...PATRONİÇEM .........5 BÖLÜM......

En başından başla
                                    

''Tabi gözün korktu değil mi? Nede olsa kim olduğumu en sonunda kavradın.'' Diyerek bağıran Carmine, sinirle ağlamaya başladı. Alonzo, sert bakışla birden geri dönünce genç kızın tüm hücrelerine korku saplanarak pişman oldu. Salonun kapısından geri dönen dev, birkaç adımla kanepeye doğru yaklaşırken kızın geriye çekildiğini görünce tekrar kapıya döndü.

Bu kez gözünü korkutmuşa benziyordu. En azından verdiği öpücüğün işe yaradığını düşündü. Koridora çıkınca kendi odasının kapısını açıp içeri girdiğinde sızlayan bedenini yatağa atmıştı. Canı çok yanmasaydı yatağın keyfini, bu gece Carmine'yle sürecekti. Öptüğü dudakların lezzetine dalarak onu kendine esir edip sonra da çekip gidecekti. Lanet olsun ki hiç birini yapacak kadar iyi hissetmiyordu.'' Carmine Eldon, er ya da geç kendi rızanla sana sahip olacağım.'' Diye fısıldadı gözleri kapanırken. '' Seni kendime esir edeceğim Eldon!''

Şunu anlamıştı ki, hırçınlığı ve inatçılığına karşın bu kızdan vazgeçememesi kendi kusuruydu ve ne kadar kısa zamanda sahip olursa o kadar rahat edecekti. Birkaç adım yakında yattığını bilmek bile kanının deli gibi akmasına nedendi. Vücudunu morluklar içinde bırakmış olmasına rağmen hala inadını kıramaması içine dokunmaya başlamıştı. Beyninden akan zehir zemberek düşüncelerle uykuya geçtiğinde, geceler yeni bir yıla biraz daha yaklaştırıyordu dünyayı.

Sabahın ilk gün ışığı Carmine'nin, yüzüne güneş gibi vurduğunda gözlerini kıpraştırarak araladı. Görüş mesafesine bir dev dikilmiş ve battaniyeyi bir çekişle üzerinden alınca nefesi kesilmişti. Ayakta dikilen adamın üzerinde kot pantolon ve siyah bir yün kazak vardı. Kas bankası diye adlandırdığı devden gözlerini yere çeviren Carmine, gecelikle kaldığını görünce utandı. Utançtan yanakları alev alev olup yanmaya içini kasıp kavuran korkuyla baş başa kalınca sinirlendi.

''Sabah sabah eşkıya gibi başıma dikilmişsin. Yine ne istiyorsun? Yoksa rüyanda ceza evine mi girdin? Dur tahmin edeyim seni kodese tıktılar sonrada korktun ve beni rahat bırakmak için geldin....''

Boğazına tıkalı kalan sözlerle çenesi dev tarafından tutulan Carmine'nin başı sertçe geriye itildi. Kanepeden kalkmak isteyen kızın belinden tutarak kollarını yakalayan Alonzo, üzerine giderek köşede sıkıştırdı. '' Seni kaç kez uyardım. Damarıma basmaktan ne zaman vazgeçeceksin?''

'' Hiçbir zaman.'' Diyerek karşılık veren kızla siniri tepesine çıkan Alonzo, dudaklarına bir kez daha yöneldi. Şehvet ve arzunun verdiği benlikten kurtulamayacağını anlayan Carmine, hayatında hiç tatmadığı bir hazla yanarak, yüzünden göz kapaklarına kadar yükselen sıcaklıkla bambaşka atmosfere geçti. Bir türlü hazmedemediği his saniyeler sonra onu fazlasıyla delirtmeye başlamıştı bile.

Kalbinin atışları kulaklarına kadar gümbürtü içinde yükselirken, teninde beliren titreme beynini allak bullak etti. Tüm müdahalelerine karşın bir etiket gibi yapışmış kurtulamıyor, deli gibi çalan kapıyla ne olduğunu anlamadan yerinde irkiliyordu.

Çakmak çakarak kıvılcımlanmış ateş kırmızısı dudaklardan birden ayrılmak Alonzo, için uç noktaydı. Öpmekten kızarttığı dudaklarına sonra da öfkeyle küçülmüş gözlere baktı ve çenesinin titrediğini görünce şaşırdı. Bir fahişeye yakışmayacak hareketti bu. Carmine'nin yanaklarından yaşlar süzülerek boynuna damlıyor ve kanepenin kenarına ürkekçe çekiliyordu. Alonzo'nun beyni allak bullak oldu çünkü verdiği tutkulu öpücükten sonra beklediği şey asla bu değildi.

Çalan kapının son darbesiyle ayağa fırlayan genç adam, dalgın dalgın çıkışa ayak sürüdü. Her an kırılacak gibi, çalan kapıyı açtığında gözünde mor çiçekler açan Balder'le karşılaştı.'' Balder, dostum?''

PATRONİÇEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin