21.3

5.9K 566 157
                                    

Arkadaşlar, jeongguk 'sen' diye konuşurken bir anda 'siz' diyor ikisini birlikte kullanıyor cümle içinde çünkü hâlâ alışamadı maalesef.. ona çok takılmayın.

(Ölü Ozanlar Derneği ile ilgili spoiler olabilir.)

İyi okumalar!!💓

-

O gün okul jeongguk için çok yavaş geçmişti, aklı hem dündeydi hem de bugün akşamı düşünüyordu.

Lana, timothy ile geçirdiği bir günü iğrene iğrene anlatmıştı: "kâbustu diyorum size! Çocuk çok gevşek. Bana resmen Jeongguk'u kötülemeye çalıştı. İzin versem ağzıma düşecekti." Jeongguk gülüp kızın yanağına bir öpücük kondurdu. "Teşekkür ederim sana." Alyssa ise ikisini dinlemiyor gibiydi. Kendi dünyasındaydı.

Edebiyat derslerinde taehyung durgundu, konuları heyecanla anlatmamıştı. Bitse de gitsek modundaydı sanki. Bu hali jeongguk'u düşündürttü.

Okul çıkışı timothy'nin ve onun arkadaş grubundan kimselerin olmadığından emin olunca Bay Kim'in odasına gitti. Kapıyı açması ve taehyung'un ona sımsıkı sarılması bir olmuştu. Kuzum, dedi. "Ben sürekli aynı hatayı yapan bir aptal mıyım ki?"
Kaşlarını çattı jeongguk. "Neden öyle diyorsunuz ki Bay Kim?"

Niyesi mi var, dedi esmer adam burnunu çekerken. "valerie ile konuşurken yine yalnız bıraktım seni.. özür dilerim.. çok sevdiğim bir yazardan açıldı konu dalmış gitmişim." Bir süre yanıt vermedi jeongguk ona. "Alışırım herhalde." Dedi sonra.

Taehyung başını iki yana salladı. "Alışmak mı? Saçmalama lütfen. Seni üzmekten nefret ettim." Hayat bu, dedi küçük olan. "Olur böyle şeyler."
Jeongguk, diye bir serzeniş bıraktı ortaya taehyung. Omuz silkti beyaz tenli. "Gitmiyor muyuz?" Taehyung, postacı çantasını omzuna asıp çıkmak için kapıyı açtığında hafifçe öksürdü Jeongguk. Bay Kim, dedi sonra "paltonuz." Dilsiz uşaktan, taehyung'un astığı ve almayı her zaman unuttuğu paltoyu alıp, esmer adamın omuzlarına bıraktı.

-

"Bay Kim! Hani hiç tırmalamazdı?"

"Jeongguk, resmen tahrik ettin ama onu!"

"Ne demek tahrik ettim? Sadece elimi kapabilecek mi diye baktım!"

"Kaptı o da. Ne bekliyordun ki?"

"Nezihçe patisini elimin üzerine koymasını."

"Kusura bakmayın, jeongguk hazretleri. Rönesans bırak onu gel yanıma."

Taehyung'un çağırmasıyla giden kediye karşı jeongguk dil çıkardı. "Çokta tın. Gidersen git. Benim de Mocha'm var." Rönesans ona dönüp miyavladı. Ve miyavlamasını taklit eden jeongguk'a boş boş baktı.

Eve vardıklarında taehyung ikisine güzel bir yemek hazırlamış, zorla o yemeği jeongguk'a yedirmişti. Konu üniversite başvurularına gelince jeongguk, bir iki yere başvurduğunu ancak asıl istediği yer olan university of toronto"ya ocağın başında başvuracağını söyledi. Kabul edilirsen, diye sordu taehyung. "Toronto'ya gider misin?" Tabii ki, demişti jeongguk. "Orası benim hayalim." Yani benden uzağa gideceksin, diyerek dudak büktü taehyung.

İç çekti beyaz tenli ve kendisini kazanırsa gitmeye ikna eden konuşmasını Taehyung'a da yapmak için dudaklarını araladı: "toronto ve ottawa çokta uzak sayılmaz, taehyung. Dört saat, bilemedin beş saat, dört yüz kilometre yol.. Annem her zaman ne olursa olsun hayalimin peşinden gitmemi söylerdi bana. Ve benim hayallerim ottawa'da çift diploma yapmakla başladı, toronto üniversitesi'nde endüstri mühendisliği okumakla da devam edecek. Bu yolculuğumda sizi daima yanımda istiyorum. Ancak hayat bu, her şey bazen mümkün olmuyor. Hem, başvurumu kabul edecekleri de kesin değil.. daha önce söylemiştim size: sevmek sevdiğin kişiyle beraber olmak değildir. Çünkü aşk onunla yaşamak değil onu yaşamaktır. Benim kalbimde aklımda nereye gidersem gideyim daima seninle."

İris'in ÖlümüWhere stories live. Discover now