kadardı herşey. Başımı kaldırıp Ulaş'a baktım. Dolan gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Hareket etmiyor sesimdahi çıkmıyordu. Ulaşın arabaya doğru hızla geldiğini görüyordum ama gözyaşlarım görmemi engelliyor bulanıklaştırıyordu. Ulaş gelirken duyulan silah sesi benim ölümüme bir imzaydı. Sol tarafımda hissettiğim keskin acı bunun kanıtıydı. Ulaş arabanın kapısını açıp bana baktı. O an dondu sanki gerçek olduğuna inanmıyormuş gibi. Sonra ise elinde nereden bulduğunu bilmediğim bezi sol tarafıma bastırdı. Bastırmasıyla ağzımdan ksık bir ses çıktı. Canım acayip yanıyordu. Gözyaşlarımdan bulanıklaşan görüntüler şimdi karanlığa gömülüyordu.

"Gece kendine gel. Sakın sakın Gece. Dayan güzelim! Dayan!"

Ulaş uynamam için gözlerimi açmam için bişeyler söylüyordu hala ama yavaş yavaş kulaklarımda ki sesi uğultu almıştı. Bilincimi kaybetmeden önce duyduğum son ses Ulaşın sesiydi.

Ulaş Karahan:

Duyduğum ses beni deli ediyordu.

" Sana söylemiştik değil mi? İhaleyi bize bırakmazsan o kızın acı çekeceğini sana söylemiştik!"dedi Ahmet.

" Lan şerefsiz sen kimi tehdit ettiğini sanıyorsun!? Senden korkacağımı mı düşündün piç! Bi bok yiyemezsiniz!"dedim.

Ama bilmiyorumdum ki şerefsizlerin bizi izlediğini.

" Arkana bakmalısın! "dedi Ahmet.

Arkamı dönüp baktığımda arabanın üzerinde kırmızı yuvarlarlak bir şey vardı. İçerde Gecenin tam sol tarafında kalbinin üzerinde duruyordu.

Aşk OlsunWhere stories live. Discover now