Olanları gülümseyerek hatırlıyor olması, yüzümün kızarmasına engel olamadı. Ellerimi çaktırmamaya çalışarak yanan yanaklarıma götürdüm ve, " Evet, "dedim utanarak.

" Yine yanakların kızardı."

"Anlamadım?"

"Ne zaman utansan, belli etmemeye çalışmana rağmen yanakların kızarıyor,"deyince daha çok utandım." Tedavisi var mı peki,"diyerek konuyu değiştirmeye çalıştım. Bir şeyi de farketme be adam!

" Henüz tam anlamıyla tedavisi bulunamadı, senin üzerinde bazı denemeler yapacağım,"demesiyle gülmeye başladım. Aklıma gelen sahneler gülüşlerimi şiddetlendirmeye başlamıştı. Kendimi toparlamaya çalışarak, "Haklı çıktım desenize," dedim.

"Nasıl, anlayamadım?"

" Sizin beni deney faresi olarak kullanacağınızı düşünmüştüm,"deyince başını salladı." Evet hatta, 'beni deney faresi olarak kullanamayacaksın Harvey' diye bağırmıştın," deyince ikimizde sesli bir şekilde gülmeye başladık."Yalnız çok tuhaf bir ironi var burada."

"Ne gibi?"

"Daha önce hep hastalığım yüzünden işten kovuluyordum, ilkkez hastalığım sayesinde iş bulmuşum..,"diyerek ellerimle, kapanmak için beni zorlayan göz kapaklarımı ovuşturdum.

Daha önce girdiğim işlerden, adını az önce Rüzgâr'dan duyduğum hastalığım yüzünden kovuluyordum. İlkkez hastalığım işe yaramıştı ancak bu işi de kaybetmem uzun sürmedi. "Ancak yine işsiz kaldım,"diye devam ettim. "Kapı kapı iş aramalar başlasın!"

"Bunu da nereden çıkardın," derken kaşları çatıldı.

Üzüntümü belli etmemeye çalışarak gülümsedim. "Beni tedaviye alacağınızı söylediniz, bu durumda asistanınız olamam."

"Evet ama belli zamanlarda tedavi için terapilere gireceksin, bu sırada asistanlığımı Merve yapacak. Senin terapilerin dışındaki diğer zamanlarda yine asistanım olarak çalışacaksın."

Bu bilgisiz ve sorunlu halimle yanında çalışarak onu daha fazla zor durumda bırakamazdım." Bunu kabul edemem!"

Sıkıntılı bir şekilde derin bir nefes aldı."Şeker, gurur yapmayı bırak! Seni gözetim altında tutmam için yanımda olman lazım."

" Tedaviyi kabul ettiğimi söyledim, yetmez mi?"

"Yetmez! İşe ihtiyacın var ve bu halde başka bir işte çalışmanı göze alamayız." Bunları söylerken sesi biraz yüksek çıkmıştı.

Haklıydı, daha önce bir çok işi hastalığıma bağlı çıkardığım sorunlar yüzünden kaybetmiştim. Üstelik başımı da bir çok kez belaya sokmuştum. Bu teklifi reddetmek gibi bir lüksüm yoktu. Çaresizlik içinde başımı salladım." Haklısınız zaten kabul etmekten başka çarem de yok,"dedim.

Son cümlemle rahatlamış bir ifadeyle gülümsedi. Bu adam son zamanlarda söyledikleriyle beni kendine hayran bırakıyordu. Hem tedavimi yapacak hem de işsiz kalmamam için beni asistanı olarak yanında tutacaktı. Bana karşı oldukça düşenceli davranıyordu. Uzunca bir süre hayranlığımı gizlemeyerek yüzüne baktım. "Desenize Merve beni daha çok kıskanacak," derken asansörün kapısına doğru bakmaya başladım.

"O niye?"

"O sadece bir asistan, bense hem hasta hem asistan. Kaç kişiye nasip olur ki böyle bir şey," deyince aramızda yine bir gülüşme yaşandı.

Rüzgâr'la olan sohbetimizden, zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. İçimi yeniden bir korkunun sarmaya başlamasıyla, ilacın etkisinin geçmeye başladığını anladım. " Şu asansörden artık çıkabilir miyiz,"diyerek ayağa kalmak için bir hamle yaptım. Ancak başımın dönmesiyle olduğum yere tekrar oturdum." Sana yardım etmeme izin ver."

FÜGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin