"Aşk"

410 44 56
                                    

"Seninle arkadaş olmak istemiyorum, Serra."

Yavaşça benden ayrıldı. Gözlerime bakıyordu. Yanağından hızla süzülen yaşla yutkundum. Ellerim omuzlarına tutunurken onu bulanık görüyordum. Kollarımı boynuna sardığımda kollarını belime doladı. Yüzüne bakamıyordum. O da bana bakmaktan sakınıyordu. Konuşamıyordum. O konuşurdu ne de olsa. Bizi bu hâlimizde bile güldürürdü.

"Seni zor durumda bırakmak istemedim, Serra. Ben kendime engel olamadım. Gözlerine baktığımda uzun yılların suskunluğunu silip attım. Ben seni mutlu görmek istiyorum. Seni hayal kırıklığına uğrattıysam-"

"Hayır, Devrim." diye itiraz ettim. Başımı kaldırdığımda gözlerini gözlerime çevirdi. Gözleri beni kendine çekiyordu. Nefessiz kalacak gibi hissediyordum kendimi ama ciğerlerime çekiyordum en saf nefesi. Yaşıyordum ben. Kalbim atıyordu sevinçle el çırpan çocuk gibi.

Gece düşündüm duygularımı, hislerimi... Ben hiç kimsede böyle hissetmedim. Aşık olmuştum ben. Hayatımda aşık olduğum kişi, Devrim oldu. Arkadaşım olarak gördüğüm, aslında arkadaştan öte olan adama aşık oldum. Gözlerimi kapattığımda onun gözleri geliyor. O beni düşüncelerimde de yalnız bırakmıyor. Sussam, o tamamlayacak gibi.

Bana beni ben olduğum için yanımda olduğunu söylemişti. Ben... Ben de onu o olduğu için yanında olmak istiyordum. Bir sebebe bağlamak mantıksız geliyordu. Bir sebep yoktu. Aşk acısı çektiğim kişilere sevdiğime dair sebep bulurken Devrim'de bulamıyorum. Her anımda Devrim vardı. Ben onu arkadaşım olarak görüyordum. Yetimhanede elimi tuttuğunda arkadaşım demiştim ona. Arkadaşım yoktu yanımda. O benim ilk ve tek arkadaşımdı. Kimse oyununa almıyordu beni. Ona sarılmayı çok sevdiğimden mi beni gören gözlerindeki o derinliği göremedim. Dikkatli bakmadım mı ona?

Yoksa her şeyin zamanı var, dedikleri bu muydu?

"Devrim, ben daha iyi anladım. İçimdeki gizemi çözdün sen. Ben senin yanında seni aramışım. Sebep bulamıyorum. Gözlerin..."

Yutkundum. Gözlerini kırpmadan bana bakıyordu. Sonra göz kapaklarını düşürdü ve gözlerime bakmayı sürdürdü. Gözleri parlıyordu ve bu hâli beni heyecanlandırıyordu. Başını eğip çevirdi. Kısa nefes çektim içime.

"Ben masayı toplayım. Kahvaltıyı sen hazırladın ne de olsa. Bebek gibi bakacaktım sana."

Yüzünde yakaladığım gülümseme ile gülümsedim. Ellerimi omuzlarından çektiğimde belimdeki kollarını ayırmamıştı benden.

"Gün bitmedi ne de olsa. Bebek gibi bakarsın bana."

Ağzımdan çıkan kıkırtıma engel olamadım. Gözlerini gözlerime çevirdi. Gülümsüyordu. Sonra kollarını sıklaştırıp bana sarıldı. Kalbim çok hızlı atıyordu. Tarifini bilmediğim bir hâl içerisindeydim. Yüreğimi okşuyordu görünmez bir el sanki. Gülümsüyorum.

Kulağıma gelen sesle duraksadım. Yine telefonumdan gelmişti. Kollarını gevşetti. Gözlerime bakıyordu.

"Telefonun durmadı bugün. Ben masayı toplayım." dedi gülerek. Kıkırdadım. Benden ayrıldığında hemen işine koyulmuştu. Canım telefona bakmak istemese de elime aldım.

Anıl kişisinden 4 yeni mesaj

Anıl/ Serra..

Anıl/ Üniversiteden arkadaşlarla buluşmamızda konu açıldı.

Anıl/ Esra'dan fark ettim numaranın sana ait olduğunu. Sen olduğunu bilseydim ilk uçakta yanına gelirdim. Üniversitede sana platonik olduğumu sanmıştım. Devrim'i seviyorsun sanıyordum. Açıkçası olumsuz cevap almak istemedim senden.

Anıl/ Ee nerdesin, ne zaman buluşuyoruz?

Belki|Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin