9.BÖLÜM

53.4K 4.3K 1.2K
                                    

Ensemde hissettiğim dayanılmaz acıyla yere yığılacaktım ki Rüzgâr kollarını bedenime sarıp düşmeme engel oldu. Usulca ikimiz de yere çöktük ve sırtımı duvara yasladı. İğnenin verdiği acı saniyeler içinde yerini ilacın verdiği yanma hissine bıraktı. Damarlarımdan tüm bedenime yayılan ilaç beni sersemletmişti. Bulanık görüyor, konuşmakta zorlanıyordum. Dilimin bile uyuştuğunu farketmem uzun sürmedi. "Çekin ellerinizi üzerimden!"

Verdiğim ani tepkiye anlayışla karşılık verdi ve, "Tamam," diyerek usulca ellerini çekti. "İyi misin?"

Harikayım Allahın cezası adam!

Kafamın içinde yoğunlaşan karıncalanma hissi rahatsız edici boyuttaydı. Enseme sapladığı iğnenin içinde ne tür bir ilaç varsa, kafamdan başlayıp tüm bedenime yayılan bir uyuşma hakimdi. Çenemi oynatmakta bile zorlanıyordum. Dilimin döndüğünce sordum, "Yine ne yaptınız bana?"

Pis bir şekilde sırıttı ve bağdaş kurup tam karşıma oturdu. İlacın üzerimdeki etkisini takip edercesine bir süre sessiz kalarak beni izledi. Sakinliği sinirlerimi bozmaya başlamıştı. Ben burada ecel terleri döküyorum adam monaliza tablosuna bakar gibi yüzüme bakıyordu. Sinirimi anlaması için derin bir nefes alıp, gözlerimi devirerek nefesimi burnumdan verdim. "Hafif bir sakinleştirici," diyebildi sonunda.

Hafifmiş, insanlıktan çıktım ben burada, hafif diyor bide adi herif.

"Ben bunun intikamını alırım ama!"

Kendimi zorlayarak uyuşuk dilimle ağzımdan çıkan sözler onu eğlendirmiş olmalıydı, sinir bozucu bir şekilde gülümsedi. Şuan ki halimden fazlasıyla keyif alıyor gibi bir hali vardı.

"Ona ne şüphe!"

Oturduğum yerde hafifçe kıpırdandım. Bedenimdeki uyuşukluk tatlı bir hâl almaya başlamıştı. İlaç etkisini gösteriyor olmalıydı ki, tarifsiz bir rahatlama hakimdi bedenimde. Sanki hiç derdim yokmuş, milyon dolarlarımla bir tatil köyünde keyif yapıyormuşum gibi mutlulukla dolmuştum bir anda. Bu ani geçiş beni şaşırtmıştı ancak şuanki halimden memnundum. Utanmasam, az önce tepki gösterdiğim adama bana bu sakinleştirici iğneyi yaptığı için teşekkür edecektim. Uzun zamandır kendimi hiç bu kadar rahatlamış hissetmiyordum. "Adı ne bunun?"

"Neyin?"

İki elimle yüzümü sıvazladım. Göz kapaklarımı açık tutmakta zorlanıyordum ama bu çok tatlı bir zorlanmaydı. "Bana yaptığınız bu iğnenin içinde hangi ilaç vardı?"

"Neden sordun," derken yine sırıtıyordu. Bakışları o kadar güzeldi ki ,aşık olduğu kadına hayranlıkla bakan adamlar gibiydi. Ya da bu ilaç bana öyle hissetiriyordu. Daha önce bana hiç böyle bakmadığını farkettim. Zaten bana neden böyle bakacaktı ki?

İyi ama şimdi neden böyle bakıyor?

Bana aşık olmuş olmasın?

İç sesimden gelenlere yine içimden bir küfür savurdum. S*ktir!

Muzip bir şekilde yüzüme baktı. "Yine ne düşünüyorsun Şeker?"

Bu adamın düşünce okumak gibi bir yeteneği daha yoktur umarım. "Şe-şeyy ilaç diyorum, ne ilacıysa adını söyleyin de arada bir kullanayım."

Kırvırmakta üzerime kimseyi tanımam.

Oturduğu yerden geriye doğru kaydı, sırtını karşımdaki duvara yasladı ve ellerini bağladı.

"Hangi durumlarda kullanmak isterdin?"

Bir kaşı havada, sorgulayıcı bir tonla sorduğu soruya bir anda içimden geldiği gibi cevap verdim."Geçmişi hatırladığımda!"

FÜGNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ