Bölüm 2 ~ // Ölüm, Cenaze, Kaçış //

8.4K 352 23
                                    





Uyanmıştı ama gözlerini bir türlü açamıyordu. Vücudunun her yeri hem acıyor hem de ağrıyordu. Dayanılacak gibi değildi. Birden elinin üstünde bir el hissetti. Kocası elini tutmuş ondan af diliyordu. Genç kadın kocasının ona yaptıklarını hatırlayarak korkuyla irkilip elini kurtarmaya çalıştı. Ama kocası elini bir türlü bırakmıyor hem öpüp hem de ağlıyordu.

Genç kadın son bir güçle elini çekti. Kocası ise hemen odadan çıktı. Amelia'nın her yeri acı içinde sızlıyordu. Bu evde daha fazla kalamazdı. Ama önce kendine gelmesi lazımdı. Yaraları çok tazeydi. İyileşmek için, acılarının geçmesi için uykuya ihtiyacı vardı.

Zor olsa da sonunda uykuya dalmıştı.Uykusunda ağzında bir ıslaklık hissetmiş dudaklarındaki baskıyla gözlerini açmıştı. Henry üzerine eğilmişti. Elleri her yerdeydi. Kız nefes alamıyor kurtulmaya çalışıyordu. Kocası birden kalkıp odada bir ileri bir geri dolanırken aniden önünde durmuştu. Kızın gözleri korkuyla büyümüştü.

"Sana kocalık yapamıyorum.. Ben tam bir erkek değilim. Seninde hayatını mahvettim. Çok üzgünüm."
Duyduklarıyla şaşkına dönen kız titreyerek konuştu.

"Ben kimseye bir şey söylemem. Boşanırız olur biter." Umutla genç adama baktı.

"Unut bunu böyle bir şey tabi ki olmayacak ve de kimseye hiçbir şey söylemeyeceksin yoksa seni öldürürüm." diyerek odadan hışımla çıktı.

O geceden sonrası tam bir esaret altında geçmişti. Bazı geceler kocası çok sarhoş olur onu yine döver sonra da özür dilerdi. Bu böyle altı aydan fazla sürdü ta ki o geceye kadar.

O gece genç adam çok sarhoştu hem de hırslıydı. Kapıyı kırarcasına açmış karısını korkuyla yerinden sıçratmıştı.

"Mutlu musun? Ha! Söyle mutlu musun?Senin yüzünden herkese rezil oldum.REZİL!" diye bağırdı. Kendinde değil gibiydi. Kızı bileklerinden çekip yere atmıştı.

"Hep senin yüzünden. Benimle evlenmeseydin bunların hiç biri olmayacaktı."

Bir yandan bağırıyor bir yandan da kızı omuzlarından tutup kaldırmış sonrada camın önüne fırlatmıştı. Kız camın önündeki küçük masaya çarpıp devrilmesine neden olmuştu. Masanın üzerinde bulunan vazo da düşüp kırılmıştı. Her yer cam kırığıyla kaplanmıştı. Kocası ise cam kırıklarına aldırmadan kızı kolundan tutup sürüklemeye başladı. Her yerine batan camlar yüzünden daha fazla acıya dayanamayan genç kız sessizce yalvarmaya başladı.

"Dur! Ne olur yapma" diye. Kocası ise ona hiç aldırmadan kızı tokat ve tekmelerle dövmeye başladı. Kız artık kendini taşıyamaz hale gelmişti. Adam sonunda kadını bıraktı. Genç kız yarı baygın yerde yatıyordu. Gözlerini açık tutmaya çalışıyordu. Kocasını odasına giderken gördü. Duyduğu tek el siyah sesiyle kendini kaybetti.

Kendine geldiğinde yatağında yatıyordu. Hizmetçisi başında sessizce ağlıyordu. Amelia gözünün birini tam olarak açamıyordu.El yordamıyla yatakta doğrulmaya çalıştı. Vücudu tarifsiz bir acıyla kasıldı.

"Ah! Leydim çok şükür uyandınız."Genç hizmetçi Amelia'nın elini tutmuş şevkatle sıkmıştı. Amelia biran da olanları hatırlayarak korkuyla konuştu.

"Kocam...kocam nerede? Silah sesi duydum. O nerede?" diye haykırdı.Genç hizmetçi titrek sesle "Leydim kocanız...yok. O öldü."diyerek derin bir nefes verdi. Kız duyduklarına inanamamış öylece kalmıştı. O artık yoktu. Kız sevinsin mi üzülsün mü bilememişti. Ne hissedeceğine karar verememişti.

Cenaze kısa sürmüştü. Kocasının sadece iki akrabası vardı annesi ve abisi ama onlar Londra'da değillerdi. Mektupta haber verilmişti. Yinede yetişememişler ancak cenazeden iki hafta sonra gelmişlerdi. Kayın validesi eve fırtına gibi dalarak kıza saldırdı.

ESARETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin