"Özledim"

422 53 20
                                    

"Devrim..."

Gözlerim doluyordu. Elimi bıraksın istemiyorum. Ağrılarım var. Canım acıyor.

Yatağın kenarına oturup yüzümü sildi nahifçe. Alnıma yaklaşıp öptüğünde elini sıktım. Beni bırakma.

"İlaç etkisini gösterecek inşallah, güzelim. Ben yanındayım."

Gözlerimi kırpıştırıp ona baktım. Yüzünü çevirip elimi kucağına getirdi. Elimi okşuyordu. Yüzünü göremiyorum. Ona bakmayı sürdürdüğümde bana döndü. Kızarmış gözlerini fark ettiğimde yutkundum. Gülümsüyordu.

Yataktan kalkıp yere oturdu. Başını yatağa yatırıp elimi saçına getirdi. Art arda yutkundum.

"Özledim." dedi eli elimden kayarken. Ona daha yakın olmak için sağıma döndüm. Ağrılarım yavaş yavaş diniyordu. Okşamaya başladım.

"Ağrılarım geçiyor, Devrim." dedim heyecanla. Güldü. Başını kaldırıp bana baktığında elimi yanağına getirdim. Sonradan kazandığım alışkanlığımdan kopamıyorum.

"Uykun var mı?"

Çocuk gibi gülümsüyordu. Dağılmış saçlarını öpmek istedim. Kıkırdadım.

Yatağın kenarına oturup beni göğsüne çekti. Gözlerimi kapattım. Yanağımı okşamaya başladı. Gülümsüyorum.

Yanağımda hissettiğim sıcaklıkla gözlerimi araladım. Sırıtarak bana bakıyordu. Kıkırdadım.

"Ben de öpmek istiyorum." dedim mızmızlanarak. Güldü. Yanağını bana uzattığında sulu sulu öptüm. Gülerek gözlerini gözlerime çevirdi. Gülümsedim.

Elini yanağına getirdim. Tekrar güldü. Beni kendine çekip başımdan öptü. Yerimde kıpırdanıp başımı çevirdim. Elim omzuna uzanırken belimden kavrayıp yanına oturttu beni. Gülümsüyordu.

Saçına uzanıp öptüğümde gülüşleri geldi kulağıma. Başımı göğsüne yaslayıp kıkırdadım. Sarıldı bana.

"Uyudun mu yoksa?" dedi merakla karışık gülerek. Güldüm.

"Hayır."

"İyi tamam. Uykun gelince söyle."

Ağzımı şapırdatıp yerime sindim. Güldü.

"Bu 'uykum geldi' demek oluyor sanırım."

Yerinde kıpırdandığında tişörtünden tutundum.

"Hayır, uyumuyorum. Gitme."

Yerinde dikleşip kollarını tekrar sardı bana. Uykuya yenik düşüyorum. Gözlerimi kapattım. Çok huzurluyum.

...

Burnuma dolan kokularla gözlerimi araladım.  Odamdayım. Ben iyileştim.

Aklıma gelenle yerimde yavaşça doğruldum. Devrim yoktu ve burnuma kadar gelen kokulara bakılırsa mutfakta kahvaltı hazırlıyordu. Yataktan kalktım.

Bugün yeni hayatımın ilk günü. Bugün eski Serra gibi gözükmek istiyorum. İçimdeki heyecan gitgide büyürken gözlerimi aynaya çevirip kıkırdadım. Devrim'in tepkisini çok merak ediyorum.

Vakit kaybetmeden yatağımı düzeltip banyoya geçtim. Rutin işlerimi hallettikten sonra giysi dolabının önüne gelmiştim bile. Elbiselerime göz gezdirdim. Ne giysem diye düşünürken arada kapıyı kontrol ediyordum. Devrim gelmeden ben onun yanına gitmeliyim.

Yeni hayatımın ilk gününde beyaz giymek istiyorum. Uzun beyaz elbisemi alıp yatağın üzerine bıraktım. Üzerimdeki pijamalardan kurtulup elbisemi giydim özenle. Devrim ile alışverişe çıktığımız bir gün giyerim diye almıştım ama giyme fırsatım olmamıştı. Bugüne nasipmiş.

Şimdi daha iyi anlıyorum da her anımda Devrim var. Biz her şeyi birlikte yapmışız.

Gözlerimi aynaya çevirdim. Yüzüm solgun duruyordu. Göz altlarımdaki morluklar ve dudaklarımdaki çatlaklar geçmemişti. Makyaj masamın önüne geçip sandalyeye oturdum. Hafif bir makyaj yaptım yüzüme. Yüzüm daha iyi duruyordu. Masanın üzerindeki peruğu gördüğümde heyecanım ikiye katlanmıştı. Hastanede ara ara takıyordum. Doktorum önerdi, kendimi iyi hissedebileceğimi söyledi. Bana iyi geliyordu. Bir nebze de olsa unutuyordum saçlarımın olmamasını. Ama benim de saçlarım çıkacak.

Peruğu başıma geçirdim. O an gözlerimin önüne yetimhaneden ayrıldığımızda durağa gitmek için yarış yaptığımız gün geldi. Salık bıraktığım saçlarım rüzgarda savruluyordu. İlk Devrim gelmişti durağa ama hızımı kontrol edemeyip durağı aşmamak için beni yakalayıp yanına çeken de o olmuştu. Başının etini yemiştim. Lisede sporla ilgileniyordu. Elbette o kazanacaktı ama yalancıktan kaybetmiş gibi yapsaydı olmaz mıydı?

Kendi kendime gülmeye başladım. Durağı aşıp insanlara çarpmadığım için şükretmeliyim.

Son kez aynadaki yansımama bakıp yerimden kalktım. Kapının önüne geçtiğimde derin nefes alıp verdim üç defa. Heyecanlandığımda Devrim öyle yapmamı söylerdi.

Kapının kolunu indirip kapıyı araladım. Kokular daha net gelmeye başlamıştı. Kapıyı kapattım. Mutfağa doğru ilerlerken sesi geliyordu. Şarkı söylüyordu. Kulak kabarttım.

Senin derinlerinde bir yerde buldum
Sımsıkı sarılacak karışacak köklerimi
Görmek beraber olmak seninle
Çok güzel belki ama
Düşlemek bambaşka

Kapı eşiğinde onu izlemeye başladım. Sırtı dönük olduğu için beni görmüyordu. Onu dinlemek istiyorum.

Tenin almış beyazlığını aydan
Saçlarının rengi geceden
Bundan geceye sevdam
Sen örterken benimle kalbini
Al aklım gibi hissimi
Al çünkü özlüyorum

İçimdeki heyecanla kıkırdadım. Arkasına döndüğünde yanına ilerleyerek devam ettim şarkı sözlerine.

Sen örterken benimle kalbini
Al aklım gibi hissimi
Al çünkü özlüyorum

Gözlerini kırpmadan bana bakıyordu. Bu hâli beni utandırsa da gülerek kollarımı boynuna sardım.

"Seni şaşırtacağımı biliyordum."

Gülümsediğini hissediyorum. Kollarını belime sardı. Gülümsüyorum.

"Büyülendim." dedi sesindeki hoş tınıyla. Başımı kaldırıp kollarımı gevşettim. Çok güzel bakıyordu bana. Hastanede de böyleydi.

"Utandım ya." deyip kıkırdadım. Güldü. Kollarını benden ayırıp elimi tuttu. Sandalyeyi çekip bana döndü.

"Buyurun Serra Hanım. Kahvaltıyı beğenirsiniz umarım."

Yerime oturduğumda elime öpücük bırakıp nazikçe elimi masaya bıraktı. Başımı eğip güldüm.

"Beğenmezsem bulaşıkları siz yıkarsınız." deyip yerimde dikleştim. Güldü. Yerine geçtiğinde gözlerini gözlerime çevirdi. Gülümsüyorum. Çok mutluyum.

"Gelin gibi olmuşsun."

Gözlerimi üzerime çevirdim. Beyaz elbise, gelinlik gibi duruyordu. Kıkırdadım.

"Evet, öyle olmuşum. Teşekkür ederim."

Başını sallayıp gülümsedi. Gözlerini masaya çevirip tekrar bana döndü.

"Beğenecek misin, bakalım."

Masaya döndüm. Özenle hazırlamıştı her şeyi. Önüme gelen saç tutamını kulağımın arkasına getirdim.

"Anlaşılan bulaşıkları ben yıkayacağım." dedim gülerek. Gülüyordu. Başımı kaldırdım. Gülüşü çocukluğumuza götürüyordu beni. Sanki biz hiç üniversiteye gitmedik. Liseliyiz. Yaramazlık peşindeyiz ve hayal kuruyoruz yine. Yürürken bana elini uzattığında koşacağımızı anlıyorum. Azar işittiğimizde beni arkasına alacak ve koruyacak beni. Yine ve yine...

Belki|Yarı Texting Where stories live. Discover now