Eğer yapabilseydim, o tepeyi aşardım

171 19 26
                                    

"Minjeong!" kaçan kızın arkasından gelen sürünün tek amacı 'cadı' gördükleri Minjeong'u yakalayıp ateşte küle çevirmekti.

Minjeong izini kaybettirdikten sonra bir süre dinlenmek için bulduğu geniş bir ağacın kovuğuna sıkışıp nefeslendi.

Sanırım tüm gecesi burada geçecekti ki dışarıdaki çetrefilli orman ve vahşi hayvan seslerine baktığında vücudu fazla savunmasız kalıyordu.

Gece dışarıdaki olasılıklara karşı önlem için bir süre nöbet tutmuştu. Ki bir şey olsaydı bile kendini tam savunamazdı ama yine de içini rahatlatmaya çalışmıştı. Nöbet tutarken sızmış ve güneşin bir süre onu rahatsız etmesiyle kımıldamıştı olduğu yerden.

Karnına baskı yapan tuvaleti ile başı yardımıyla etrafı kolaçan etti kovuktan çıkmadan.

Hâlâ anlam veremiyordu. Neden o kadar koştuktan sonra birden peşini bırakmışlardı ki. İşini bir çalılığın ardında hallettikten sonra 15 dakika veya o aralıklardaki yürüyüşünden sonra bulduğu nehire koşmuş ve yere çökmüştü.

Buz gibi suyu avuçlarına almış yüzüne çarptırmıştı. Tenine değen soğuk su kendine getirmişti bir süreliğine tam suyu kana kana içmeye başlamıştı ki etrafta sert bir ses duydu.

"Kimsin?" tok ses hemen arkasından geliyordu. "Asıl sen kimsin lan!" Minjeong'un yanına doğru gelen ses çok tanıdıktı. Umdu, o olmamasını. "Burada ne işiniz var?"

Tok ses tekrar konuştuğunda yanına olmamasını istediği kişi gelmişti. Abisi Lee Minho. Babaları Minho ile aynıydı. Minho'nun annesi onu doğururken ölmüş babası da yalnız kalmamak için kendine yeni bir omega bulmuştu. Yani Minjeong'un annesini.

"Canınız ölmek istiyor galiba!" Arkadaki tok sese sonunda dönebilmişti Minjeong. "siktir yuh..." sonuna doğru bir sessizliğe yönelmiş karşısındaki adama bakıyordu.

"Yakalayın çabuk! Avdan boş dönmek yazık olur şimdi." Yang Jeongin, Kuzey bölgesinde egemenliğini salmış çoğu sürüye üstünlük kurmuş ve himayesi altına almış Kızıl Güneş'in lideri.

Yani liderlerinden biri desek daha doğru olurdu. Yang Jimin nam-ı diğer Katarina veyahut Karina ana liderdi kardeşi Jeongin ona hep yardım ederdi.

Bu yüzden onlar lider değil liderlerdi.

Omuzlarından tutulup götürülmeye çalıştıklarında ilk başta direnmişlerdi. Ancak kuzey sert ve güçlü alfarıyla meşhurdu. Onları orman yolundan iteleyip kendi istedikleri yöne sürükleyen alfara pek bir şey yapamıyorlardı.

İkisi de sonuç olarak omegaydı ve alfa feromonları onları çok sıkıştırıyordu. Yine de Minho kardeşini kollarıyla sıkıca sarmalayıp etrafa derin ve korkunç bakışlar atmayı da kesmiyordu.

Büyük bir tepeye geldiklerinde Min ikilisi ne kadar çıkmaya çalışırlarsa çalışsın kayan toprak ve hafif bedenleri yüzünden rügarda kayarak tekrar aynı yere geri dönüyorlardı.

"Cidden çıkamayacak kadar güçsüz müsünüz?" Jeongin'in dediğine Minho sinirle "Eğer yapabilseydim, o tepeyi aşardım." Minjeong çıkabilirdi aslında uykusunu almış suyunu içmiş ve çalılıkta ihtiyacını giderdiği için kendini rahat hissediyordu.

Ama Minho tüm gece boyunca kardeşine yetişebilmek için koşmuş yorgunluktan bitap düşmüş ve açtı. "Peki o zaman" etrafa güçlü feromonlarını yaydığında Minho'yu kucağına almış ve tepeden çıkarmaya başlamıştı.

Minjeong sakince ve bazı yerlerde zorlansa da tepeyi çıkmış ve yokuştan inmeye başlamıştı.

Geçen zamandan sonra büyük bir yerleşim yeriyle karşılaştıklarında en büyük eve ilerlemişti Jeongin "Sakın bırakmayın onları" hâlâ kucağında put gibi duran Minho'yu fark ettiğinde durmuştu.

İndirip Minjeong'un yanına doğru itelemiş "Bunu da" diyerek eve ilerlemişti.

Zaman geçmiş Jeongin tekrar dışarı çıkıp yanlarına gelmişti. "Sizi bekliyor" gülümsemesiyle yanaklarında oluşan gamzelere baktı ikili.

Minjeong Minho'ya yaklaşıp "Kaçırma yakışıklı çocuk" Jeongin tam Minho konuşucakken ortaya atlayıp "Biliyorum o kadar yakışıklı olduğumu"

Göz kırpıp gülümsediğinde içeri doğru gitmişlerdi. Evde üst kata çıkıp büyük bir kapının önünde durduklarında derin bir nefes almıştı Minjeong. Karnı kasılıyordu sürekli.

Kapı açıldığında onunla göz göze geldi. O an gözleri cam mavisi parlayıp heyecanla feromon salgıladı. Bir anlık kendini kaybetmişti. Karina da ondan farksız sayılmazdı.

Gözleri kırmızının en koyu tonuna büründüğünü fark etti herkes. Ortamı Minjeong'un feromonlarını bastıracak daha ağır bir feromon kapladığında nefesini tutmuştu oradakiler.

Jeongin anlık nefessizlikten dolayı dayanamamış Minjeong'u odaya itip kapıyı kapatmıştı. Minho'nun elinden tutarak dışarı götürdüğünde odadaki ikili sadece duruyorlardı.

"Kimsin?"

"Sizin ailede genetik herhalde bu soru- Kim Minjeong."

"Kim Minjeong, tanıştığıma memnun oldum.
Söyle şimdi neden benden habersiz benim topraklarımdaydın. Ya da şöyle mi demeliyim, Kuzey'e hoş geldin?"

________________________

yazim yanlislarim 😔😔🖐🏻

neyse hos mu geldin canim 🤩

The Leaders | WinrinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin